CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir. Parlementoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti'nden aylık alacaksın, namusun ve şerefin üzerine yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir gibi, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Artvin Cerattepe'de maden arama faaliyetine yönelik protestolara değinerek başlayan Kılıçdaroğlu, bu bölgenin doğal güzelliklerinin korunması gerektiğini söyledi.
Artvin'de yerin üzerinde hayat olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi hayata izin vermek istemiyorlar, ölüme mahkum etmek istiyorlar. 'Senin elinden tabiatı alacağım' diyor. 'Kimin için mücadele edeceğim? Ben AKP hükümeti olarak milletin anasına küfredenin yanındayım' diyor. Artvinli de 'Hayır' diyor" ifadelerini kullandı.
Artvin'de doğaya yönelik olumsuz girişimlerin 1996 yılından bu yana devam ettiğini, bölge halkının artık sabrının taştığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Artvin Valiliği Çevre Kurulunun, Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesinin, Artvin Orman Bölge Müdürlüğünün, Maden Tetkik Arama Enstitüsünün, TMMOB'un ve benzer pek çok kurum ve sivil toplum örgütünün geçmişte de bölgede madencilik faaliyeti yapılmasının doğaya yönelik olumsuz etkileri konusunda ortaya koydukları görüş ve raporları bulunduğunu aktardı.
Kılıçdaroğlu, "Artvin halkı boşuna kendi ormanına, kendi canlılarına sahip çıkmıyor. Sadece onlar değil, herkes sahip çıkıyor. Kim sahip çıkmıyor? Sadece bir kişi, milletin anasına küfreden kişi. Kim onun yanında? AKP ve kadroları onun yanında. Artvinlileri bu nedenle havuz medyası terörist ilan etti. Hangi partiye oy verirse versin bütün Artvinlileri Türkiye'nin bir numaralı vatanseveri ilan ediyorum" diye konuştu.
Son bilirkişi raporunun bölgede maden faaliyeti yapılması halinde 50 bin 300 ağacın kesileceğini bildirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizde nasıl bir vicdan, ahlak, tabiata saygı var? 50 bin 300 ağaç. 'Yerine yenilerini dikeceğiz.' Peki canlıları da oraya taşıyabilecek misiniz? Yazık, günah değil mi? Artvinli kadınları copladılar. Olay Artvin olayı olmanın ötesine geçti. Biz CHP olarak Artvinlileri kucaklıyoruz. Onların yanındayız. Size her türlü desteği vermek bizim namus borcumuzdur. Biraz da bunu AKP açısından doğal karşılıyorum; teröre yardım ve yataklık yapanlar milletin anasına küfredene de yardım ve yataklık yapıyorlar bu faaliyetleriyle."
-"7 üyesi de AKP'li olacak, bunun adı bağımsız olacak. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?"
TBMM Genel Kurulunda görüşülen Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı'na da değinen Kılıçdaroğlu, kişisel verilerin AB'nin belirlediği standartlar çerçevesinde korunmasından yana olduklarını vurguladı.
Ancak iktidarın alelacele Meclise getirdiği düzenlemenin bu kriterlere uymadığını ve vatandaşın fişlenmesini yasal hale getirmeyi amaçladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, batıda kişisel verilerin korunması noktasında sorumluluk üstlenen kurumların tamamının özerk ve bağımsız olduğunun altını çizdi.
Tasarıda, kişisel verilerin korunmasına ilişkin kurulacak komisyonun üyelerinin üçünün Cumhurbaşkanı, dördünün ise Bakanlar Kurulunca atanmasının öngörüldüğüne işaret eden Kılıçdaroğlu, "Yani 7 üyesi de AKP'li olacak, bunun adı da bağımsız olacak. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz? Asla doğru değil. Bakın batıdaki standartlar neyse aynısını getirin" dedi.
Kılıçdaroğlu, tasarının altıncı maddesine dikkati çekerek, bu maddeyle kişinin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inancı, kılık kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkumiyeti gibi özellikleriyle fişleneceğini ileri sürdü.
Tasarının AB kriterleri ile uyumlu olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bunların amacı AB ile uyumu sağlamak değil. AB'nin bazı kriterlerinden yola çıkarak 78 milyonu fişlemek. Buradan söylüyorum; bu hatadan vazgeçin. Bu hatayı biz Anayasa Mahkemesine götüreceğiz. Anayasa Mahkemesinden sonra gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götüreceğiz" şeklinde konuştu.
-"Sen o terör örgütünü neden koruyorsun? Neden ismini açıklamıyorsun?"
Türkiye'nin cumhuriyet tarihinin en derin yönetim krizini yaşadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Ankara'da meydana gelen terör saldırısına değindi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Devletin ilgili organı uyarıyor, MİT Emniyete, 'Önümüzdeki günlerde şu terör örgütü, askerlerin yoğun olduğu yerlerde eylem yapacaktır, önlem alın' diyor. Önlem alınıyor mu? Önlem sıfır. Kim önlem alacak? Siyasetçi talimat verecek, bürokrat da önlem alacak. Ankara'nın göbeğinde bomba patlıyor, 29 vatandaşımız hayatını kaybediyor. Bu terörist 2 bin 850 kilometre yol katediyor Türkiye'de. Kimse dokunmuyor, trafik cezası da yediği halde. 43 ili geziyor. 22 kişiyle telefon konuşması yapıyor terör eylemini nasıl gerçekleştireceği konusunda. Peki bu süre içinde ne oluyor? Hiçbir şey olmuyor. Bomba patladıktan sonra apar topar, yıldırım hızıyla isim veriliyor, 'Şu kişi, Suriye vatandaşı, geldi bombayı, attı. Biz demedik mi biz haklıyız bak, Suriyeli, şu terör örgütüne mensup kişi' diye çıkıp açıklama yaptı. Kim yaptı? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı yaptı."
-"Gerçek ortaya çıktığı anda hala koltuğunda oturursa bu millete saygısızlıktır"
Patlamanın ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Patlama sesi duyduk, inceleyeceğiz" şeklinde bir açıklama yaparak ilk tepkisini ortaya koyduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bazı bakanların da konuya ilişkin ilk açıklamalarına dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, bakanların görev ve sorumluluğunun olayın doğrusunu araştırmak olduğunu belirterek, "Senin emniyet teşkilatına yazı yazıldı, terör örgütünün adı verildi. Sen o terör örgütünü neden koruyorsun? Neden ismini açıklamıyorsun? Sen o terör örgütünün ismini kamuoyuyla paylaşmadığın andan itibaren o terör örgütüne yardım ve yataklık yapıyorsundur" dedi.
Hükümet Sözcüsünün ise olay sonrasında yaptığı açıklamada "Bu bombayı patlatanlar; orada bu akşam vefat eden, şehit olan kardeşlerimizi tesadüfen seçtiler" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"MİT, Emniyete bildiriyor, örgütün adını veriyor, 'TAK diye bir örgüt' diyor. 'Askerin yoğun olduğu yerlerde patlatacaklar' diyor, kentlerin ismini de veriyor. Beyefendi çıkıyor, 'Bu terör örgütü orayı tesadüfen seçti' diye açıklama yapıyor. Ne tesadüfü kardeşim? Bilinçli olarak adam geldi, bombayı patlattı, orada pek çok insan hayatını kaybetti.
Acı olan şu, arkadan büyükelçileri çağırdılar, dediler ki 'Bunu şu terör örgütü yaptı, Suriyeli birisi yaptı.' Biz doğruyu nereden öğrendik? Terör örgütünün yaptığı açıklamadan, bombayı patlatanın babasından öğrendik. Şu olabilir; 'Suriyeli veya Türkiyeli ne fark eder, terörist, teröristtir.' Tamam. Ama sen doğru açıklama yapmak zorundasın millete. 'Ne fark eder hangi terör örgütü?' Çok şey fark eder. Davet ettikleri büyükelçilerden hiçbirisi Türkiye'nin yaptığı açıklamaya inanmadılar. Yanlış açıklamayı kim yapıyor? Bu ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı yapıyor. Zaten sorun orada. Bir ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı kendi halkına, milletine doğruları söylemez, onları kandırmaya kalkarsa ve gerçek ortaya çıktığı anda hala koltuğunda oturursa bu millete saygısızlıktır."
-"Teröre karşı bütün siyasi partilerin açık, net tutum takınması lazım"
Kılıçdaroğlu, CHP olarak terörün bir insanlık suçu olduğunu her zaman söylediklerini kaydederek, "Teröre karşı bütün siyasi partilerin açık, net tutum takınması lazım. Terör konusunda hiçbir siyasi partinin farklı bir görüş beyan etmeye hakkı ve yetkisi yoktur, özellikle parlamento çatısı altındaki bütün siyasi partilerin. Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti'nden aylık alacaksın, namusun ve şerefin üzerine yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir gibi, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?