- AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Füle:
"Hepimizin görevi, mümkün olan en yüksek demokratik standartları ve uygulamaları hedeflemektir. Bu, kişinin görüşlerini ifade etme özgürlüğünü, barışçıl bir şekilde toplanma özgürlüğünü ve medyanın olayları olduğu esnada haberleştirme özgürlüğünü kapsar"
"Göreve geldiğimden bu yana Türkiye'deki tartışmaların açıklığına ve bunlarda gösterilen sabra hayranım. Bunun muhafaza edilmesi, ayrıca uyumlu ve etkin kararlara dönüştürülmesi samimi dileğimdir"
Avrupa Birliği (AB) Bakanlığınca Swissotel'de düzenlenen "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Gelecek" konulu konferansın açılışında konuşan Füle, Taksim'de yaşanan olaylara değindi.
Füle, bu konferansın konusu olan ortak geleceği konuşmadan önce, bugünün görmezden gelinemeyeceğini ifade ederek, "Son bir haftadır, bu toplandığımız mekana birkaç 100 metre mesafede meydana gelen olayları anmamak zor. AB ülkeleri olarak, hepimizin görevi mümkün olan en yüksek demokratik standartları ve uygulamaları hedeflemektir. Bu, kişinin görüşlerini ifade etme özgürlüğünü, barışçıl bir şekilde toplanma özgürlüğünü ve medyanın olayları olduğu esnada haberleştirme özgürlüğünü kapsar" diye konuştu.
Demokraside toplumun ihtiyaçlarına ve beklentilerine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Füle, "Buna, parlamentodaki çoğunluk tarafından temsil edilmediğini hisseden gruplar da dahildir. Demokratik bir toplumda barışçıl gösteriler bu grupların görüşlerini açıklamalarının meşru bir yoludur" dedi.
Füle, bu gösterilere karşı polisin aşırı güç kullanmasının demokrasilerde yerinin olmadığını belirterek, "Hükümetin bile bunu kabul etmesinden dolayı mutluyum. Şimdi önemli olan sadece bu konuda hızlı ve saydam soruşturmalar açmak değil, aynı zamanda sorumlulardan hesap sorulmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Demokrasinin zorlu bir süreç olduğunu anlatan Füle, sadece seçim kampanyalarında değil, bunun her gün böyle olduğunu, demokrasinin, tartışma, danışma ve taviz vererek uzlaşma gerektirdiğini kaydetti.
Füle, "Göreve geldiğimden bu yana Türkiye'deki tartışmaların açıklığına ve bunlarda gösterilen sabra hayranım. Bunun muhafaza edilmesi, ayrıca uyumlu ve etkin kararlara dönüştürülmesi samimi dileğimdir" diye konuştu.
Stefan Füle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben, "Ülkenizi zehirleyen terörist şiddete son vermek, Türkiye'nin güneydoğusuna barış ve refah getirmek ve Kürt sorununu çözmek için gösterdiğiniz çaba meyvelerini vermeye başlıyor. Bu sabır, diyalog ve bağlanma erdemlerini gösteriyor. Aynı erdemler burada, İstanbul'daki ve Türkiye'nin diğer yerlerindeki olaylarda da hakim olmalı" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'yi değerlerinden, özgürlükten ve temel haklardan vazgeçmemeye çağırıyorum"
Başbakan Erdoğan'ın kendisini geçen yıl Ankara'da kabul ettiğinde, AB'yi değerlerinden vazgeçmemeye çağırdığını aktaran Füle, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar bilgece sözlerdi. Ben size, AB üyeliği sürecinden vazgeçmemeye çağırarak cevap vermiştim. Aslında AB değerleri, AB'ye üyelik, her şey birbiriyle bağlantılıdır. Bugün burada, size sizin sözlerinizi yinelememe izin verin. Türkiye'yi kendi değerlerinden, özgürlükten ve temel haklardan vazgeçmemeye çağırıyorum. Ayrıca bizim de Türkiye'nin AB üyeliğinden vazgeçmek gibi bir niyetimiz olmadığı konusunda sizi temin etmeme izin verin. Birlikte, yeni bir fasıl açmak ve üyelik müzakerelerinde ilerleme kaydetmek suretiyle yeni, sürdürülebilir bir momentum yaratmaya mecburuz. Bunun altını boşaltma riski taşıyan her şeyden kaçınmaya mecburuz."
Füle, AB'ye üyelik sürecini canlandırmak ile haklar ve özgürlüklere saygı göstererek demokrasiyi güçlendirmenin "bir paranın iki yüzü" olduğunu söyledi.
"Güzel sözleri işe çevirmek için bütün kartların elimizde olduğunan inanıyorum" diyen Füle, gelecek birkaç yıl içinde nasıl bir AB ve Türkiye hayal ettiğini şu sözlerle dile getirdi:
"Daha derin bir AB. Çok katmanlı ve daha genişleme dostu bir AB. Daha güçlü ve daha demokratik bir AB. Dönüşen, gelişen, AB'nin demokrasisinden, refahından ve istikrarından pay almak isteyen komşulara da erişen bir AB. Türkiye'yi de yaşam biçimlerini, inançları ve kültürleri karşılıklı saygı ve kalıcı diyalog zemininde birlikte yaşatmayı başarmış demokratik ve müreffeh bir ülke olarak hayal ediyorum. Avrupa ile ilişkileri bugünkünden daha sıkı bir Türkiye. Sivil toplumun hedefleriyle yönlendirilen geniş tabanlı kapsayıcı bir giriş süreci."
Türkiye-AB ilişkilerinin "öldü" denilen bir noktadan "pozitif gündem" yaklaşımıyla yeniden canlandırıldığını anlatan Füle, " Vize, sehayat ve göç konularından karşılıklı kaygı ve taleplerimiz üzerinde çalışmanın ilişkilerimize büyük hız vereceğini anladık. O günden bu yana Komisyon, vize serbestliğinin ve geri kabül anlaşmasının yolunu açacak iddialı bir vize yol haritası taslağı hazırladı" diye konuştu.
Füle, AB ile Türkiye'nin enerji ve dış politika alanlarında da yakın işbirliğine gittiğini aktararak, dış politikada ortak bir yaklaşımın iki tarafı da güçlendireceğini anladıklarını kaydetti.
Bu ortak yaklaşımın özellikle Suriye konusunda geçerli olduğunu belirterek, "Suriye'deki krize siyasi bir çözüm getirerek, akan kanı birlikte durdurmaya çalışıyoruz. Krize siyasi çözüm bulmada sizin rolünüz anahtar konumunda. Bizim Suriye'nin ve bütün bölgenin geleceği için sizinle hep daha yakınlaşan işbirliğimiz de öyle" değerlendirmesinde bulundu. - İstanbul
Son Dakika › Politika › 'Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Gelecek' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?