YARGI MENSUPLARINA İFTARDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda yargı mensuplarına iftar yemeği verdi. Yemekte konuşan Erdoğan, Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere görev sırasında şehit olan adalet mensuplarına Allah'tan rahmet diledi. Bugün Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni kamuoyu ile paylaştığını hatırlatan Erdoğan, "Bu paket 2002'den beri adalet sistemimizin eksikliklerinin giderilmesi yönünde hayata geçirdiğimiz reform adımlarının en son örneğidir. Göreve geldiğimizden itibaren infaz koruma memurlarının yıpranma paylarından, mübaşirlerimizin genel idare hizmetine alınmasına, hakim ve savcılarımızın özlük haklarından, modern adalet saraylarının inşasına kadar her alanda tarihi nitelikte iyileştirmeler yaptık. Son reform paketiyle yargının bağımsız ve tarafsızlığını geliştirmeyi, hak arama yollarını genişletmeyi, hukuki güvenlik ve hukuk istikrarını korumayı, hepsinden önemlisi adalette yaşanan gecikmelerin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Ana gayemiz; yargının bütün tarafları için güven veren ve erişilebilir adalet sistemini tesis etmektir. 82 milyon vatandaşımızın hiçbir engele maruz kalmadan, kalbinde hiçbir şek, şüphe duymadan adalet arayabileceği ve bu arayışına cevap bulabileceği bir yapıyı milletimize kazandırmak istiyoruz" diye konuştu.
'TÜRK YARGISI SADECE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMELİDİR'
Türkiye'nin geçmişte adalet sisteminden kaynaklanan hataların, tarafgirliklerin ve gecikmelerin beledini ağır ödediğini aktaran Erdoğan, "Bu ülke sözüm ona adaleti tesis adına evlatlarının 'Bir sağdan, bir soldan' darağacına gönderildiği çok acı günler yaşadı. Bu millet 'bebek davası' affedersiniz 'köpek davası' gibi uyduruk davalarla Başbakan ve Bakanlarının yargılandığı, asıldığı, şehit edildiği utanç sahnelerine şahit oldu. 17-25 Aralık sürecinde yaşanan hukuk katliamları ise yargının bir dönem oligarşik, hizipçi ve örgütlü bir yapının nüfuz alanına girmesinin can yakıcı sonuçları ne yazık ki sonuçlarıdır. Türkiye'nin bir daha benzer hataları tekrarlama lüksü yoktur. Şüphesiz, yargıya güveni perçinleyecek olan yegane faktör, maşeri vicdanı ferahlatan doğru ve adaletli kararlar vermesidir. Bunun için her hal ve şartta Türk yargısı bir çıkar grubunun ideolojinin, siyasetin, vesayet odağının veya fraksiyonun değil, altını çizerek söylüyorum, Türk milletinin yargısı olmalı, sadece Türk milleti adına karar vermelidir" dedi.
'82 MİLYONUN HER BİR FERDİ İÇİN ADALETİ TESİS ETMENİN GAYRETİ İÇİNDE
OLACAĞIZ'
Geciken adaletin, adalet olmayacağını vurgulayan Erdoğan, "Vazifemizi icra ederken, hukukun üstünlüğü ilkesine ve masumiyet karinesine leke sürdürülmemesi bu açıdan hayati önem arz ediyor. Ne tek bir vatandaşımızın hakkını yiyeceğiz, ne de tek bir vatandaşımızın hakkının, hukukunun yenilmesine göz yumacağız. Kökeni, maddi, durumu, görüşü ne olursa olsun 82 milyonun her bir ferdi için adaleti tesis etmenin gayreti içinde olacağız. Özellikle cezasızlık algısının yaygınlaşmasına asla müsaade etmemeliyiz. Böyle bir algının yaygınlaşması insanların adaleti mahkeme kapıları yerine başka yerlerde başka güç odaklarında aramalarına yol açar bu ise devletin ontolojik varlığına yani bekasına yönelik en büyük tehdittir. Adalete olan güvenin sarsıldığı bir topumda barış, huzur ve istikrar da kalmaz" değerlendirmesinde bulundu.
'BU DÖNEM MUHATAPLARIMIZIN BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'YE ALIŞMA DÖNEMİDİR'
Türkiye'nin son yıllarda önemli sınamalarla karşı karşıya kaldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bağımsızlığını her alanda ilerlettikçe sabotajların dozu da arttı. Biz milli bekamıza yönelik kararları kendimiz verdikçe, milli menfaatlerimizi korumaya dair adımları Suriye'de, Irak'ta, Ege ve Doğu Akdeniz'de cesaretle attıkça bu tür teşebbüsler devam edecektir. Çünkü bu dönem; muhataplarımızın büyük ve güçlü Türkiye'ye alışma, sindirme, kabullenme dönemidir. Eski alışkanlıkları kısa sürede değiştirmek elbette kolay değildir. Ülkemize karşı gösterilen yersiz ve zamansız tepkilerin sebebi de budur. Türkiye'ye şaşı bakanlar, eski Türkiye'ye alışanlar, maalesef yeni dönemi okumakta, anlamakta, politikalarını bu yeni duruma adapte etmekte zorlanıyorlar. Biz er ya da geç yeni Türkiye'yi kabullenme sorununun içeride olduğu gibi, dışarıda da aşılacağına inanıyoruz. Bu kabullenme dönemi atlatıldığında, ülkemizin önünde yepyeni bir dönemin kapıları açılacak, Türkiye'nin bölgesel ve küresel konumu daha da güçlenecektir" ifadelerini kullandı.
'KİMSENİN MİLLETİMİZİN ARASINA NİFAK TOHUMLARI EKMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'
Her imtihanın aynı zamanda bir imkan olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Bu imtihan sürecinden başarıyla çıktığımızda ülkemiz 2023 hedefleriyle, 2053 ve 2071 vizyonu doğrultusunda çok farklı bir ivme yakalayacaktır. Geleceğimiz aydınlık, istikrarımız parlaktır. Türkiye'nin yolu hiç olmadığı kadar açıktır. Bu salonda olan siz kardeşlerim başta olmak üzere 82 milyonun her bir ferdinden felaket tellallarına prim vermemesini rica ediyorum. Ben tüm vatandaşlarımdan Türkiye'nin potansiyeline güvenmesini, bu ülkeye inanmasını, umudunu asla yitirmemesini istirham ediyorum. Bir olur, iri olur, diri olur, kardeş olur, hep birlikte Türkiye olursak, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntı yoktur. Bunun için her fırsatta müştereklerimize vurgu yapıyor, vatandaşlarımızı Türkiye ortak paydasında buluşmaya çağırıyoruz. Bunun için 82 milyonun her bir ferdinin sadece kardeş değil aynı zamanda kaderdaş olduğunu, aynı geminin yolcuları olduğunu söylüyoruz. Hiç kimsenin milletimizin arasına nifak tohumları ekmesine müsaade etmeyeceğiz. Farklılıklarımızı kucaklayacak, onları zenginlik bilerek 82 milyon gönül birliği içinde inşallah geleceğimizi hep beraber inşa edeceğiz" diye konuştu.
Son Dakika › Politika › Erdoğan: Reform belgesiyle AB tam üyeliğe bağlılığımızı ifade etmiş oluyoruz (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?