'Dikiz Aynasından Bakarak Strateji Geliştirilmez'

Geçtiğimiz günlerde Katar'ın başkenti Doha'da, bölgede yaşayan petrol zenginlerini 'tavlamak' üzere süper lüks otomobillerin sergilendiği bir fuar düzenlendi. Bu fuarda sergilenen Lübnan yapımı LykanHypersport markalı, vergisinin fiyatı 3.5 milyon dolar olan bir otomobilin fotoğrafları internet sitelerine düşünce, internet sitelerindeki haberlerin altına 'olağanüstü' yorumlar yazan bir tür olarak gelişen muhalif-filozof-her şeyi bilen-tartışmacıkavgacı grup yine döktürmüştü.

Yorumlarda kullanılan aşağılayıcı dili buraya taşımama imkan yok ama, 'Vay şu Lübnanlı bile yapmış, biz hala yerli otomobil yapacağız diye kendimizi avutuyoruz' diye özetlenebilecek türden şeylerdi. Bu internet haberleri yorumcuları her ne kadar referans alınacak bir kitle değilse de, toplumda geniş taraftar bulan görüşleri de yansıttığı bir gerçek.

Konuya buradan girdim, çünkü yorumlarıyla hem Lübnan'ı, hem Türkiye'yi, hem yerli marka fikrini aşağılamaya gayret eden bu kitle aslında gelecekten çok geçmişe baktığı için böyle düşünüyor. Otomotiv sektöründe geçmişte yapılan bazı işlerin (ki bunların bile hatalı olduğunu tartışabilmek için örneğin Anadol ya da Kuş serisi projelerinde çalışmış bir mühendisin yediğinden birkaç fırın fazla ekmek yemek gerekiyor) hatalı olduğu düşünülebilir ama, Türkiye'de hiç de küçümsenmeyecek bir yan sanayi ortaya çıkardığını da görmezden gelmek mümkün değildir.

Yazının başlığını, kuzey kutbunda otomotiv sanayi üzerine uzun uzun sohbet etme fırsatı bulduğum Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Mehmet Pekarun verdi. "Geleceği tasarlamak için, gelecekte olabilecek olanları öngörmek, stratejiyi bunun üzerine oluşturmak gerekir" dedi.

Pekarun, doğrudan söylemedi ama, anlattığı çalışma modeliyle yerli otomobil markasının da tıpkı Lassa'nın Bridgestone'un içinden çıkması gibi, Türkiye'de üretim yapan dünya otomobil markalarının içinden çıkabileceğini hissettirdi.

Pekarun, yerli marka arayışlarında farklı tecrübelere de kulak vermenin zorunlu olduğunu düşündürdü.