AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, yargı paketi taslak metnini CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'a teslim etti.
Yargı paketine yönelik çalışmalarla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. AK Parti Grup Başkanvekilleri Mehmet Muş, yargı paketi taslak metnini CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'a teslim etti.
AK Parti'nin hazırladığı, TBMM'ye sunulup ekim ayı içinde yasalaştırılması hedeflenen 1. yargı paketi taslağında seri yargılamadan, bazı davalarda yeniden yargılamaya kadar, uygulayıcıların niteliklerinin artırılması, düşünce ve ifade özgürlüğünün pekiştirilmesi gibi pek çok düzenleme yer alıyor.
38 maddeden oluşan taslak metinde ceza infaz indirimi yer almıyor. O ayrı bir paket olarak gelecek.
5 kanunda değişiklik öngörülüyor. Taslak metine göre 15 yılını doldurmuş avukatlara yeşil pasaport verilecek. Avukatlık sınavı geliyor ve arabuluculuk genişletiliyor.
15 Temmuz sonrası berat etmiş ama pasaportlarına el konulanlarla ilgili düzenleme yapılıyor.
İnfaz yasası ile ilgili ayrı bir düzenleme olacağını belirten Muş, " CHP'ye sunduğumuz pakette bu husus yok." dedi.
Mehmet Muş, yargı paketinin ise bu hafta Meclis başkanına sunulacağını belirtti.
Seri yargılama getirilecek ve yargılama süresi kısaltılacak.
AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, "1 Ekim'e kadar bu süreci tamamlamak ve teklifi Meclis Başkanlığı'na sunmak istiyoruz" açıklaması yapmıştı.
Hükümetin açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi hakkında görüşlerini açıklayan ceza hukukçusu Avukat Cesim Parlak, Adalet Bakanlığı'nın paylaştığı Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin yargı reformu projesinin ilk adımı olduğunu belirterek şu açıklamalarda bulundu: "
Belgede Toplam 15 Farklı Kanunda değişiklik öngörülmektedir. Bu değişiklikler toplumda oluşan infaz yasasındaki değişiklik beklentisini içermiyor. Pakette af çıkmadığı gibi ceza indirimi, ya da infaz süresinin dışarda geçirilmesi gibi düzenlemeler de yok.
Bugün cezaevinde 300 bin hükümlü ve tutuklunun üzerinde oluşturulan beklenti boş çıkmış oldu. Yargının hızlandırılması için ceza muhakemesi kanunundan seri muhakeme usulü ve basit yargılama usulü getirilmekte. Seri yagılama usulü; ile bazı suçlarda savcının dava açmadan şüpheli ile anlaşarak şüphelinin de kabul ettiği indirimli ceza vererek dosyayı karara bağlamasıdır. Bu sistemle Amerikan yargı sisteminde uygulanan cezada pazarlık uygulaması getiriliyor. Seri yargılama usulünde sayılan suçlara bakıldığında daha çok üst sınırı 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlar için öngörülüyor. Bunun alt yapısı oluşturulmadan Ceza Muhakemesi Kanununda ve Ceza Kanununda temel değişiklikler yapılmadan bu düzenlemenin getirilmesi çok da suçla mücadelede etkili olmayacaktır.
Basit Yargılama Usulünde; ise üst sınırı 2 yıl hapis cezasını geçmeyen suçlarda savcı davayı açtıktan sonra mahkeme 15 gün içerisinde tarafların beyanlarını yazılı olarak aldıktan sonra karar verecektir. Artık bu suçlar için bu davalarda duruşma olmayacak ve yargılama zaman yayılmayacak. Bu düzenleme kısmen de olsa Asliye Ceza Mahkemeleri'nin iş yoğunluğunu hafifletecek doğru ve yerinde bir düzenlemedir.
Uzlaştırma kapsamındaki suçlar genişliyor. 1)Güveni kötüye kullanma, 2)Hırsızlık malını satın almak, 3)Çalışma hürriyetini ihlal suçları da uzlaştırma kapsamına alınıyor. Bu şekilde uzlaştırma kapsamındaki suç sayısı artmış oluyor. Bunla da daha çok dava yoluna gidilmeden savcılık aşamasındayken kişilerin maddi anlamdaki mağduriyetleri giderilme yolu genişletilmiş oluyor. Bu bakımdan bu düzenleme doğru ve yerinde bir düzenlemedir.
Ağır Cezalık suçlarda soruşturma aşamasında tutukluluk 1 yıldan fazla olmayacak. Ancak devlete karşı işlenen suçlarda ve terör suçlarında 2 yıl olarak düzenleniyor. Ağır CezaMahkemesi'nin görevine girmeyen suçlarda ise soruşturma aşamasında tutukluluk süresi 6 ayı geçmeyecek. Tutuklulukla ilgili bu düzenleme yetersiz bir düzenleme. Zaten soruşturma süreleri 1 yılda bitiyor. Önemli olan dava açıldıktan sonra tutuklu geçirilecek süreyi kısaltmaktır. Dava açıldıktan sonra Ağır Cezalık suçlarda tutukluluk süresi 3 yıldır. Terör ve devlete karşı işlenen suçlarda ise 5 yıldır. İlk derece mahkemesi karar verdikten sonra da artık Yargıtay'dan dönüp kesinleşinceye kadar olan sürede de tutukluluk hesaplaması yapılmıyor. Onun adına da ''hükmen tutuklu'' denilen garip bir uygulamayla tutukluluk devam ettiriliyor. Bu nedenle tutukluluk süresiyle ilgili yapılan düzenleme çok da bir anlam ifade etmemekte.
Tututkluluk süreleri daha bütüncül bir bakış açısıyla düzenlenmedikçe bu şekildeki yarı yamalak düzenlemeler tutukluluk süreleri konusundaki problemi çözemeyecektir. Bu düzenleme haliyle eksik bir düzenlemedir.
İstinaf mahkemelrince verilen örneğin; 5 yılın altındaki Cumhurbaşkanı'na hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, suçluyu övme, devlet organlarını aşağılama, toplantı ve gösteri yürüyüş kanununa muhalefet, halkı askerlikten soğutma, suç işlemeye tahrik, terörle mücadele kanununun 6. ve 7. Fıkrasında yer alan bazı suçlar yönünden verilen kararlara temyiz yolu açılıyor.
Yargı paketinde bu anlatılan suçların bir çoğu niteliği itibari ile düşünce hürriyeti ile bıçak sırtı dengede olan suç tipleridir. Burada bu suçların tanımını yeniden yapmayı suçun unsuru olarak şiddeti somutlaştırması gerekirken, suça verilen cezanın istinaftan sonra temyiz yolunun açılması olmasının pek bir anlamı yoktur. Sadece o suçla suçlanan kişi üzerindeki baskının bir müddet daha uzamasını sağlamaktadır.
''Haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklaması suç oluşturmaz.'' düzenlemesi 7. Maddesinin 2. Fıkrasınaeklenecek olan bu düzenleme, örgüt propagandası suçlarından mahkum olan gazetecileri, yazarları ve televizyoncuları bir nefes aldıracak, gazeteciler açısından daha özgürce yazma ve fikirlerini söyleme yolunu açacaktır. Fakat aynı maddenin içindeki bireylerin sosyal medya üzerinde yaptığı paylaşımlar halen suç olarak nitelendirilmeye devam edilecektir. Bu düzenleme bir bütün olarak özgürlükçü bir anlayışı ifade etmiyor.
Bu yeni yargı paketinin 15 yasada yaptığı değişiklik olumlu ve olumsuz taraflarıyla değerlendirildiğinde toplumda oluşturulan beklentiyi karşılamadığı açık ve nettir. 15 yıl avukatlık yapanlara yeşil pasaport verilmesi, noterlik ve avukatlık mesleği için sınav getirilmesi, hakimlik savcılık mesleğine kabul de yapılacak mülakatlara yine Bakanlanlık nezdinde oluşturulan komisyonun genişletilmiş olması, bazı suçların uzlaştırma kapsamına alınması, bazı suç tipleri için de pazarlık usulünün getirilmesi, istinaf mahkemesinin özellikle düşünce açıklama kapsamında kalabilecek suç tipleri için temyiz yolunun açılmış olması olumlu düzenlemeler olarak görülebilir. Ama temelde terörle mücadele kanunu bu haliyle devam ediyorsa, cezaevlerinde 300 bin kişi yatıyorsa, infaz yasasında düzenleme yapılmıyorsa, hakim ve savcıların mülakatı hala eski sistemle yapılıyorsa, mesleğe alımlarda referansların geçerliliği devam edecek şekilde korunuyorsa yargıda kısa vadede bu palyatif çözümler hiçbir şekilde istenilen sonucu elde etmeyecektir.
Hukukun evrensel ilkeleri ve esasları, hukuk, adalet kavramları temel başucu kuralı kabul edilip o çerçevede düzenleme yapılmadıkça yargıda bir sonuca gidilmesi mümkün değil. Türkiye koşulları ve içinde bulunulan konjonktür denilerek cesur adımların atılmasından kaçınılarak kıyısından köşesinden düzenlemelerle sonuca gitmek mümkün değildir. Bu pakette de biz yargının içinde bulunan hukukçuları ve toplumu tatmin edecek sonuç çıktığı söylenemez."
Son Dakika › Güncel › AK Parti, yeni yargı paketinin taslak metninini CHP'ye sundu - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?