Hdp Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Bilgen Açıklaması

HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, "HDP farklı eğilimlerin, farklı siyasal geçmişe aidiyete mensup çevrelerin birlikte yaşadığımız ülkede birlikte siyaset yapma iddiası ile buluştuğu bir partidir. Dolayısıyla farklı yorumlar, değerlendirmeler, partinin temel stratejisini, olmazsa olmazlarını bozmadığı ölçüde tolere edilebilir" dedi.

Bilgen, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle konuşmadan önce cezaevinde bulunan gazetecileri anmak gerektiğini belirterek, Türkiye'nin, cezaevlerinde en fazla gazetecinin bulunduğu ülkelerden biri olduğunu savundu. Bilgen, Tahir Elçi'nin aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olduğunu anımsatarak, Türkiye'de insan hakkı savunuculuğu yaptığı için insanların tutuklandığını veya yaşamını yitirdiğini öne sürdü.

HDP'li Bilgen, şöyle devam etti:

"İnsan hakları ihlallerinden şikayetçi olmak ya da ihlali gerçekleştiren odağı şikayet etmek hiçbir şekilde devletin insan hakları ihlalleriyle ilgili sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Cumhurbaşkanı'nın bugün yaptığı açıklamaya bakarsanız bunu görürsünüz. Devletin sorumluluğunu bir kenara çekemezsiniz. Güvenlik kavramı artık uluslararası platformlarda devlet güvenliği kavramıyla izah edilmiyor. İnsan hakları bu kavramın insan güvenliği olarak kullanılmasını zorunlu kılıyor. Roboski'de bile bir fail bulunup cezalandırılamıyorsa, cezasızlık o ülkede artık sistematik bir durumdur."

Bilgen, sokağa çıkma yasaklarının çok özel ve istisnai bir durum olması gerekirken, bir yönetim biçimine dönüştüğünü savundu. Bilgen, Suriye'nin bundan 3 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak şekilde, yaşam hakkı ihlali ve  yerinden edilme gibi haklarda ağır ihlallere imza attığını ifade etti.

Ayhan Bilgen, "Barzani ile yapılan görüşmelerde DAEŞ ile komşu olunmasının istenmemesinin belirtilmesini olumlu buluyoruz ancak geç kalınmış bir açıklamadır" dedi.

Gazetecilerin "Faili meçhul cinayetlerin paralel örgüt yapılanması davasına dahil edilmesini nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu yanıtlayan Bilgen, faili meçhullerin aydınlatılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'de terör örgütü tanımı, terör kavramına yüklenen anlam hukuk ve insan hakları perspektifi ile bağdaşmayacak niteliktedir. İktidar, kendisine muhalif olan bütün toplumsal kesimleri kolaylıkla bu kavram içinde ele alıp mahkum eden uygulamalara imza atıyorlar" diye konuştu.

"Eş başkanımız gerekli açıklamayı yapacaktır"

Bilgen, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın HDP'li eski vekillere ilişkin yaptığı "Erdoğan seviciler" açıklamasının sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Bu konu muhtemelen önümüzdeki günlerde parti kurullarında tartışılacaktır. Biz parti içinde farklı kimlikler ve eğilimlerin birlikte siyaset yapabildiği parti olma çabası içindeyiz. Varlık sebebimiz budur. Eş başkanımız önümüzdeki günlerde parti kurullarında gerekli tartışmalar sonrası size de açıklama yapacaktır. HDP farklı eğilimlerin, farklı siyasal geçmişe aidiyete mensup çevrelerin birlikte yaşadığımız ülkede birlikte siyaset yapma iddiası ile buluştuğu bir partidir. Dolayısıyla farklı yorumlar, değerlendirmeler, partinin temel stratejisini, olmazsa olmazlarını bozmadığı ölçüde tolere edilebilir. Hatta bir zenginlik olarak görülebilir. Parti politikaları ile ters düşen yaklaşımlarda zaten ilgili platformlarda tartışılır. Parti yöneticilerimizi eksik bir tarifi varsa hem parti kurulları gerekli uygulamayı yapar hem de halk gerekli uyarıyı yapar."

Bilgen, bir gazetecinin, "Bu sözlerinizden pek de hoşnut olmadığınız anlaşılıyor" ifadesine karşılık, "Hayır öyle yapmayın. Bu Sayın Başkan'ın tasarrufu ve kendi değerlendirmesidir. Bu sorunun muhatabı kendisidir. Ben MYK'da tartışılmış ve açıklanması kararlaştırılmış konuları ancak parti sözcüsü olarak açıklarım" yanıtını verdi.

"Başkanlık sistemi tartışmalarında Erdoğan'a sempati duyan isimler var mı? Siz sempati duyuyor musunuz?" sorusuna Bilgen, şu yanıtı verdi:

"Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını elime alıp eleştiriler sunuyorsam, Türkiye'nin bir Cumhurbaşkanı sorunu olduğunu düşünüyorum. Yetki pozisyonunda yürütmenin iki başlılığıyla ilgili krizin aşılmasının en pratik yolunun 12 Eylül Anayasası'nın cumhurbaşkanlarına tanıdığı aşırı yetki pozisyonundan geri çekilmesi olduğunu düşünüyorum. Hükümet modeliyle ilgili parti içinde de tartışmaları cesaretle bütün arkadaşlarımız yapacaktır. Bu kişisel olarak Erdoğan'a yakın olup olmama, Erdoğan'dan beklenti konusunun ötesinde bir anlam ifade eder. Sanırım Eş Başkanımızın da ifade ettiği, kast ettiği daha geçmiş dönemdir. Yani HDP ile ilgili değil BDP ve daha önceki partiler döneminde de yani 2002'den sonra Kürt sorunun çözümü konusunda Erdoğan'ın cesur tavrı aydınlarda ve tabii ki siyasi muhataplarında bir beklenti oluşturdu. Sanırım tarif edilen o beklentidir. Bu beklentileri boşa düşürecek yaklaşımları Erdoğan'ın kendisi sergiledi."

Bilgen, Barzani ile HDP heyetinin yapacağı görüşmenin önemine de işaret ederek, kritik gelişmelerin yaşandığını kaydetti.