Yaptık Bir Delilik! - Son Dakika
Magazin

Yaptık Bir Delilik!

Yaptık Bir Delilik!

'Keşanlı Ali Destanı'nı hem sahneleyen hem de üç rolle karşımıza çıkan Kerem Alışık'tan samimi açıklama.

16.12.2011 06:03
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sadri Alışık Kültür Merkezi'nin (SAKM) sahnelediği, Haldun Taner'in unutulmaz eseri 'Keşanlı Ali Destanı'nda üç rolle birden izleyici karşısına çıkan Kerem Alışık; oyunun kısa süre içinde büyük ilgi görmesinden mutluluk duyduğunu söylüyor.

Alışık; Yavuz Bingöl, Songül Öden, Mustafa Üstündağ ve Tuba Ünsal'ın rol aldığı oyunun dizi versiyonun da kendilerini baltalamayacağını belirtiyor. Oyuncu "Keşanlı senesi oldu. Yavuz'la Songül kadar, Nejat'la (İşler) Belçim (Bilgin) de rollerine çok yakışmış" diyor.

HAYALLERİMDEN BİRİYDİ

Yıllar önce defalarca oynanan bir oyunu neden tekrar sahnelemek istediniz?

'Keşanlı Ali Destanı'; Gülriz Sururi ve Engin Cezzar tarafından neredeyse 500 kez sahnelenmiş bir oyun. Ama ben sinema filminden çok etkilenmiştim. Çocukken Fikret Hakan'la Fatma Girik'in oynadığı filmi seyrettiğimde; çok etkisinde kalmıştım. O zamandan beri de hep aklımdadır. 'Keşanlı Ali Destanı' çok önemli bir eser... Biz Sadri Alışık Tiyatrosu olarak; 10 senedir yerli yazarların eserlerini sahneye koymayı misyon haline getirdik. Müzikli oyun oynamıştık ama hiç müzikalimiz yoktu. Haldun Taner'e 25'inci yılında bir saygı duruşunda bulunalım istedik. Bizim de 15'inci yılımız.... "Kendimize de bir saygı duruşu yapalım; bunu, bu oyunla da taçlandıralım" dedik. 'Keşanlı Ali Destanı'nı sahnelemek hayallerimden biriydi.

BEKLENTİ YÜKSEK

'Keşanlı Ali Destanı' kalabalık bir kadrosu olan, yüksek maliyetli bir oyun. Sahnelerken çekinceleriniz oldu mu?

Kesinlikle oldu, çünkü gerçekten büyük bir yapım. Bunu delilik olarak yorumlayanlar da var. Onlara katılmamak elde değil! Ama biz '72. Koğuş'u sahneye koyacağımız zaman da "Nasıl iş yapacak, siz deli misiniz?" dediler. Biz 'Keşanlı'yı da özel bir tiyatronun layığıyla yapabileceğini göstermek istedik. Bunu becerebildiğimiz için de mutluyuz. Kâr etmeyeceğimiz ortada, zarar etmeyelim diye çırpınıyoruz. Hem Türk tiyatrosuna, hem de kendi misyonumuza hizmet ettiğimizi düşünüyorum. Duruşumuzdan hiçbir şekilde taviz vermiyoruz. 'Keşanlı Ali Destanı' bu tiyatronun lokomotifidir.

Her sezon kült bir eser sahnelemeniz konusunda bir beklenti de oluştu, öyle değil mi?

Çok doğru söylüyorsun! Mesela Ankara'da tiyatro festivaline biz 'Oğluma Bi Haller Oldu' oyununu gönderdik. Çok da başarılı oldu, kapalı gişe oynadı. Fakat bize sonra festivalden yazı geldi. Oyunu çok methediyorlar ama altına da "Biz Sadri Alışık Tiyatrosu'ndan 'Pir Sultan Abdal', '72. Koğuş' gibi bir oyun bekliyorduk" diye de not yazmışlar. Biz de onlara 'Keşanlı Ali Destanı'nı yapacağımızı söyledik. Bu tarz büyük oyunları bizden beklemeleri çok hoş ama beklentiyi karşılamaya çalışmak insana sorumluluk yüklüyor.

ÖZÜNE SADIK KALDIK

Oyunu Ahmet Mümtaz Taylan'a teslim etme fikri nasıl oluştu?

Ben Ahmet'i çok beğeniyordum. Eskişehir'de sahneye koyduğu 'Misafir'i biliyordum. Böylesine önemli bir eser de; onun gibi çağdaş, otoritesi sağlam ve altından kalkabilecek yaratıcılığa sahip bir yönetmene teslim edilebilirdi. Proje onu da heyecanlandırdı ve içinde olmak istedi. İyi ki ona teslim ettik; rejisi çok beğeniliyor.

Oyunun orijinaline ne kadar bağlı kaldınız?

Biz özüne sadık kalarak, sadece biçimsel değişiklikler yaparak sahneye koyma yoluna gittik. Oyun kült bir eser; ne kadar değiştirebilirsin ki? O kadar ezbere biliniyor ki... Bu yüzden noktasına, virgülüne dokunmadık. Ahmet biçimsel değişikliklerle, farklı bir konsept uygulamayı seçti. Üç ay gece-gündüz çalıştık. Emeğimizin 3 günde 5 bin kişiye ulaşarak boşa gitmediğini görmek çok sevindirici...

#Sayfa#

ŞARKI SÖYLERKEN ÇOK ZORLANDIM

Oyunda Yavuz Bingöl '72. Koğuş'ta da olduğu gibi başrolde... Siz neden başrol oynamıyorsunuz?

Kendi tiyatromuz sonuçta; oynama hakkı her zaman elimizde ama hem sahneye koyup, hem de başrolü oynamak doğru gelmedi bana. Ayrıca, Yavuz; Broadway'de 'Keşanlı Ali'yi oynamıştı. Ondan başkası düşünülemezdi. Benim 'Keşanlı Ali'de gözüm yok. Yavuz zaten çok iyi oynuyor, gözüm hiç arkada değil!

Oyunda üç karakteri oynamak zor olmadı mı?

Kolay oldu diyemeyeceğim. Ben başta sadece 'Manyak Cafer'i oynuyordum. Fakat 'Sarhoş' ve profesör tiplemelerini yaş sebebiyle öğrencilerin içinden seçemedik, hepsi bana kaldı. Üçü de aslında tadımlık roller. Ama 'Sarhoş'un şarkı söylediği bölümde zorlandım.

TİYATROMUZ OYUN FABRİKASI GİBİ OLDU!

'Keşanlı Ali Destanı'yla birlikte sahnelediğiniz başka oyunlar da var...

'Keşanlı Ali Destanı' dışında 'Oğluma Bi Haller Oldu' var. Çolpan İlhan ve Neco'nun oynadığı 'Sonbahar'ı Beklerken'in provaları devam ediyor. Kısa süre sonra Sadri Alışık Kültür Merkezi öğrencilerinin rol alacağı 'Yanlışlıklar Komedyası' sahnelenecek. Yalvaç Ural'ın yazdığı çocuk oyunumuz 'Lafonten Orman Mahkemesi'nde her hafta Türkiye'yi dolaşıyor. SAKM olarak üç yetişkin, bir gençlik, bir de çocuk oyunu sahneliyoruz. Bir oyunla iki sezonu geçiren tiyatroların olduğu ortamda; biz bir sezon içinde çok özel şeyler yapıyoruz. Sadri Alışık Kültür Merkezi tam bir oyun fabrikası oldu.

ARTIK BİRİNCİ SINIFIZ

Bu size neler hissettiriyor?

Bir özel tiyatronun, repertuvar tiyatrosu gibi; çocuk, gençlik ve yetişkin oyunlarını sahnelemesi, öğrenci yetiştirmesi, bu oyunlarda yetiştirdiği öğrencilerin ciddi roller üstlenmesi, benim hayallerimin üstüne çıktı. Bizim bu okulu açarkenki niyetimiz; sektöre genç yetenekler kazandırmaktı ve bunu da başardık. Aynı zamanda SAKM Ankara'yı açtık, orada da eğitim vermeye başladık. Ben her hafta sonu Ankara'ya gidip geliyorum. 15'inci yılımızda çok önemli bir tiyatro haline geldik. Birinci sınıf bir tiyatro olduk.

'Keşanlı Ali'nin filmini çekmeyi düşünür müsünüz?

Bilmiyorum, olabilir. Belki dizi yapanların öyle bir düşüncesi vardır, hiç bilemiyorum. Biz kendimizi tiyatroda kanıtladık. Bunu sinemaya da yansıtmaya çalışıyoruz. Geçen sene Yavuz'la (Bingöl) birlikte kurduğumuz şirketle sinemaya da atladık. Haziran ayında da Yavuz'un çocukluk öyküsünden yola çıkarak 'Makas' filmini çekmeye başlayacağız.

#Sayfa#

OYUNCU KARŞILAŞTIRMALARINI DOĞRU BULMUYORUM AÇIKÇASI

Yavuz Bingöl'ün dışındaki oyuncuları nasıl seçtiniz?

Oyunculara Ahmet'le (Mümtaz Taylan) birlikte karar verdik. Songül Öden Sadri Alışık Kültür Merkezi'nin iskelet kadrosunda; ondan daha iyi bir 'Zilha' kesinlikle bulamazdık. Songül bizim için çok büyük bir şans... Mustafa'yla (Üstündağ) görüştüğümüzde; "Keşanlı'yı sahneye koyuyoruz! dedim. "İzmarit Nuri' ben miyim?" diye sordu. 'Keşanlı' dediğimde, 'İzmarit Nuri' olacağını biliyordu. Zaten benim de ilk tercihimdi. Kayhan Yıldızoğlu bir duayen. Kendisi 80 yaşında ama provalarda 14 saat ayakta kalabilmesi takdir edilecek bir olay... 'Madam Olga'yı isim olarak düşünmemiştik. Müzik direktörümüz Çiğdem (Erken): Tuba'yı (Ünsal) önerdi. O da gayet güzel oldu.

DİZİYİ BİLMİYOrduM

Oyunun dizi versiyonu da geçtiğimiz günlerde başladı. Özellikle oyunculuklar çok kıyaslanıyor. Bu durum sizi etkiler mi?

Evet karşılaştırmalar oluyor ama bu bizi baltalamaz. Açıkçası oyunculukların karşılaştırılmasını hiç doğru bulmuyorum. Çünkü tiyatroyla dizi çok farklı tekniklere sahip. Ama fizyonomi anlamında; Yavuz'la Songül kadar; Nejat'la (İşler) Belçim (Bilgin) de rollerine gerçekten çok iyi yakışmış. Açıkcası biz oyuna başlarken dizi versiyonunun yapılacağını bilmiyorduk, sonradan öğrendik. Ama birbirini tetikler diye düşündük. Tiyatro versiyonunda; başlayıp biten bir öykü var. Dizi bunu kaç bölüme yayar bilemiyorum. Orada mutlaka ilaveler olacaktır. Bunu yadsıdığım için söylemiyorum, başka türlü olamayacağını bildiğim için söylüyorum. Biz tiyatroda tamamen orijinal esere sadık kalıyoruz. Bu sene 'Keşanlı' senesi oldu. Onlara da başarılar diliyorum.

'KEŞANLI ALİ'NİN BÜYÜK DEĞİŞİMİ

'Keşanlı Ali Destanı'nı; 'işlemediği bir suç yüzünden hapse giren Ali'nin çıktıktan sonra bambaşka biri oluşu' şeklinde özetlemek yanlış olmaz, öyle değil mi?

Hayır, olmaz! 'Ali', dediğin gibi, hapisten çıktıktan sonra bambaşka biri oluyor. Aşkını bile ikinci plana atarak şana ve şöhrete kendini kaptırıyor. 'Keşanlı Ali Destanı'; 50 yıllık bir oyun ama aradan geçen 50 yılda aslında çok fazla şeyin değişmediğini gösteriyor. Bu tabii ki çok acı bir tablo...

OYUNUN TARİHLERİ

Yarın: TİM/21.00

20 Aralık: Caddebostan Kültür Merkezi/20.30

22 Aralık: Kozyatağı Kültür Merkezi/20.30

25 Aralık: TİM/15.00

Sabah : http://www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr

Son Dakika Magazin Yaptık Bir Delilik! - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement