MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri Açıklaması

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, "Bu süreçte devlet gücüyle birey gücü; propaganda yüklü zihinlerle sağduyu; tevazu ile kibir; öfke ile sükunet; söz diliyle bilim dili; retorik ile düşünce; üslup ile muhteva Erdoğan ve İhsanoğlu olmuş halkın karşısına çıkmıştır" dedi.

MHP'li Yeniçeri TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin, Türkiye'yi adeta bir tez ile anti tez karşısında bıraktığını belirterek, "Birbirine taban tabana zıt iki karakter, iktidar ve muhalefet adayı olarak seçim sürecinde karşı karşıya gelmiştir. Bu süreçte devlet gücüyle birey gücü; propaganda yüklü zihinlerle sağduyu; tevazu ile kibir; öfke ile sükunet; söz diliyle bilim dili; retorik ile düşünce; üslup ile muhteva Erdoğan ve İhsanoğlu olmuş halkın karşısına çıkmıştır. Erdoğan'ın mağdurluk, ayrıştırma, kutuplaştırma ve gerilimi siyasetinin öznesi olarak kullandığının belirtileri var. Erdoğan'un etnik, bölge, mezhep, tarikat ayrıştırmaları yaptığı halk arasında yaygın bir kanaattir. Halkın yüzde ellisini diğer yüzde ellisine karşı "evde zor tuttuğunu" bizzat Erdoğan söylemiştir. İhsanoğlu ise 'açgözlü kapitalist anlayış'ın sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlardan söz ederken şu tespitte bulunuyor: 'Ölen her bir cana ortak olarak üzülüyoruz. Ama çok uzun zamandır hep birlikte sevinemiyoruz, sevinmeyen bir ülke, ülke olma vasfını yitirmeye başlar'."

Yeniçeri, İhsanoğlu'nun 'acıda ortak sevinçte ayrı' olmanın ülkeyi ayıracağına dikkat çektiğini belirterek şunları söyledi:

"'Dost-düşman', bizden olan-olmayan, çapulcu-sıkma baş, sokaktaki yüzde elli, evde tutulan yüzde elli türünden yapılan ayrımların tehlikeli ve yanlış buluyor. Diğer yandan Erdoğan, 'taraf olmayanın bertaraf olacağı' sözlerini taraflı bir cumhurbaşkanlığını savunmak için söylüyor. Erdoğan, açıkça siyasi partili cumhurbaşkanlığından yanadır. Bu durum Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Çankaya'ya siyasi partili cumhurbaşkanı çıkartma seçimleri olarak gördüğü anlamına geliyor. Halbuki şu anda yürürlükte olan Anayasaya göre cumhurbaşkanının 'hükümetin genel siyaseti' ile ilgili alanlara müdahale edemez. Bu anlamda cumhurbaşkanı siyaset yapamaz."

Yeniçeri, şunları söyledi:

"Anayasa'ya göre 'Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye TBMM üyeliği sona erer'. Bu, cumhurbaşkanının 'Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil etmesi'nin bir gereğidir. Cumhurbaşkanının tarafsızlığı da anayasa gereğidir. Tarafsızlık cumhurbaşkanının yapacağı yemininde de vardır. Taraf olan bir cumhurbaşkanı."

Mevcut anayasaya göre, cumhurbaşkanının ülkeyi yönetme yetisinin olmadığını kaydeden Yeniçeri, şunları kaydetti:

"Mevcut Anayasa'ya göre ülkeyi yönetme yetkisi, başbakana ve onun meclis çoğunluğuna dayanan hükümetine bağlanmış durumdadır. Erdoğan bu yetkiyi yeni anayasa yaparak elde edeceğini sanıyor. Erdoğan'a göre, Türkiye çoktan kendi kafasından geçen türden bir başkanlık sistemine geçmiştir. Halbuki Erdoğan'ın yeni bir anayasa talimatı vermek gibi bir yetkisi de yoktur. Mevcut yasalara göre, böyle bir kararı alması gereken de TBMM'dir. Erdoğan bilinen, yasalarda yazılı olan türden bir cumhurbaşkanlığı olmayacağını söylüyor. Erdoğan'ın kafasındaki cumhurbaşkanlığı bir tarafta, mevcut anayasal kurallar öbür yandadır. Erdoğan'ın kafasında Meclis'in rolünü azaltan, kendisinin yetkisini artıran yeni bir anayasa vardır." - ANKARA