Meme biyopsileri görüntüleme yöntemleri ile tespit edilen şüpheli bölgelerden mikroskobik inceleme için parça alınmasıdır.
Radyolojik yöntemlerin (ultrasonografi, mamografi veya magnetik rezonans) rehberliğinde, hastaya en az zarar verilecek şekilde, yeterli miktarda doku, radyolog tarafından uygun biçimde seçilmiş iğnelerle alınır.
Histopatolojik tanı gerektiren bir durumda radyoloğun görevi; hasta için en az zararlı patolog için en fazla bilgi veren biyopsi yolunu seçip uygulamaktır.
Meme hastalıklarında biyopsi uygulamaları sıklıkla aşağıdaki durumlarda yapılmaktadır;
1- Memede Ultrasonografi, Mamografi veya MR tetkikleri ile saptanan bir kanser varlığında tanıyı netleştirme ve hücre alt tipini belirlemede.
2- Yine diğer görüntüleme yöntemleri ile saptanmış olan ancak meme kanseri olup olmadığı net olarak anlaşılamayan durumlarda.
3- Memede daha önce saptanan ve takip edilen kitlenin büyümesi, şekil değiştirmesi veya kitlenin iç yapısında değişiklik izlenmesi durumunda.
4- Daha önce kist olduğu düşünülen bir patolojinin daha sonradan karakter değiştirmesi durumunda.
Meme biyopsisi kadınlarda tedirginlik yaratan bir durumdur, ancak işlem öncesi işlemi yapacak Radyoloji Uzmanından bilgi alınması gerginliği azaltacaktır.
Eğer iğne biyopsisi sonucunda hastalığın iyi huylu olduğu anlaşılırsa, hasta birçok gereksiz işlemden de kurtulmuş oluyor. İşlem sonrası bulgular, iyi huylu, şüpheli (atipik) ya da kötü huylu olarak rapor ediliyor.
İğne biyopsileri, ultrasonografi, mamografi (stereotaksik yöntem) ya da MR rehberliğinde uygulanabiliyor. Ultrasonografi, hem hasta hem de hekim için radyasyon içermemesi, iğnenin ekranda sürekli takip edilebilmesi nedeniyle tercih ediliyor. Sadece mamografide görülen bulguların biyopsisi stereotaksik yöntemle mamografi rehberliğinde, sadece MR'da saptanan bulguların biyopsisi ise MR rehberliğinde yapılıyor.
Son Dakika › Advertorial › Meme biyopsisi nedir ve nasıl yapılır? - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?