Türk mutfak kültüründe aşure Osmanlı döneminden günümüze miras kalan mutfak gelenekleri arasında özel bir yere sahip. Aşure kelimesinin Arapça 10 sayısı anlamına gelen 'aşr' ve 'aşir' kelimelerinden türetilme nedeni Türk-Müslüman geleneğinde hicri-kameri yılın ilk ayı olan muharremin 10'uncu günü pişirilmesinden kaynaklanır. Neden yapıldığına dair hikayeler birden fazla. En yaygın olanı: Nuh Peygamber'in gemisinin Cudi Dağı'nın tepesinde karaya oturmasının ardından yiyecek bulunamaması; kurtulanların, gemide kalan tüm erzaktan çorbaya benzeyen bir AŞ yani aşure yapması... Aşurenin Şii kültüründe de bir anlamı var. Hazreti Hüseyin'in şehadetine denk gelen muharrem ayında Kerbela şehitlerini anmak için yapılır.
Bir rivayete göre 7, bir rivayete göre 12, bir rivayete göre de 41 türlü kuru erzaktan yapılması gerektiği söylenen aşurenin asıl malzemesi Anadolu'nun kadim ve zamansız yiyeceği buğday... Aşure simgesel anlamını milattan önce 10000 yıllarından beri bu coğrafyada tarımı yapılan buğdayın bereketinden alıyor. Ermeni kültüründe anuş-abur, Rum kültüründe koliva buğdayla hazırlanan aşureyle komşu diğer ritüel yiyecekler... Aşure buğdayın yanı sıra pirinç, nohut, kuru bakla, kuru börülce, kuru fasulye gibi baklagiller ve türlü kuru meyveyle zenginleşiyor.
1870'te Sultan Abdülaziz'in validesi Pertevniyal Sultan'ın pişirtip dağıttığı süzme aşure malzemeleri çok çeşitli: Buğday, şeker, misk, razaki üzümü, çamfıstığı, çekirdeksiz üzüm, sakız baklası, mısır hurması, börülce, çamfıstığı, nohut, kavrulmuş fındık içi, badem içi, gülsuyu, fasulye, Konya'nın kuşüzümü, sadeyağ, pirinç unu ve nişasta.
Bu tatlının en önemli özelliği, geçmişte ve günümüzde hep paylaşılan bir yiyecek olması. Osmanlı döneminde sarayda, tekkelerde, konak ve hanelerde kazan kazan dağıtılmak üzere pişirilen aşure, evlerde eşe, dosta, akrabaya, komşulara; tekkelerde müritlere, halka; sarayda saray halkına, devlet ileri gelenlerine ikram edilirdi. Sarayda aşure her yıl muharrem ayının 10'uncu gününde saray helvahanesinde, helvacıbaşıların nezaretinde pişirilirdi. Sarayda pişirilen süzme aşure halk için pişirilenden farklıydı. 'Süzme saray aşuresi' olarak adlandırılan bu çeşit, dövülmüş buğday, biraz pirinç, badem ve çok az nohutla yapılırdı. İyice helmelenerek pişen buğday süzülür, soğuduktan sonra da içine gülsuyunda ezilmiş misk eklenirdi. Süzme saray aşuresi bir törenle hanedan mensuplarına ve devlet ileri gelenlerine özel aşure testileri içinde gönderilirdi. Sarayda halka dağıtılmak üzere taneli aşure de pişirilirdi.
Aşure ve süzme saray aşuresi tarifleri 1844'te Osmanlı Türkçesi olarak yayımlanan yemek kitabı 'Melceü't-Tabbahin'de yer alıyor. Taneli aşure, kabuğu çıkmış buğday, fasulye, bakla, pirinç, şeker veya bal-bademle hazırlanırdı. 1882'de İstanbul'da yayınlanan 'Ev Kadını' adlı yemek kitabında mahlut aşure (karışık aşure), adi aşure, süzme aşure ve Frenkarpası aşuresi adı altında dört farklı tarif var.
FISTIKLA DOLDURULUP GERİ GÖNDERİLİYOR
19'uncu yüzyılda sarayda ve konaklarda aşure dağıtımı için kullanılan çoğunlukla porselen, yaldızlı ve çiçek desenli testiler Avrupa'da Saksonya porseleninden özel sipariş üzerine yaptırılırdı. Boş aşure testileri ertesi gün konaklardan cevap denen usul gereği bademşekeri, fıstık ve hatta çikolatayla doldurulup geri gönderilirdi. Sene başı olan muharrem ayının 10'uncu gününden sonuna kadar aşure pişirilmesi İstanbul'un zengin, fakir tüm evlerinde uygulanan bir adetti. Aşure tüm Anadolu coğrafyasında evlerde pişirilir, dua okunduktan sonra ölmüşlerin ruhlarına hediye edilirdi.
19'uncu yüzyılda aşure dağıtımı için kullanılan testi ve süzme saray aşuresi.Günümüzde halen muharrem ayında pişirilmeye devam eden aşure zengin bir kültürel mirasa işaret eder. Buğdayın bereketiyle hazırlanan tatlı, bolluk ve kısmet için niyeti ve hayatın devamlılığına duyulan şükranı ifade eder.
Son Dakika › Magazin › Geçmişte ve günümüzde herkesin birbiriyle paylaştığı özel bir tat... - Son Dakika
Engelsiz Yaşam Vakfı'nın kurucu başkanı Atilla Kaplakarslan'dan görevi devralan Av. Edip Önder, yeni yönetim kuruluyla birlikte engelli bireylerin engellerini aşmalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Vakfın yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: Av. Edip Önder, Tayyar Işıksaçan, Şeniz Ulusoy, Emrah Yedekçi, Nezih Ertuğrul Erdem, Hakim Seval Karataş, Fatih Dalma, Mustafa İsmet Mercan.
Ünlü oyuncu Nuri Alço, Eskişehir'deki evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Yapılan muayenede beyin kanaması geçirdiği tespit edilen Alço, tedavisine yoğun bakımda başlandı. Eşi Burcu Alço, yapılan son açıklamada oyuncunun yarın taburcu olacağını duyurdu.
Umay Kadın Sesleri Korosu ve ZibziArt orkestrasıyla birlikte sahne alan Gülcan Köseoğlu, unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu. Konser, zengin repertuarı ve renkli sahne performansıyla izleyicileri büyüledi. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok seçkin ismin katıldığı etkinlik, işitme engelli çocuklara destek olma adına önemli bir adım olarak kaydedildi.
Fotoğraf sanatçısı sevgilisi Sayna Soleimanpour'un ilk sergisi için kesik kadın başı figürüyle verdiği pozlar nedeniyle tepki çeken Uraz Kaygılaroğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı özür metniyle durumu açıkladı. Kaygılaroğlu, amacının sevgilisinin sanat çalışmasına destek vermek olduğunu belirterek, rahatsızlık uyandırdığı için özür dilediğini ifade etti.
Şarkıcı Tayfun Duygulu, Kerim Tekin ile birlikte yazdığı 'Kar Beyazdır' şarkısının sözlerini hatırlatarak, duygusal bir paylaşım yaptı. Duygulu, geçmişte çektikleri bir fotoğrafı paylaşarak, Kerim Tekin'i özlediğini dile getirdi.
Ömer, Merdo'yu kurtarmak için çabalarına rağmen başarısız olur ve Merdo'nun erkene alınan idamı herkesi yıkar. Ömer, Latif Bey'e karşı savaş açar. Sultan, Ömer'in en büyük destekçisi olarak geçmişin karanlık sırlarını ortaya döker ve Latif Bey'e meydan okur. Celal Ağa, oğlunun isminin yazılı olduğu beşiği görünce sırrı çözmek için Asiye ve Naile'ye saldırır. Ayten için konaktaki karmaşa bir fırsattır. Asiye ile Raziye'nin çocuklarını ayırma planında beklenmedik bir gelişme yaşanır. Sultan'ın başına gelen olay her şeyi altüst eder ve Ömer hayati bir kararın eşiğinde sıkışıp kalır.
Duayen oyuncu Metin Akpınar'ın evlilik dışı dünyaya gelen ikiz kızlarından biri olan Duygu Nebioğlu'nun annesi Suphiye Orancı'nın, İbrahim Tatlıses, Seda Sayan ve Şehnaz Dilan gibi oyuncuların yer aldığı 'Yorgun Perihan Savaş'lı, 'Yalan' ve Hülya Avşar'lı 'Aşıksın' filmlerinde rol aldığı ortaya çıktı. İbrahim Tatlıses'in ise Orancı'yı hatırlamadığı belirtildi.
Prens William, eşi Kate Middleton'ın kansere yakalandığını açıklamasının ardından ilk kez görev başında görüntülendi. Çevre ve topluluklarla çalışan kuruluşları ziyaret eden William'ın keyfinin yerinde olduğu da dikkatlerden kaçmadı.
Uğur Dündar'a babalık davası açan ve DNA raporunda kızı olmadığı ortaya çıkan Dilara Gülatan, Müge Anlı'nın canlı yayına bağlanarak hukuk mücadelesini bırakmayacağını ve rapora itiraz edeceklerini söyledi.
Sevgilisinin sergisi için kesik baş figürüyle pozlar veren oyuncu Uraz Kaygılaroğlu, gelen tepkilerin ardından özür diledi.
TV8 ekranlarında yayınlanan Survivor 2024 All Star'ın dün akşam yayınlanan bölümünde Yaman, Özgür, Yunus Emre ve Batuhan arasında eleme düellosu yaşandı. Düelloda ilk olarak Yunus Emre ve Yaman arasında mücadele yaşandı. Oyunun sonunda potadan kurtulan isim Yunus Emre oldu. İkinci düello ise Özgür ve Batuhan arasında oynandı. Özgür'ün elemeden kurtulmasıyla Batuhan ve Yaman arasında final düellosu yaşandı. Gecenin sonunda hayallerine veda eden isim Yaman oldu. Elendikten sonra gözyaşlarına hakim olamayan Yaman, 'Ben sizi izleyerek büyüdüm, hayalim Survivor'a gelmekti' diyerek Atakan ve Hilmi Cem'e sarıldı. Herkesle vedalaşan Yaman, 'Ben gidiyorum şimdi vallahi. Çok alışmıştım. Vallahi çok alışmıştım. Bana aile gibi oldunuz. Hayatımın en güzel günlerini burada yaşadım. Yıllardır Survivor'ı izliyorum, burada da izlediğim büyük insanlar var. Hepsi çok iyi, bu isimleri hayal ederek buraya geldim ben. Survivor olmadan All Star oldum. Saygısızlığım olduysa hakkınızı helal edin' dedi. Yaman'ın Ogeday'a söylediği, 'Herkesin şampiyonu sensin' sözleri ise eleme gecesine damga vurdu.
Zeynep Bastık, sosyal medya hesabı üzerinden kulak-burun-boğaz doktoruna göründüğünü ve burnundan operasyon geçirmesi gerektiğini duyurdu. Bastık, uyuyamadığı ve nefes alamadığı için taktığı bantların sebebini öğrendiğini ve ameliyatın kısa süreceğini belirtti.
Sizin düşünceleriniz neler ?