390 yıldır ayakta, sırrı hala çözülemiyor - Son Dakika
Kültür Sanat

390 yıldır ayakta, sırrı hala çözülemiyor

390 yıldır ayakta, sırrı hala çözülemiyor Yumurta satarak yaptırdığı cami, 390 yıldır gördüğü afetlere rağmen hiç ağır hasar almadı 1631 yılında Yumurtacı Mehmet Efendi'nin yaptırdığı cami, geride kalan 390 yılda bir çok afet gördü.

25.12.2021 13:08  Güncelleme: 13:13

390 yıldır ayakta, sırrı hala çözülemiyor

Yumurta satarak yaptırdığı cami, 390 yıldır gördüğü afetlere rağmen hiç ağır hasar almadı

KOCAELİ - 1631 yılında Yumurtacı Mehmet Efendi'nin yaptırdığı cami, geride kalan 390 yılda bir çok afet gördü. Hiç ağır hasar almayan cami bu özelliğiyle dikkat çekiyor. Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından duvarları taş, tavanı ise ahşap olarak inşa ettirilen cami, hala ibadet için kapılarını vatandaşlara açıyor.

Kocaeli'nin İzmit ilçesine bağlı Hacı Hasan Mahallesi'nde bulunan Yumurtacı Cami, 1631 yılında yumurta satarak geçimini sağlayan Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından inşa ettirildi. Dönem dönem küçük tadilatlara sokulan caminin en önemli özelliği ise hiçbir ağır hasar almamış olması. Cami, bölgede büyük yıkıntılara sebep olan 1999 Gölcük Depremi'ni bile hafif hasarla atlattı. Rivayetlere göre, 17 Ağustos 1999'da depremin gerçekleştiği saat olan 03.02'de duvar saati durdu. Saat daha sonra da herhangi bir değişiklik yapılmadan günümüze kadar taşınarak duvarda tutulmaya devam ediliyor. Saat hala 03.02'yi gösteriyor.

Hiçbir ağır hasar almamış olan caminin mimari yapısında ise taş duvar olması dikkatleri çekiyor. Tavanı ahşap malzemeden yapılan Yumurtacı Cami, dikdörtgen şekliyle de göze çarpıyor. Küçük bir alana sahip olan 2 katlı caminin üst katında ise kadınlar mahfili yer alıyor.

"Sattığı yumurtalardan elde ettiği kazançla camiyi yaptırmış"

Hayatı boyunca Hacı Hasan Mahallesi'nde yaşayan 65 yaşındaki Muharrem Tezer, küçüklüğünden beri caminin hikayesinin ilk kez duyanlar tarafından ilgi çektiğini söylerken, "Camiyi yapan kişi Yumurtacı Mehmet Efendi. Kendisi burada yumurta satarak geçinirmiş. Sattıklarından elde ettiği kazançla camiyi yaptırmış. Kabri de caminin bahçesinde. Dikdörtgen kare biçiminde yapılmış bu mabet. Duvarları taş, tavan kısmı ahşap. Bir de üst katta küçük bir kadınlar mahfili bulunuyor" dedi.

"Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından yapıldığından beri ağır hasar almamış"

Tezer, çocukluğunda caminin kapalı olduğunu ve küçük tadilatlar görmesinin ardından ibadete açıldığını vurguladı. Ayrıca caminin hiçbir ağır hasar almadığını da sözlerine ekleyen Tezer, "Cami çocukluğumuzda kapalıydı. Mahalle büyüklerimizden bazılarının ön ayak olmasıyla cami tekrar ibadete açıldı. Bir tamirat yapıldı ve o günden beri hizmet veriyor. Ara sıra tadilatlar yapıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait olduğu için bazen vakıflar tadilatlar yaptı. En son 1999 Gölcük Depremi'nde hafif hasar aldığı için tadilat yapıldı. Yani, Yumurtacı Mehmet Efendi tarafından yapıldığından beri ağır hasar almamış. Bakımsızlıktan dolayı ufak tefek tamiratlar olmuş" şeklinde konuştu.

"Duvar olarak örülen mezar taşları, duvardan çıkarılıp tekrar mezar taşı oldu"

Bahçede bulunan Osmanlıca yazılı mezar taşlarının da bir aralar duvar taşı olarak kullanıldığını sonradan tekrar mezar taşı işlevine döndürüldüğünü söyleyen Muharrem Tezer, "Yumurtacı Mehmet Efendi'nin kabri caminin bahçesinde. Oradaki mezar taşları Osmanlıca yazılı. Eski mahalle sakinlerinden de defnedilenler var. Bizim küçüklüğümüzde Osmanlıca yazılı mezar taşları caminin bahçesinden toplanıp Bağçeşme Mezarlığı'na götürüldü. Bir kısmı da cami duvarları örülürken duvar taşı yerine kullanılmış. Daha sonraki yıllarda duvar olarak örülen mezar taşları duvarın içinden çıkarılıp tekrar mezar taşı olarak cami bahçesine kondu" ifadelerini kullandı.

390 yıldır ayakta, sırrı hala çözülemiyor
Kaynak: İHA

Son Dakika Kültür Sanat 390 yıldır ayakta, sırrı hala çözülemiyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement