Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkın zorunlu din dersine büyük ilgi gösterdiğini belirterek, "Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda 467 bin civarında bir müracaat. Aynı şekilde Siyer-i Nebi'ye baktığımzda orada da 270 bine yakın bir müracaat söz konusu. Demek ki bir susamışlık var" dedi
Erdoğan, İlim Yayma Cemiyetinin Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Yerleşkesi'ndeki 59. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Başbakan Erdoğan, 11 Ekim 1951'de İlim Yayma Cemiyeti'ni kuran 68 kişiye şükranlarını ileten Erdoğan, "62 yıldır İlim Yayma Cemiyeti çatısı altında Türkiye'ye, bu aziz millete, öğrencilerimize, gençlerimize destek olan, yol gösteren, istikamet veren tüm emektarlara da hocalarımıza da bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. Elbette İlim Yayma Cemiyetinin, daha sonra İlim Yayma Vakfının kurulması, bu süreç özgürce faaliyet gösterebilmeleri için gerekli atmosferi tesis eden merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarını, İlim Yayma Cemiyetinin kurduğu ilk imam-tahip lisesi için canla başla gayret gösteren Celalettin Ökten hocamızı da rahmetle yad ediyor, mekanları cennet olsun diyoruz" ifadelerini kullandı.
İlim Yayma Cemiyeti'nin hikayesinin "Türkiye'nin hikayesi" olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, 1940'ların baskıcı, hoşgörüsüz, milli ve manevi değerlere husumetle dolu günlerinin ardından Adnan Menderes'le başlayan sürecin, millet ve memleket sevdalılarının derin bir nefes aldığı süreç olduğunu söyledi. Erdoğan, 1950'li yılların milletin karar mercilerinde söz sahibi olması bakımından çok önemli yıllar olduğunu vurgulayarak, buna rağmen sonraki yıllarda nice karanlık dönemler, baskılar ve zulümler yaşandığını aktardı.
Zorlu ve çetin yollardan geçildiğini dile getiren Erdoğan, "Büyüklerimiz bizlere hep anlatırlardı. İnişler, çıkışlar yaşadık. Hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik. Hiçbir zaman tahammülden ve tevekkülden taviz vermedik. Kendimize inandık, fikrimize güvendik, hem sırat-ı müstakimden hem milletin çizdiği istikametten şaşmayarak bugünlere ulaştık. Burada kardeşlerimin, dostlarımın arasında samimi bir hissiyatımı sizlerele paylaşmak arzusundayım. 3 Kasım 2002'de milletimizin tercihiyle iktidar emanetini devraldık" diye konuştu.
Erdoğan, iktidarı döneminde "Size yapılanı siz şimdi başkalarına yapıyorsunuz" eleştirilerine maruz kaldıklarını ifade ederek, son yıllarda yapılan bazı reform ve uygulamaların bu söylemlerin delili olarak öne sürüldüğüne dikkati çekti.
4+4+4 eğitim öğretim sistemi ve alkol düzenlemesi
Başbakan Erdoğan, söz konusu reform ve uygulamalara açıklık getirerek, şunları kaydetti:
"İmam-hatip okullarının yeniden açılmasını sağlayan, yani bunu orta ve lise olarak ifade etmek istiyorum. Kısa ifadeyle 444 kod numarası diyorum. Bunu tabii bazıları hala anlamıyor. Dün akşam Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'ndeydik, orada sorduk, '444 kod numarası nedir?' diye... Baktım anlamadılar. Belki burada da aynı sıkıntı olabilir. Yani 4+4+4 uygulamasını biz yeniden hayata geçirdik. Tabii imam-hatip okulları aslına rücu ederken, o arada da düz liselerde aynı zamanda oralarda da Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi dersleri başladı. Bu boyutu çok daha önemliydi. Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda 467 bin civarında bir müracaat. Aynı şekilde Siyer-i Nebi'ye baktığımızda orada da 270 bine yakın bir müracaat söz konusu. Demek ki bir susamışlık var. Yani bu milletin ruhunda herhangi bir dayatma, zorlama söz konusu değil. 'Ben kendimi tanımak istiyorum, öğrenmek istiyorum. Kutsal kitabımı okumak istiyorum' diyen 467 bin kişi, 'Ben Peygamber'imi tanımak, bilmek istiyorum' diyen, bu sayının ben daha fazla olduğuna inanıyorum da şimdilik kaydıyla 267 bin."
Bu sayıların önümüzdeki yıllarda daha da fazla olacağını anlatan Erdoğan, bu derslerin seçmeli olduğuna dikkati çekti. Erdoğan, üniversiterlerde çeşitli yasaklar ve kısıtlamaları ortadan kaldırdıklarını, başörtülü kızların üniversitelere girebilir duruma geldiğini anımsattı.
Bu tür uygulamaların kolay gerçekleştirilemediğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin en acil meselesi olan terör konusunda da adımlar atıldığını kaydetti.
Erdoğan, yakın zamanda hayata geçirilen alkol düzenlemesine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onu dahi nerelere çektiler. 'Alkolü yasakladılar' dediler. Halbuki biz alkolü yasaklamadık. Bazı düzenlemeler getirdik. Neydi o düzenleme; 'Okullara 100 metre kapalı veya açık alkollü içki satılamaz. Camilere 100 metre mesafede kapalı veya açık alkollü içki satılamaz' dedik. Bundan rahatsız olan çevreler var. Halbuki bunu gelişmiş olan ülkelerde, dünyada örnekleri çok fazlasıyla var. Bu noktada bizden daha da hassaslar. 'Gece saat 10, sabah 6 alkolü içki satışı yapılamaz. 18 yaşın altına alkollü içki satışı yapılamaz' dedik. Bundan rahatsız oldular. 'Ünivesitelerde, okullarda alkolü içki satışı yapılamaz' dedik. Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir? 'Arabada alkolü içki satılamaz, onun için karayollarında bütün benzin istasyonlarında alkollü içki yasaklandı. Biz bunu niye yapıyoruz? Anayasa'nın 58. maddesi bu hükme amir. Bunu biz getirmedik, bizden önce vardı ama uygulanmıyordu. Şimdi uygulama alanını buldu. Sorumluluğumuz var. Bu fakir, bu ülkede milletinin oylarıyla başbakan olduysa Anayasa'nın, yasaların kendisine verdiği görevi yerine getirmekle mükelleftir."
- İstanbul
Son Dakika › Politika › İlim Yayma Cemiyeti 59. Olağan Genel Kurul Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?