Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Son aylarda sistematik şekilde içeriden ve dışarından ama ağırlıklı olarak küresel ölçekte desteklenen bir organizasyonla Türkiye'ye yönelik her alanda güçsüzleştirme, zayıflatma, etrafında olan bitenle ilgilenme kapasitesi kalmayıncaya kadar zayıflatma politikası projelerinin uygulandığını kesintisiz şekilde görüyoruz, yaşıyoruz." dedi.
Canikli, Ordu Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen İş Dünyası ile İstişare Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2002 öncesi ekonomik şartlarının ders kitaplarında okutulması gerektiğini belirterek, "İbret olsun diye topluma, özellikle gençlere hatırlatmak lazım. Bu açıdan tamam ama açıkçası o günleri çok fazla hatırlamak istemiyoruz. Her geçen gün geride kalan o şartların ne kadar sıkıntılı, zor ve acı olduğunu bugün daha iyi anlayabiliyoruz, çok daha net bir şekilde görebiliyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de 2002'den bu yana hem siyasi hem de ekonomi alanında önemli istikrar sağlandığını vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:
"Daha önce iki yılda bir yaşanan krizlerin hiçbiri Türkiye'de yaşanmadı. Elbette zaman zaman ekonomide dalgalanmalar olur. Açık ekonomilerde o olur ve zaman zaman bu dalgalanmalardan bir miktar ekonomi etkilenebilir. Özellikle para piyasalarındaki dalgalanma ve doların en azından piyasanın beklentilerinin ötesinde yükselmesi nedeniyle olumsuz etkilenen firmalar, işletmeler olabilir. Bunlar zaten teoride de fiili hayatta da böyledir. İşin doğasında bunlar var. Bunlar kriz değil, öğretide de öngörü olan dalgalanmalardır. 1994, 1997, 2001 yılında Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı, bir haftalık, 10 veya 15 günlük zaman dilimi içerisinde dövizin ikiye, üçe katlandığı, bunun bütün olumsuz etkilerinin her alanda ağır şekilde hissedildiği, yani milli gelirinin düştüğü, üretimin azaldığı, işsizliğin inanılmaz boyutlara ulaştığı krizlerden bahsediyoruz. Türkiye son 14 yılda bu ve buna benzer hiçbir krizle karşı karşıya kalmadı."
"Türkiye ekonomisine yönelik olarak inanılmaz saldırılar başladı"
Türkiye'ye karşı güçsüzleştirme politikasının uygulandığına dikkati çeken Canikli, şunları kaydetti:
"Son aylarda sistematik şekilde içeriden ve dışarından ama ağırlıklı olarak küresel ölçekte desteklenen bir organizasyonla Türkiye'ye yönelik her alanda güçsüzleştirme, zayıflatma, etrafında olan bitenle ilgilenme kapasitesi kalmayıncaya kadar zayıflatma politikası projelerinin uygulandığını kesintisiz şekilde görüyoruz, yaşıyoruz. Son 5-6 aylık dönemde yaşananlar da dünyanın bugüne kadar hiçbir ülkesinde, tarihin hiçbir döneminde, hiçbir ülkenin karşılaşmadığı kadar açık, net, fütursuzca yapılan saldırılardan oluşmaktadır. Siyaset alanında güvenlikle ilgili yöneltilen saldırılardan Türkiye'nin bir şekilde güçlenerek çıkmasından sonra özellikle hükümetimizi siyaset sahnesi dışına, Cumhurbaşkanımızı oyun dışına itmek amacıyla 'ekonomi alanında doğrudan vatandaşın cebini ilgilendirecek şekilde olumsuzlukları ve sıkıntıları ortaya çıkarabilirsek hedefe ulaşırız, bu siyasete de yansır ve siyasette de çok ciddi değişimlere yol açar' şeklindeki bir kabulden yola çıkarak topyekun olarak ve bir proje çerçevesinde Türkiye ekonomisine yönelik inanılmaz saldırılar başladı."
Canikli, bankaları kurtarmak, bozulan ya da bozulma ihtimali olan mali yapıları düzeltmek amacıyla Türk bankalarına bir kuruş kamu kaynağı aktarma ihtiyacının ortaya çıkmadığını dile getirerek, bunun ekonomide çok önemli bir yönetim farklılığını ifade ettiğini söyledi.
Amerika'nın, Avrupa'nın çok güçlü olduğunu anlatan Canikli, "Aynı şekilde bankalarının da o doğrultuda, o tarzda güçlü olduğunu varsayıyoruz, tahmin ediyoruz ama kurtarmak, batmalarını önlemek için bugüne kadar tarihte görülmemiş oranda kamu kaynağı aktarılıyor. Bu, iki yönetim arasındaki farkı ortaya koyması açısından son derece önemlidir." dedi.
Canikli, geçmiş yıllarda "Avrupa, Amerika ekonomisi hapşırdığında Türkiye ekonomisi zatürre olur." denildiğini anımsatarak, son 14-15 yılda bu kuralın hiç geçerli olmadığına dikkati çekti.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları vasıtasıyla Türkiye'nin ekonomik dengelerinin bozulmaya çalışıldığını vurgulayan Canikli, şunları söyledi:
"Önce derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviyedeki notunu yatırım yapamaz hale getirerek peş peşe açıklama yaptı. Biri bıraktı, biri başladı ve o derecelendirme kuruluşları yaptıkları ve yapacakları bu tür açıklamaların, yani Türkiye ekonomisinin görünümüne ilişkin verecekleri notların ve açıklamaların para piyasalarında inanılmaz şekilde dövize olan talepleri arttıracağını, TL'nin değer kaybetmesine yol açacağını çok çok iyi biliyorlar. En iyi onlar biliyorlar ve bile bile bunu yaptılar."
"Projenin bir parçası olduklarını o gün çok net bir şekilde anladık"
Canikli, Fitch Ratings'in 28 Ocak'ta Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviye notuyla ilgili kararını açıklayacağını bildirdiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat bundan 10 gün önce Avrupa Konseyinin Türk bankacılık sistemiyle ilgili bir açıklaması geldi. Avrupa Konseyi diyor ki 'Türk bankacılık sistemi yönetim ve denetim içeriği çerçevesinde Avrupa müktesebatına uygundur'. Özetle Türk bankacılık sistemi çok güçlüdür, bizim kriterlerimiz çerçevesinde de çok güçlüdür. Hem de denetim açısından güçlüdür. Aşağı yönlü olan piyasa yukarı doğru dönmeye başladı bu olumlu haberin etkisiyle. TL'nin döviz karşısında, dolar başta olmak üzere kaybı durdu, tam tersi TL değer kazanmaya başladı. Tam o anda Londra'dan Fitch adına bir açıklamada yapıldı. Bugüne kadar hiçbir derecelendirme kuruluşu notu açıklayacağı tarihten önce o notla ilgili ihsas-ı rey anlamına gelen hiçbir açıklama yapmamış. Piyasa olumluya dönünce derecelendirme kuruluşu İngiltere'den açıklama yaptı ve dedi ki, 'Biz 28 Ocak'ta 10 gün sonra Türkiye'nin notu ile kararımızı vereceğiz ve o karar da negatif olacak'. Hiç bugüne kadar yapmadığı bir şeyi yaptı. Bu açıklamadan sonra tekrar piyasanın yönü aşağıya doğru döndü. Hakikaten dünya ekonomi tarihinde hiç yaşanmamış bir hadisedir."
Önceki açıklamaların da not indirmelerinin de rasyonel bir temeli olmadığını bildiklerini dile getiren Canikli, "Bu olayda her şey açığa çıktı. Suçüstü yakalandılar. Bir kez daha derecelendirme kuruluşlarının ekonomik hedeflerin ötesinde siyaseti dizayn etmeye yönelik adımlar attığını, çalışmalar yaptığını, projenin bir parçası olduklarını o gün çok net bir şekilde anladık." ifadesini kullandı.
Açıklama sonrası pazartesi günü Türkiye piyasasında TL'nin değer kazanmaya, doların değer kaybetmeye başladığını aktaran Canikli, onların bu durumu beklemediğini, şoke olduklarını söyledi.
Canikli, Türkiye ekonomisine yönelik derecelendirme kuruluşları ya da başkalarının hiçbir şekilde zarar verici bir adım atamayacağını belirterek, "Zaten derecelendirme kuruluşları da bütün mermilerini tükettiler Türkiye ekonomisine yönelik olarak. Başka barutları kalmadı. Bundan sonra yapacakları daha bir şey yok." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Canikli Ordu'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?