Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) bünyesinde 3 yıl önce kurulan Deneysel Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezinde, arkeolojik buluntularla elde edilen veriler ışığında ok ve yay üretilerek tarih öncesi çalışmalar öğrencilere aktarılıyor.
Merkezde, eski toplumları canlandırmak, tarih öncesi yöntemleri, sosyal ve ekonomik sistemleri anlayabilmek ve bugünkülerle ilişkilendirebilmek amacıyla araştırmalar yapılıyor.
Çalışmaların son evresinde, bazı kazılardaki arkeolojik verilerden yola çıkan akademisyenler ve öğrenciler, fındık, ceviz, kızılcık ağaçlarını kullanarak ok ve yay üretiyor.
Tarihi çok eskilere dayanan ve avcılık ile savaşlarda kullanılan ok ve yayın, tarih öncesi dönemlerden bugüne gelişimi gün ışığına çıkarılıyor.
Araştırma merkezinin müdürü Doç. Dr. Deniz Sarı, AA muhabirine, deneysel arkeolojik çalışmalar yaptıklarını, tarih öncesi dönemlerde okçuluk ve ok üretim tekniklerini araştırdıklarını söyledi.
Mesleki bilgi ile arkeoloji altyapısını birleştirerek yenilikçi ve örnek araştırmalar yaptıklarını belirten Sarı, şöyle devam etti:
"İnsanların en eski beslenme yöntemlerinden, en temel ihtiyaçlarından biri avcılıktır. Avlanabilmek amacıyla insanlar en eski kullandıkları ham madde olarak taşı ve ağacı seçerek, ok ve ok ucu yapımlarına başlamışlardır. Tabii zamanla teknolojiler gelişmiştir. Biz burada tarih öncesi dönemlerde Anadolu'da kullanılmış arkeolojik kazılarda ele geçirilmiş ok uçlarını örnek alarak bunları canlandırma çalışmaları yaptık. Bu şekilde geçmişin teknolojilerini anlama anlamında da önemli bir yol aldık."
Sarı, çalışmalarının, insanlık tarihinde başlarda avcılık, sonraları savaş ve geleneksel spor dalı ile özdeşleştirilen okçuluğun gelişimini anlamak bakımından önemli olduğunu dile getirdi.
"Kazılarda ok ve yay kalıntılarına rastlanması zordur"
Arkeolog ve okçuluk antrenörü Burcu Saygılı da taş veya metal gibi organik olmayan malzemeden üretilen ok uçlarının, bugüne kadar korunan ve arkeolojik kazı ile yüzey araştırmalarında sıkça rastlanan bir malzeme grubu olduğunu anlattı.
Önceki deneysel çalışmaların daha çok ok ucu ağırlıklı olduğunu vurgulayan Saygılı, "Ok uçlarının yanı sıra ok atmanın önemli bileşenlerinden olan ok ve yaya ait kalıntılara, organik malzemeden üretildiği için kazılarda rastlanması oldukça zordur. Çalışmalarımızda yay, ok gövdesi ve ucu gibi aletlerin üretim aşamalarını da araştırarak, kısıtlı bilgilerle ulaştığımız kültürleri anlamak için yeni bir imkan sunuldu." dedi.
Saygılı, atölye çalışmalarında okçuluk, ok ve yay yapımını tercih etmelerinin nedeninin, bunların üretimiyle ilgili bilgilere ulaşmak olduğunu vurguladı.
Ok ve yay yapımının bu alanda karanlıkta kalan konular olduğuna işaret eden Saygılı, şöyle konuştu:
"Arkeolojik veriler ışığında fındık ve ceviz ağaçlarını kullanarak yay ve ok yapımına başladık. Fındık ve kızılcık ağaçlarını tercih ettik. Bunları, ok ve yayın dengesini sağlayabilmesi bakımından elverişli olduğundan tercih ettik. 'Buz Adam Ötzi' olarak bilinen insan kalıntısının yanındaki tamamlanmamış yay ve 12 oku esas aldık, çalışmamızı tamamladık. Okçuluk teknolojisinin tarih öncesi dönemden günümüze kadar gelişimini, okçuluk tarihçesinin süreçlerini ortaya koyduk."
Son Dakika › Kültür Sanat › Arkeolojik veriler ışığında ok ve yay yapımını öğretiyorlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?