Yazar Yusuf Kaplan, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nde düzenlenen, "İktidarın Kültürle İmtihanı" konulu söyleşiye katıldı.
Gazeteci yazar Bünyamin Yılmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte konuşan Kaplan, kültürle toplum arasındaki en büyük engelin, modernlik olduğunu belirtti.
Yusuf Kaplan, 120 yıldır sanat ve kültür üreten herkesin Nietzsche'nin paltosundan çıktığını söyleyerek, "Bunlar Nietzsche'nin haylaz çocuklarıdır. Fakat Batı Uygarlığı Nietzsche'nin başlattığı kültürü devam ettirebilecek, kavrayabilecek düzeyde değil" dedi.
Nietzsche'nin nihilizm üzerinden modernizme bir darbe vurduğuna ama nihilist olmadığına işaret eden Kaplan, şunları kaydetti:
"Bütün insanlığın yükünü omuzlarımızda taşıyamayacaksak, bizim Müslümanlığımızın bir anlamı yoktur. Dil kurma, düşünme ve hakikat yolculuğunu kıvama erdirebilecek bir ihtiyaç var. Bunun için öncü kuşaklara ihtiyaç vardır. Burada olan ama burada olmayan insanlardır bunlar. Yalnız insanlardır. Biz de ümmileşmiş iki insan vardır. Biri Bediüzzaman, biri Sezai Karakoç'tur."
"Karşı devrim sanattır"
Kaplan, Nietzsche'nin "Ahlakımız, felsefemiz dekadansın formuna dönüştür" ifadesine vurgu yaparak, "Karşı devrim sanattır. Dekadans, özgürlüğün yitirilmesi demektir. İçinde yaşadığımız durum 100 yıldır dekadansla danstır" dedi.
Batı uygarlığının felsefi ve ahlaki anlamda çöküşünün habercisinin modernlik olduğunu ve tarihte geliştirilen en sığ ve sığlaştırıcı akıl yönteminin modernizme ait olduğunu öne süren Kaplan, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin çocukları, hümanizmi başka bir ülke üzerinden tanımlıyor. Oysa biz Yunus Emre'nin, Mevlana'nın çocuklarıyız. Biz durduğumuz yeri yitirdik. Konuşlandığımız yerin farkında değiliz çünkü sünnet-i seniyyeyi bilmiyoruz. Biz medeniyet tanımı yaparken batı uygarlığı üzerinden yapıyoruz. Bu aşağılık kompleksidir. Biz modernliği anlamadan, hesaplaşmadan postmodernliğe yakalandık. Bizim geleneğimizin ruhunu oluşturan irfandır. Medeniyetle din kavramını aynı anlamlarda kullanıyoruz. Bu çok tehlikeli bir şey."
"Batı, kültürü çökertmek için Osmanlı'yı unutturmayı amaçlıyor"
Yusuf Kaplan, batının kültürü çökertmek için Osmanlı'yı unutturmak, İslam düşüncesinin Gazali'den sonra bittiğini dikte etmek ve Hz Peygamber'in konumunu sarsmaya çalışmak gibi amaçlarının olduğunu savundu.
Medeniyetin omurgasının Selçuklu ve Osmanlı üzerinden kurulduğunu belirten Kaplan, "Selçuklu medeniyeti kurdu, Osmanlı korudu. Şimdi bu omurgayı kırmaya çalışıyorlar. Bin yıldır bizim kurduğumuz merkezi, marjin üzerinden kırmaya çalışıyorlar. İran marjinal bir projedir. İran varlığını İsrail'e, İsrail varlığını İran'a borçludur. Şu an Fars kültürü Türk Cumhuriyetlerine nüfuz etmiş durumda" ifadelerini kullandı.
Kaplan, tanrı fikrinin yitirilmesinin hakikati, yolu kaybetme anlamına geldiğini belirterek, şunları söyledi:
"İnsanın tanrılaştırması hikayesi şöyledir. Orta Çağ'da İsa Mesih resimlerde direkt bize bakar. Bakan, gören, işiten odur. Tanrılaştırılmıştır. Modern resimde ise İsa Mesih bize bakmaz, biz ona bakarız. Çünkü insan tanrılaşmıştır. Bu tanrılaştırma fikri, batıdan dalga dalga yayıldı. Hakikat fikrinin yitirilmesi, insanın yolunu kaybetmesi demektir. Ego, hız, haz, ayartı ortaya çıkar."
Osmanlı Devleti'nin kapitalizme direndiği için bilkuvve çöktüğünü, Osmanlı medeniyetinin ise kapitalizme direndiği için bilkuvve yaşadığını söyleyen Kaplan, "Bu dünyanın ihtiyacını karşılayabilecek tek bir söz var. O sözü söyleyebilecek bir tek biziz. Ama biz yokuz" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Kültür Sanat › İktidarın Kültürle İmtihanı' - Son Dakika
Sadullah Efe, engelli bireylerin gerçek hayat hikayelerinden yola çıkarak kaleme aldığı 'Kadere Yolculuk' adlı hikaye kitabının tanıtımını yaptı. Kitap, engelli bireylerin engellilik nedenlerini, günlük hayatta çektikleri sıkıntıları ve toplumdan beklentilerini ele alıyor. Kitap, ARES yayıncılık tarafından bin adet basıldı ve kitap evlerinden ve internet satış sitelerinden temin edilebilir.
Kayseri'de bulunan Mustafa Özkan Anadolu Lisesi öğrencileri, Faruk Nafiz Çamlıbel tarafından yazılan Han Duvarları şiirini, şiirin bir bölümünün yazıldığı İncesu Kara Mustafa Paşa Külliyesi'nde gördükleri ders ile öğrendiler. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen 'Sınıfım Kayseri' Projesi kapsamında öğrencilerin tarihi mekanlardaki dersleri sürüyor.
Hollywood yıldızı Marilyn Moore ve Playboy dergisinin kurucusu Hugh Hefner'ın yakınındaki mezar satışa çıkıyor. Açık artırmaya sunulacak olan mezarın 400 bin dolara alıcı bulması planlanıyor.
Sakarya'da gölge oyunu ve meddahlık geleneğini yaşatan Seçkin Bayramoğlu, Karagöz-Hacivat oyunlarıyla ramazan akşamlarını eğlenceli hale getiriyor. Bayramoğlu, 500 yıllık geleneği yaşatmak için mücadele ediyor ve çocuklara kültürel değerleri öğretiyor.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde Antalya Şehir Tiyatroları'nın (AŞT) sahnelediği 'Huysuz' oyununu izledi. Başkan Böcek, sanata olan önemini vurgulayarak sanatçılara desteklerinin süreceğini belirtti.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı şairlerinden Özdemir Asaf'ın 100. yaşı, Yapı Kredi Kültür Sanat'ta düzenlenen 'Yalnızlık Paylaşılmaz' etkinliğiyle kutlandı. Etkinlikte, Özdemir Asaf'ın kendi sesinden dinletilen şiirlerin yanı sıra, sanatçılar tarafından yazılan şiirler müzik eşliğinde seslendirildi.
Giresun'un Görele ilçesinde, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin destansı mücadelesinin anlatıldığı 'Aynalı Çarşı' adlı tiyatro oyunu sahnelendi. Görele Anadolu Lisesi öğrencilerinin rol aldığı oyunda, Çanakkale'de yaşanan destansı mücadelenin ruhu salonu dolduran izleyicilere en iyi şekilde yansıtıldı. Belediye Başkan Vekili Hediye Dülger, öğrencileri tebrik ederek çeşitli hediyeler verdi.
Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kuşadası Cemevi'ni ziyaret ederek projeler hakkında bilgi verdi. Başkan Günel'in ziyaretine CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız ve CHP Parti Meclisi Üyesi Erbil Aydınlık da katıldı.
Bosna Hersek'in Mostar şehrinde bulunan Yunus Emre Enstitüsü (YEE) kültür merkezinde, Türkiye'nin Mostar Başkonsolosluğu himayelerinde iftar organizasyonu ve ramazan ilahileri konseri düzenlendi. Konserde ilahiler hem Türkçe hem de Boşnakça seslendirildi.
Bursa'da bulunan tarihi Ulu Cami'nin minareleri arasına 'Güzel ahlak cennete götürür' mahyası asıldı. Osmanlı geleneği olan mahya, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından hazırlanan ekip tarafından değiştirildi. Mahya, akşam ezanıyla birlikte yakıldı.
Sizin düşünceleriniz neler ?