'demokratikleşme AK PARTİ İÇİN BİR TÜRKİYE PROJESİDİR'
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Seyhan İlçe Başkanlığı'nca düzenlenen Danışma Meclisi'nde konuştu. Seyhan Belediye Kültür Merkezi'ndeki toplantıda yaklaşık 700 partiliye hitap eden Bakan Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Eylül'de açıklayacağı yeni demokratikleşme paketine değindi. Yeni demokratikleşme paketiyle ilgili tartışmaların AK Partililer açısından garipsenmesi gerektiğini, çünkü 11 yıldır demokrasinin parti gündemlerinden hiç düşmediğini vurgulayan Bakan Çelik, "AK Parti açısından baktığınızda 11 yıllık demokratikleşme süreci belli bir etnik gruba yönelik değildir. Türkiye'nin belli bir bölgesine dönük süreç de değildir. Türkiye'de belli bir dini grubu dayalı süreç de değildir. Demokratikleşme AK Parti açısından bir Türkiye projesidir, meselesidir" dedi.
11 yıl ve daha öncesinde Türkiye'de her ay siyasete ya askeri ya da sivil bürokrasiden müdahale olduğunu, toplum hayatının alt üst edildiğini, ülkedeki insanların bir gecede fakirleştiğini hatırlatan Bakan Çelik, şimdi ise Türkiye'nin gündemini demokratikleşme paketleri ve ekonomik reformların oluşturduğunu, dünyada yeni hedeflere aday bir ülke olarak tanındığını belirtti.
"Bir toplumun ekonomik veya siyasi krizlerle gündeminin oluşmasıyla, aynı toplumun demokratikleşme ve ekonomik gelişmeyle gündeminin oluşması arasında yer ve gök, siyah ve beyaz kadar fark vardır" diyen Bakan Çelik, şunları söyledi:
"Şimdi bugünlerde yeni demokratikleşme paketiyle ilgili tartışmaları izliyorsunuz. Aslında AK Partililer açısından bu tartışmalar garipsenmesi gereken tartışmalardır. Çünkü 11 yıldır AK Parti'nin gündeminden demokrasi hiç düşmedi ki, demokratikleşme paketi olağanüstü bir şey gibi karşılansın. 11 yıl boyuncu AK Parti sürekli olarak kendisini daha çok, daha yaygın demokrasi diye tanımlamıştır. Şimdi çeşitli yorumlar görüyorsunuz, gazetelerde, televizyonlarda, deniyor ki; 'Şu düzenlemeler olmazsa paket eksik kalır' ya da 'Şu düzenlemeler yapılacak. Yapılmazsa eksik kalır.' Halbuki, AK Parti açısından baktığınızda 11 yıllık demokratikleşme süreci belli bir etnik gruba yönelik değildir. Türkiye'nin belli bir bölgesine dönük süreç de değildir. Türkiye'de belli bir dini grubu dayalı süreç de değildir. Demokratikleşme AK Parti açısından bir Türkiye projesidir, meselesidir. Nasıl ki güneş ışınları herkesin üzerine eşit düşüyorsa, ısıtıyorsa, AK Parti'nin demokratikleşme vizyonu da tıpkı bunun gibidir. Türkiye'deki bütün etkin gruplar, bütün ekonomik ve sosyal gruplara, bütün dini gruplara dokunan, onların hayatında iyileştirme yapan, onların toplumsal refahın öznesi olması konusunda siyasal sistemi güçlendiren bir program olarak ortaya çıktı."
'RADİKALİZMİ TATMİN EDEN BİR PAKET DEMOKRASİ İDDİASINI KAYBEDER'
"Meselelere sadece belli bir etnik kimlik siyasetinden bakarak, o etnik kimlikle ilgili bir radikalizm üretiyorlar, sonra o radikalizmin tatmin edilmemesi durumunda demokratikleşme paketinin eksik kalacağını söylüyorlar. Zaten herhangi bir radikalizmi tatmin eden bir paket demokratikleşme paketi olmaktan çıkar. Radikalizmi tatmin eden bir paket demokrasi iddiasını kaybeder. Yada herhangi bir dini, sosyal veya ekonomik çıkar grubunun zaviyesinden bakanlar, 'Bu demokratikleşme paketinde şunlar olmazsa, bu paket eksik kalır' diyorlar. Halbuki Türkiye'yi tek bir kimlik içinde tanımlıyorlar. Türkiye'nin bütün bir demokratikleşme sürecini, tek bir kimlik içine sığdırmaya çalışıyorlar. Bu kimliğin içinde Türkiye'ye boğmaya çalışıyorlar. Ondan sonra demokratikleşme paketlerinin onların tek tip kimlik taleplerini karşılaması istiyorlar.
'11 YIL İÇİNDE ASİMİLASYON, RET, İNKAR POLİTİKALARI KALDIRILDI'
İşte mesele budur, bugün bir siyasetçi ortaya çıkmış şunu söylüyor; 'Ben AK Parti'nin demokratikleşme paketleriyle Türkiye'ye demokrasi geleceğine zannetmiyorum.' Halbuki bu tür siyasetçiler bundan 10 yıl evvel, kendi etnik gruplarının isminin yasaklandığı dönemleri gördüler. Kendi ana dillerinin yasaklandığı, kültürel kimliklerinin bir takım Jitem'lerle, kontrgerilla veya illegal gruplarla nasıl biçildiğini gördüler. Türkiye bu acı gelişmeleri yaşadı. Ama 11 yıl içinde asimilasyon, ret, inkar politikaları kaldırıldı. Bugün kimlikler, özgür bir biçimde kendisini ifade edebiliyor. Birisi çıkıp da, 'Ben AK Parti'nin demokratikleşme paketleriyle Türkiye'ye demokrasi geleceğine inanmıyorum' diyorsa, o zaman sormak gerekir, 11 yıl önce etnik grubunuzun adı yasakken, anadiliniz ve konuşmanız yasakken, kimliğiniz üzerinde ret, inkar ve asimilasyon politikaları ağır bir darbe olarak dururken Türkiye'de demokrasi vardı da, şimdi mi yok?
'AK PARTİ OLARAK KİMLİK SİYASETİNE KARŞIYIZ'
Temel mesele şudur, AK Parti demokratik sistemin içinde kim kimlik siyaseti yaparsa yapsın, ona saygı duyar. Ama biz AK Parti olarak kimlik siyasetine karşıyız. Türkiye'nin kimliklerden üzerinden radikalleştirilen, kimlikler üzerinden konuşturulan, kimliklerin birbiriyle çatıştığı, yada kimliklerin birer dükalığa dönüşerek, bir takım parçalı yapılar halinde birbiriyle ilişkilendirildiği bir yapıya bürünmesini hiçbir şekilde arzu etmeyiz. Ama birisi kendi kimliğiyle ilgili demokratikleşme paketinde bir şeyler görmek istiyorsa, bunu Türkiye'nin genel demokratikleşmesi çerçevesinde görecektir. Sadece belli bir kimliği tatmin eden bir paket, hiçbir zaman demokratikleşme paketi olmaz. O sebeple AK Parti ne kimliklerin yasaklanmasından yanıdır, ne de kimliklerin radikalleşmesinden yanıdır. Biz her kimliğin özgür olmasını istiyoruz. Ama kimliklerin yasaklanmasına ne kadar karşıysak, kimlik radikalizmine de o kadar karşıyız.
'PAKET BİR TÜRKİYE PERSPEKTİFİDİR'
"O demokratikleşme paketi konusunda herkesin şunu düşünmesi lazım; Başbakanımız 30 Eylül'de açıkladığında da görülecektir ki, buradaki perspektif, bir Türkiye perspektifidir. Herhangi bir bölgenin perspektifi değildir. Herhangi bir etkin grubun, dini grubun, ekonomik ve sosyal çıkar grubunun perspektifi değildir. Bu bir Türkiye perspektifidir. Türkiye'deki sorunlu tüm grupların kamusal alanda yeterince derinleşemeyen, buralarda kendisine yeterince yer bulamayan, bütün kimlik gruplarının, baskı gruplarının, bütün sivil grupların kendi taleplerinin karşılandığı bir paket Türkiye'nin önüne konulacaktır. Üstelik demokratikleşme başı sonu belli olan tek başına bir paket de değildir. Çeşitli paketlerle ifade ediliyor ama, demokratikleşme devletin toplumun talepleri doğrultusunda, dönüşümün süreciyle ucu açık bir süreçtir."
Bakan Çelik, konuşmasının sonunda parti yöneticileri ve belediye başkanlarını sahneye çağırdı. Birlikte el ele verip, partilileri selamladı.
Son Dakika › Politika › Bakan Çelik 21 Yılda Tamamlanan Kültür Merkezini Hizmete Açtı (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?