Adana'da düzenlenen "Suriyeli Sığınmacı Kadın ve Çocukların Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı"nın sonuç raporu açıklandı.
Çukurova Üniversitesinden (ÇÜ) yapılan açıklamaya göre, ÇÜ Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (KADAUM) tarafından 2 Mart'ta ÇÜ Tıp Fakültesi Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen çalıştaya, Göç İdaresi, AFAD temsilcileri, mülki ve yerel idare, kent konseyleri, üniversite ve STK temsilcilerinden yaklaşık 40 kişi katıldı.
Moderatörlüğünü ÇÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş'ün yaptığı çalıştayda, Suriyeli sığınmacı kadın ve çocukların doğum, eğitim, evlilik, çocuk gelinler, barınma, beslenme, günlük yaşama uyum gibi konulardaki durumları ve yaşadıkları sorunlar ele alındı.
Çalıştayın sonuç raporunda, Adana'da yüzde 32-35'i 5-17 yaş grubunda yaklaşık 200 bin sığınmacı bulunduğu, okul çağındaki 70 bininden 20 bin kadarının okullara kayıtlı olduğu, sığınmacı çocukların kayıp bir kuşağa dönüşmemesi için tam okullaşmanın bir an önce sağlanması gerektiği belirtildi.
Kentte 12-17 yaş grubu evlendirilen çocukların yüzde 40'ının hamile olduğu vurgulanan raporda, aynı yaş grubunda erkek çocuk işçiliğinin yüzde 20'yi geçtiği, iş yerlerinin yanı sıra hemen hemen her kavşakta 4-5 yaşına kadar Suriyeli çocukların dilendirildiği, bu durumun çocukların istismarın her türüne açık bulunduğunu gösterdiği kaydedildi.
Raporda, çocuk evlilikleri ve işçiliğinin önüne geçilmesi için 5-14 yaş grubunun tam okullaşmasının sağlanması, 14-17 yaşındakilerin çıraklık okullarına yönlendirilmesi gerektiğini aktarıldı.
- Kadınlar günde 14 saat çalışıyor
Yetişkin erkeklerin yüzde 70'inin, kadınların yüzde 5-6'sının Türkiye'de bir işte çalıştığı aktarılan raporda, iş hayatına katılanların günde 14 saat çalışma karşılığında 28-29 lira aldıkları belirtildi.
Raporda, boşanmanın istendik bir durum olmamakla beraber eşin şiddet uyguladığı veya kadını aşağıladığı durumlarda, ciddi anlaşmazlıklarda sığınmacı kadınların boşanabileceği bir hukuk yolu bulunmadığına dikkat çekilerek, kadınları şiddetten koruyacak güçlü mekanizmaların oluşturulması, aile birliğinin kadın için eziyete dönüştüğü durumlarda boşanabilme olanakları yaratılması, baskı ve şiddet görenlere sığınma evleri açılması istendi.
- Akdeniz'deki ölümler
Türkiye'nin, Suriye'den geçiş yapan herkese "Geçici Koruma Statüsü" verdiği, bu statüye alınanların Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine (BMMYK) mültecilik başvurusu haklarını kaybettiği, daha önce başvuranların da işlemlerinin dondurulduğu belirtilen raporda, "Geriye Suriyeli sığınmacıların kaçak yollarla Ege-Akdeniz sularını geçmekten başka bir umudu kalmıyor.Türkiye'nin sınırdan geçişleri görmezden gelmesi ana sebebi oluşturmuyor. Daha çok da BMMYK, ABD, AB ülkeleri sığınmacıların yasal geçişlerine güçlük çıkararak onların ölümlerine sebep oluyor" ifadelerine yer verildi.
- Sığınmacıların batı ülkelerine geçişi
Raporda, Suriyeli sığınmacıların da dahil edildiği Türkiye-AB ortak eylem planında, bu kişilerin Batı ülkelerine geçişinin imkansız hale geldiği, bu antlaşmanın Suriyeli kadınları daha da çaresiz bırakacağı, mevcut koşullara sığınmacıların tümden rıza göstermesi sonucunu yaratacağı vurgulanarak, bunun da Türkiye'deki hem çocuk gelinlerin sayısını hem de istenmedik evlilikleri ve kumalığı daha da artıracağına dikkat çekildi.
Raporda, "Sorun, sadece Türkiye veya bölge ülkelerine yıkılarak çözülemez. Sorunu yaratanlar çözüme de katkı sunmalıdır. Nihai çözüm, dünya barışından ve demokratik yönetimlerden geçmektedir. AB ve dünya, sığınmacılara açık olmalı" ifadesi yer aldı.
Son Dakika › Kültür Sanat › Suriyeli Sığınmacılar Çalıştayı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?