CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, "Hükümet gücünü eline alarak, hukuka aykırı bütün yöntemleri kullanarak anayasal düzeni cebren yıkmaya dönük bir girişimle karşı karşıya olunduğunu" söyledi.
Tezcan, düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok'un; İstanbul merkezli operasyonla ilgili soruşturmayı yürüten savcının, İstihbarat Şube Müdürü'nü ifadeye çağırmasına karşı durmasının açıkça suç oluşturduğunu belirterek, buna gerekçe olarak "savcının talebindeki delillerin belirsiz olduğunu"nun gösterildiğini anlattı. Tezcan, delilleri takdir etme ve toplama yetkisi savcıdayken bir emniyet müdürünün "ben sana bunu göndermiyorum" demesinin, Türkiye'nin içine düştüğü vahim tablonun açık göstergesi olduğunu söyledi.
Türkiye'de yargıçların kozmik odalara girdiğini, ülkenin en önemli sırlarının CMK'dan kaynaklanan yetkilere dayanılarak incelenebildiğini belirten Tezcan, "Bu ülkede garnizonlar basıldı, karargahlar basıldı, arama yapıldı, muvazzaf subaylar gözaltına alındı. Yargının düştüğü durumu görebiliyor musunuz? Türkiye'de iktidar eliyle yaratılan darbe iktidarının bizi nereye taşıdığını görebiliyor musunuz? O savcının yapması gereken tek iş vardır; İstanbul Emniyet Müdürü'nü derhal ifadeye çağırmaktır. Emniyet Müdürünü ifadeye çağırıp hakkında soruşturma başlatma yükümlülüğü altındadır. Bunu yapabileceğini tahmin ediyorum" dedi.
Tezcan, İçişleri Bakanı Muammer Güler'in soruşturmada dinleme tapelerinde değişiklik yapıldığı gerekçesiyle müfettiş görevlendirdiğini ifade ederek, bunun "akıllara zarar bir şey" olduğunu savundu. Tapelerin yürütülen soruşturmanın delilleri olduğunu vurgulayan Tezcan, hiç kimsenin delillere müdahale edebilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Böyle bir duruma Türkiye tarihinde hiç rastlanmadığını ileri süren Tezcan. "Bu yetki gaspıdır, hukuka aykırıdır. O tapelere dokunamaz, elini dahi süremez, talep edemez. Ekleme ve çıkarma yaptığı ifade edilen tapelerde, sözü edilen konuşmalar İçişleri Bakanı'na aittir. Kendi aleyhine delil oluşturabilecek belgelerde inceleme yapmak üzere mülkiye müfettişi görevlendiriyorlar. Ne yapacak müfettiş, o tapeleri alıp delileri değiştirecek mi? Türkiye demokrasisi, namuslu insanları, böylesine müdahaleye sessiz kalamaz. Yasama organı böyle pervasız saldırıya sessiz kalamaz" görüşünü savundu.
Yaşanan olayda Hükümet'in hırsızı bırakıp polisi kovaladığını savunan Tezcan, şöyle konuştu:
"Hırsızın suç orakları Hükümet'in içindedir. İki operasyon var; Biri yolsuzluk operasyonudur. Bir başka operas daha var; bu da yolsuzluk yapanlara karşı yürütülen operasyondur. Bu yolsuzluk soruşturmasının merkezindeki en önemli iddialardan biri MASAK'ın olaya dahil olup takip etmesi gereken süreçte başkan yardımcısını görevden aldılar. 170'in üzerine polis görevlisini tasfiye ettiler. En son kimsenin cesaret edemeyeceği, cahil cesaretle Adli Kolluk Yönetmeliği'ni değiştirip soruşturma sırasında savcıya bağlı polisi idareye bağlı hale getirdiler. Yolsuzluk operasyonlarını yapanlara karşı yürütülen operasyon, kontr operasyondur. Türkiye'de bir çete vardır ama bu çete, yolsuzluk operasyonunu yürütenler değildir. Türkiye'de hükümeti elinde tutan bir çete vardır. Bu çete, yolsuzluk operasyonu yapanlara karşı kontr operasyon peşindedir. Bu operasyon, çetenin kontr operasyonudur. Emniyet müdürlerini, MASAK Başkan Yardımcısı'nı görevden alan, soruşturmayı doğrudan doğruya kontrol etmeye, tapelerdeki delilleri ortadan kaldırmaya, hırsızları ve yolsuzluk yapanları korumaya, yolsuzluk operasyonunu örtmeye çalışan bir çete operasyonuyla karşı karşıyayız. Bu girişim, çok ciddi biçimde anayasal düzeni cebren yıkma girişimidir. Hükümeti elinde bulunduran bu çetenin kontr operasyonu, doğrudan doğruya anayasal düzeni cebren yıkma girişimidir. Bugüne kadar hep askerlerin, elinde silah bulunduran silahlı kuvvetlerin, Anayasayı silahlı güçlerinden yararlanarak yıkmaya dönük darbe teşebbüsleri konuşuldu. Bugün Hükümet gücünü eline alarak, hukuka aykırı bütün yöntemleri kullanarak anayasal düzeni cebren yıkmaya dönük bir girişimle karşı karşıyayız. Bu sürece yasama organının sessiz kalması mümkün değildir, bu çete operasyonuna dur demek zorundadır. Namuslu ve vicdanlı hiçbir milletvekili, bu girişimlere karşı sessiz kalamaz. TBMM, anayasal düzeni koruma adına yapması gerekeni yapmak zorundadır. Çetelerle ortaklık eden Hükümet'in ömrü bitmiştir; başbakan dahil derhal istifa etmek durumundadır."
Tezcan, süreci "hükümet-cemaat çatışması" gibi gösterilmesini doğru bulmadıklarını belirterek, çatışmayı bu eksene oturtma çabasının, yolsuzluğun üstünü örtmekten başka bir şey olmadığını sözlerine ekledi. - TBMM
Son Dakika › Politika › İstanbul Merkezli Operasyon - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?