Çalışma Bakanı Çelik'ten 'Soma'daki Maden Faciasına' İlişkin Açıklama - Son Dakika
Politika

Çalışma Bakanı Çelik'ten 'Soma'daki Maden Faciasına' İlişkin Açıklama

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sosyal medyada yer alan istifa çağrılarına ilişkin, "Ben bu olaydan dolayı politik, olayın makam mevki boyutlarıyla tartışılmasını doğru bulmuyorum.

14.05.2014 19:45

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sosyal medyada yer alan istifa çağrılarına ilişkin, "Ben bu olaydan dolayı politik, olayın makam mevki boyutlarıyla tartışılmasını doğru bulmuyorum. Çalışma Bakanlığı bir kazanın meydana gelmemesi, farkındalığın artırılması için gerekli çalışmalarını sürdürüyor. Keşke bu olayları yaşamadan bu farkındalık bütün kesimler tarafından içselleştirilse de bu olaylarla karşı karşıya kalmasak" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Soma'daki maden ocağında meydana gelen kazaya ilişkin, "Bin bir türlü mücadele neticesinde 30 Haziran 2012 tarihinde İş Sağlığı Güvenliği Yasası'nı yürürlüğe koyduk. Bu yasa iş sağılığı güvenliği alanında o tarihe kadar gerçekleştiremediğimiz müstakil bir yasa. Bu yasaya bağlı olarak ikincil mevzuatı da yürürlüğe koyduk. Bu yasa birçok değişiklikler getiriyor ama iş sağlığı güvenliği konusu önemli. Yasanın temel olarak işverenlerimize, sendikalarımıza, bakanlığımıza yüklediğimiz sorumlular açısından 4-5 hususu paylaşmak istiyorum. Yasa diyor ki, 'risk değerlendirme sorumluluğunu' getirdim. Bu işyerlerinde risk değerlendirmesi yapıp, muhtemel riskler varsa onlar giderilmeden burada çalışma yapılamayacağı şartını getiriyor. Risk söz konusuysa burada kazmayı vuramazsınız' diyor. Bin kişinin üzerinde çalışanı olan çok tehlikeli iş yerleri, kazanın olduğu yer böyle bir yer. Burada tam zamanlı iş yeri hekimi, tam zamanlı iş güvenliği uzmanını bulundurmak zorundasınız diyor. Bunun yanında yasa, acil durum planlaması ve uygulama zorunluluğu getiriyor. Muhtemel olacaktır diye planlama yapacaksınız, o yeterli değil uygulama da yapacaksınız' diyor. İşyeriniz eğer çok tehlikeli bir iş yeriyse, burada çalıştırdığınız insanlar mesleki eğitim zorunluluğu, sertifikası yoksa bu elemanı çalıştırma şartınız yok. Bütün çalıştırdığınız personeli iş sağlığı güvenliği eğitiminden geçirmek zorundasınız. İlgili iş yerine baktığımız zaman 13 iş sağlığı güvenliği uzmanı, 4 iş yeri hekimi olduğu görülüyor. Teftiş neticesinde mevzuata aykırı bir durum olmadığı görülüyor. Kaza neden oldu sorusu aklımıza geliyor. Yasa var mı, var. Denetim var mı, var ama o zaman gerek idari ve adli soruşturma devam ederken bizim de İş Teftiş Kurulu Başkanınım başta olmak üzere gerekli çalışmaları yapıyorlar. Bu kaza neden meydana geldi diye bunun çok yönlü bir şekilde araştırılıp ortaya çıkarılması gerekiyor. En ufak ayrıntılar değerlendirilecek. Bakanlık olarak çok tehlikeli iş yerlerinde en ufak risk gördüğünüz zaman kapatma kararını veririz derken, bugün bu acı tablo hepimizin yüreğini dağlamış bulunmaktır. Bütün yönleriyle aydınlatılacak bir konudur bu. Gizli kalması söz konusu değildir" diye konuştu.

Bakan Çelik, "Her işyerinin rapor dediğimiz o işyerinde o gün, iş güvenliği uzmanı ve hekimi 24 saat veya çalıştığı 7,5 saat içinde ne gibi risk oluşma ihtimali doğmuş bunları bu rapor defterine not etmek durumunda. Teknik heyetimiz bunu inceleyeceği gibi savcılık da bunu dikkate alacaktır. Teknik nezaretçinin de bulunması gerekiyor. Onun da tespitleri yine yol gösterici olması açısından önem arz etmektedir" dedi.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 30 Haziran 2012'de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:

"İş sağlığı güvenliği kültürünü geliştirmek, tüm topluma da iş sağlığı güvenliği farkındalığını oluşturmak için çok önemli çalışmalar yapıldı. Bu acı olaydan sonra bazı yorumları izliyorum. Türkiye'de bu yasanın çıktığını bilmeyen insanların konuştuğunu görünce üzülüyorum. Bu üzücü günde söylemek istemezdim ama 5 yıl İş Sağlığı Güvenliği Yasası'nın mücadelesini vermiş bakan olarak, böyle bir sitemi de mazur göreceğiniz düşüncesindeyim. Tanıtımla ilgili, bütün organize sanayi bölgelerini içine alan tanıtım toplantıları yapıldı. Kamu spotları, afişler, broşürlerin yüzlercesi çalışanlara, sendikalara ulaştırıldı. İşçi, işveren örgütlerinin tümüyle toplantılar yapıldı. Amacımız, iş kazalarını minimize etmek. İş kazalarının yüzde 98'ini önlemek mümkün. Çok çok aşağılarda tutmak mümkün. Bu farkındalığın mutlak süratle oluşturulması gerekiyor. Bu görev hepimizin görevidir. 5 Mayıs'ta Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Konferansı yaptık. 4 bin 500 kişinin katıldığı İş Sağlığı Güvenliği Kongresi yaptık. Topluma bunun iletilmesinde hepimiz görevimizi yapabildik mi diye sormamız gerekiyor. Bütün çalışanları ilgilendiren, yetim kalan yavrularımızı ilgilendiren konuda acaba ne kadar duyarlı olduk."

İşverenlere seslendiğini belirten Çelik, "Bu salonlarda 2 yıl boyunca iş sağlığı güvenliğini tartıştık. İş sağlığı güvenliğinin maddi hesabı yapılmamalı. Hiçbir maddi kaygı insan hayatından daha değerli değildir. Asıl bunun uygulaması önemlidir. İnsan hayatından daha önemli ne olabilir. 230 kardeşimizi hangi servet, hangi imkanlar geri getirebilir? Yüzlerce can gidiyor. Hiçbir maddi kaygı insan hayatından daha değerli olmamalıdır. Çalışanların temsilcileri, sendika örgütlerine sesleniyorum iş sağlığı güvenliğini konuyu alan tartışması olmaktan çıkaralım. İş sağlığı güvenliğine ne kadar emek veriyoruz bunları tartışalım. Mevzuattaki eksiklikleri konuşalım. Bizim derdimiz çalışma hayatı" ifadelerini kullandı.

Bakan Çelik, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. "Çalışma Bakanı olarak açıklamasının geri kaldığı ve sosyal medyada istifa çağrılarının olması"na ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik, "Oraya Bakan Yardımcımız bütün teknik heyetleri gönderdik. İlk dakikadan itibaren İzmir'deki teftiş heyetimiz de oraya ulaştılar. Benim gidememe durumum sağlıkla ilgili bir olay olduğu için, kişisel bir durumumun gündeme gelmesini çok yakışıksız buluyorum. Önemli bir tetkik için ilgili doktor ayrılmamam gerektiğini, perşembe günü saat 13.00'e kadar ayrılmamam gerektiğini söyledi. Çalışma hayatıyla ilgili sorumlu kişi olarak da açıklama zorunluluğu buldum. Gidememe sebebim özel, sağlıkla ilgili bir durum" şeklinde konuştu.

Maden ocağında kaçak işçi çalıştırıldığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik, "Bu olayla ilgili Enerji Bakanımız yetkili ve sorumlu. Ocakta olup bitenler, hayatını kaybedenler Sayın Taner Yıldız'ın başkanlığında sürdürülüyor. Onun açıklamaları isabetli olur. Kayıtdışı çalışma olduğu ile ilgili bilgi gelmedi. Bir 15 yaşındaki çocuğun çalıştırıldığı ile ilgili bilgi geldi. Gelişen tüm olaylara anında müdahale ettik. Bu delikanlının 19 yaşında olduğunu tespit ettik. Onun da doğru olmaması sevindirici bir durum" karşılığını verdi.

En son denetimlerin Mart ayında olduğu ve rapor defterinin incelenmesine ilişkin soruya Bakan Çelik, "Bu rapor defteri önemli bir evrak. Tespit ettikleri bir şey var, ilgili işyeri sahibine iletildi mi bilemiyoruz. İş güvenliği uzmanlarının ne not ettiğini bilemediğimiz için söylüyorum. Adli ve idari soruşturma iki önemli evrakı kayıt altına almıştır" cevabını verdi.

Bakan Çelik şunları kaydetti:

"Bize gelen STK'lardan, vatandaşlardan, çalışanlardan olsun, bu da örgütlü bir iş yeri. Örgütlü olması sevindirici. Varsa bir eksiklik sendika başkanlarına bildirilmesi gerekiyor. Onlarla da görüştüğümüzde, kendilerinin tespit ettikleri eksikliğin olmadığı yönünde açıklamaları var. Eksiklik neydi de bu kaza meydana geldi, bu soruyu sormaya herkes sahip."

Mart ayındaki son teftişte 'herhangi bir sorunun olmadığı' açıklamasının hatırlatılması üzerine Çelik, "Sistem öyle güzel kurulmuş ki, güvenlik sistemi. Bakanlıktan, Ankara'dan ibaret değil artık. Ankara'dan gidecek olan teftişler değil, periyodik teftişler yapıyorsunuz ama aynı zamanda 24 saat teftiş edenler var. Onun için sorumluluk falan değil. Acaba bunlar evrakta mı, yoksa evrakta olanlar aynı zamanda fiiliyatta bunlar var mı? Kimseyi temize çıkarma peşinde değiliz. Evraklar çok güzel ama uygulama yok diyelim, bunun tabii ki sorunları olacak. Çıkacak tablo ne? Evrakla pratikteki durum arasındaki uyum nedir?" diye cevap verdi.

Bir gazetecinin, "Bakanlık olarak bu kazada sorumluluğunuz var mı, istifayı düşündünüz mü?" sorusuna Çelik, "Şu anda hayatlarını kaybeden kardeşlerimizin acılarıyla doluyum. Ben bu olaydan dolayı politik, olayın makam mevki boyutlarıyla tartışılmasını doğru bulmuyorum. Çalışma Bakanlığı bir kazanın meydana gelmemesi, farkındalığın artırılması için gerekli çalışmalarını sürdürüyor. Keşke bu olayları yaşamadan bu farkındalık bütün kesimler tarafından içselleştirilse de bu olaylarla karşı karşıya kalmasak" cevabını verdi.

Sabotaj olabileceği iddialarına ilişkin ise Bakan Çelik, "Önümüzdeki raporda bir eksiklik yoksa, yüzde 98 önlenebilir iş kazaları, genel istatistiğe bakarsanız yüzde 2'de olabilir. Bu incelemelerden ortaya çıkacak hadisedir" dedi.

Soma'ya gidip gitmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Şu an itibarıyla zor görünüyor. Ben gitme arzusundayım. Aileleri gidip ziyaret etmek. Sosyal güvenlik tarafı da var, Sosyal Güvenlik Başkanımız da orada. Hayat devam ediyor, yaşanan acılara rağmen. İşin o boyutuyla acılarını hafifletme adına, yavruların geleceklerini aydınlık kılma noktasında yapılması gereken neyse en üst düzeyde yapılmasını sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

CHP'nin verdiği ve reddedilen önergenin sorulması üzerine Bakan Çelik, "İnceleme imkanım olmadı. Çalışma hayatıyla ilgili konu tartışılacaksa ben bütün bunların yararlı olduğu düşüncesindeyim. Çalışma hayatı dinamik bir hayat. Burada bu konuların konuşulmasından ben rahatsızlık duymam" diye konuştu. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika Çalışma Bakanı Çelik'ten 'Soma'daki Maden Faciasına' İlişkin Açıklama - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement