CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Devleti bir istihbarat teşkilatı, istihbarat devleti haline getirdiler. İstihbarat ana aktör, ana unsur olmaz. Siz istihbaratı ana unsura döndürdünüz. İstihbaratla devleti yönetiyorsunuz" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanlarıyla CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, CHP olarak hakimlerden bir ayrıcalık beklemediklerini dile getirdi.
Hakimlerden "sadece evrensel hukuk kurallarının gereğini yerine getirmelerini" istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dünyada nasıl işliyorsa bu sistem, çağdaş ülkelerde hukukun üstünlüğü neyse aynı kurallar işlesin. Güçlülerin hukuku değil halkın hukuku, bizim aradığımız temel nokta bu" dedi.
Hukuk devletinin aynı zamanda yurttaşın kendisini güven içinde hissettiği devlet olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu güven kaybolduğu zaman devletin omurgası çatırdar. Herkesin bu gerçeği çok iyi bilmesi gerekir. Totaliter rejimlerde adalet, arka bahçeye dönüştürülür ama bir süre sonra aynı güvensizlik onlarda da egemen olur. Bu hükümetin bir bakanı; 'Böyle bir ortamda kimse kendisini güvende hissetmiyor, Sayın Başbakanımız da kendisini güvende hissetmiyor. Zaten kendisi de söylüyor' diyor. 12 yılda ülkeyi getirdikleri nokta bu. Bir ülkenin başbakanı kendisini güvende hissetmiyorsa sokaktaki sade vatandaş nasıl kendisini güvende hissedecek. 12 yılda bu ülkeyi bu hale nasıl getirdiniz? O nedenle hukukun yaptığı çağrı, mahkemelerin yaptığı çağrı, adaletin yaptığı çağrı çok ama çok önemlidir. Totaliter rejimlerde hiç kimse kendisini güven içinde hissetmez, diktatör dahil."
-MİT Yasası
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan MİT Yasası'nı değinen Kılıçdaroğlu, "Devleti bir istihbarat teşkilatı, istihbarat devleti haline getirdiler. İstihbarat ana aktör, ana unsur olmaz. Siz istihbaratı ana unsura döndürdünüz. İstihbaratla devleti yönetiyorsunuz. Fişlemeyi meşru hale getirdiler. 12 Eylül askeri darbesinin yapamadığını şimdi bunlar yapıyorlar, bizim yeni Kenan Evrenlere ihtiyacımız yok" ifadesini kullandı.
17 Aralık'ın, Türkiye demokrasi tarihinde çok önemli olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Bu tarihte bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk" dedi.
Bunun ayrıntılarının önümüzdeki süreçte çok daha net ortaya çıkacağını savunan Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:
"Soruşturma komisyonları kurulacak. Fezlekeler orada gündeme gelecek. Montaj hikayelerinin tamamının yalan olduğu ortaya çıktı. Her kaydı, her cümlesi doğru. Kendisi de söylüyor zaten. Diktatörler kendilerine mutlaka bir düşman yaratırlar. Bunu yapmak için güçlü bir medya oluştururlar. 17 Aralık operasyonunu devletin vicdanı yaptı. MİT, 18 Nisan 2013'te Başbakanlık koltuğunda oturan zatın önüne 3 sayfalık bir rapor koymuştu. Bu raporda devletin bakanlarının bir kişi tarafından nasıl satın alındığı ortaya çıkmıştır. 8 ay geçmiştir o raporun üzerinden başbakanlık koltuğunda oturan zatın kılı dahi kıpırdamamıştır ve devletin vicdanı harekete geçmiştir. Bu devlet sıradan bir devlet değildir, gelenekleri olan bir devlettir, güçlü refleksleri olan bir devlettir. 'Paralel devlet yaptı' bağırtısı içinde gidiyor. Her kahvede, her toplantıda şunu söyleyin; 'Onlar sizden ne istediler de sen neleri verdin', bir bunu anlat millete. Anlatıyor mu? Anlatmıyor."
-Medyaya eleştiri
Medyayı da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Düne kadar biz bu medyayı 'yandaş medya' olarak adlandırırdık, 17 Aralık'tan sonra bunun bir havuz medyası olduğunu öğrendik" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Devletten ihale alan müteahhitlere nasıl salma salındığı, bu paraların hangi havuzda toplandığı, kime verilmesi gerektiği bütün bunların hepsi belgeleriyle ortaya çıktı. Bu medyada yazan kalemlerin çoğu kimse kusura bakmasın satılık. Kalemlerini iktidara kiralayan insana biz 'satılık' deriz. Kalemlerini manşetlerini de kiralıyorlar. Bu medyanın temel özelliği iktidara yaranacak güçlü bir algı oluşturmak. Toplumu yönlendirmek, havuz medyasının temel özelliği budur. O gazetelerin manşetlerini birisi atar, yazılarını birisi yazdırır, paralarını birisi verir. Satılan kalemlerden bu ülkeye hayır gelmez."
-"Çalışmaktan yılmayacağız"
CHP'ye 12 milyona yakın seçmenin oy verdiğini, bu nedenle de her bir oyun hakkını vermek zorunda olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, bir oyun bile kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.
"12 milyon oyun böyle bir ağırlığı vardır, sorumluluğu vardır. Her biriniz bulunduğunu illerde çalışacaksınız" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sonuçlardan memnun değiliz, doğru. Bu bizim moralimizi bozmayacak. Tam aksine daha fazla çalışacağız, çalışmaktan yılmayacağız, bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur. El ele kol kola omuz omuza çalışacağız. İnanmadığımız şeyi söylemeyeceğiz. Çalışmayacak arkadaşlar, 'ben bu kadar ağır yükü çekemiyorum' diyecek arkadaşlar köşelerine çekilebilirler. Hiç itiraz etmem. 'Ben çalışacağım, benim ülkeme karşı sorumluluğum' var diyorsanız o zaman yol arkadaşlığına devam edeceğiz. Umutla, heyecanla yolumuza devam edeceğiz, kuralımız budur. Biz en büyük toplumsal muhalefet grubuyuz. Çatışma sürecinden beslenen bir siyasal iktidar var. Toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran ve bundan beslenen bir siyasal iktidar var. Çünkü totaliter yönetimlerin temel özelliği budur. Toplumları çatıştırıp kendi tabanını bloke etmek."
Bunun tipik örneğinin 1 Mayıs'ta yaşanacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Taksim Meydanı'nda üç kez 1 Mayıs kutlamaları yapıldı bu iktidar döneminde. Kimsenin burnu kanamadı, hiç kimsenin ama. Şimdi göreceksiniz, tomalar, biber gazları, yaralananlar vesarie olacak. dönüp şunu söyleyecek diktatör özentisi, 'Bakın gördünüz mü yine çam çerçeve kırıldı.' Ölenlere üzülmüyor, cam çerçeveye üzülüyor. Çünkü hayatını maddiyata harcamış o. Söylemiyle eylemi farklı" diye konuştu.
-"Berkin Elvanların Türkiyesi olmalı"
Türkiye'nin yeni bir Türkiye olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bakanların çocuklarının Türkiyesi mi olacak? Berkinlerin Türkiyesi mi olacak? Bu tercihi yapacağız. Biz Bakanların çocuklarının Türkiyesini kabul etmiyoruz. Berkin Elvanların Türkiyesi olmalı" dedi.
Çocukların özgürce sokağa çıkabildiği, özgürce konuşabildiği bir Türkiye'yi savunacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Mücadelemizi bir seferberlik anlayışı içinde yapacağız. Türkiye'nin 4 bir köşesinde yaşayan yurttaşlar bize bakıyorlar. Bu ülkedeki yoksullarına, garip gurebaya karşı sorumluluklarımız var. Bu ülkenin üretenlerine karşı sorumluğumuz var. Daha aydınlık daha güzel, refahı yakalamış bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Bunun yolu mücadelemizden geçiyor. Bu mücadele kolay bir mücadele değil. Bir devletle, AKP devletiyle onun polisiyle, onun ordusuyla, onun istihbarat örgütleriyle, valisiyle, kaymakamıyla, mücadele ediyoruz. Bu düzeni değiştireceğiz. Halktan, adaletten, uygarlıktan yana bir düzeni kuracağız. İşimiz zor ama zor olduğu kadar onurlu bir mücadele."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
- Ankara
Son Dakika › Politika › CHP İl Başkanları Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?