MHP TBMM Grup Toplantısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hitler'i çıkaran toplumsal zeminin çoktan küllendiğini, Stalin'i, Mussolini'yi, Franco'yu, Salazar'ı üreten sosyal ve siyasal kaynağın çoktan kuruduğunu ifade etti.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, istifhamların izdihama, kuşkuların korkulara, şüphelerin şikayetlere, şaibelerin şok edici hadiselere dönüş gösterdiği bir dönemden geçildiğini, sabah akşam üretilen sanal sorun alanlarının esas gündemi perdelediğini ve geriye ittiğini savundu.

Milletin sosyal ve ekonomik problemlerinin ısrarla ve inatla görmezden gelindiğini, hükümetin kantarın topuzunu kaçırdığını ileri süren Bahçeli, sosyal bezginliğin, ekonomik belirsizliğin ve siyasal bilinmezliğin çok tehlikeli bir hal aldığını, Türkiye'nin bu şekliyle daha fazla yol almasının, daha çok ayakta kalmasının gün geçtikçe zorlaştığını kaydetti.

Milletin gerçek sorunları olduğuna inanılan sosyal ve ekonomik meselelerin durmadan hasıraltı edildiğini iddia eden Bahçeli,  "süreç ihaneti'nden Gezi Parkı olaylarına kadar ortaya çıkan her konu başlığının toplumsal uyum ve işbirliğini biraz daha sarstığını" söyledi.

Bahçeli, Erzurum'da "birlik" temasıyla gerçekleştirdikleri açık hava toplantısına da değindi. Bahçeli, Erzurum'un bölücüleri, teröristleri, ayrılık bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattığını ifade ederek, "Erzurum Başbakan ve hükümetini en üst seviyeden ikaz ve birliğimizin ilelebet baki kalacağını yeniden tebliğ etmiştir" dedi.

Türk milletinin birliğin ve beraberliğin yanında, tarafında olduğunu vurgulayan Bahçeli, hiç kimsenin dönemsel gücüne, dönemsel yetkisine ve dönemsel imkanlarına dayanarak birliğin kutsallığını mahvedemeyeceğini söyledi.

"Başbakan Erdoğan'ın taşımayla, belediye ve diğer kamu imkanlarını seferber edip, vaat ve menfaatle mitinglerini kalabalıklaştırması bir fayda etmeyecek, akılları çelemeyecektir" diyen Bahçeli, Türk milletinin bu zihniyetin gerçek yüzünü gördüğünü savundu. Bahçeli, "Milli iradeye saygı mitingleri tertip ederek millet huzuruna çıkan, gönül ve görüş ayrılıklarını iyice derinleştirmeyi hedefleyen Başbakan Erdoğan ve PKK'lı müttefiklerinin birliğimizi yıkmaya solukları yetmeyecektir" ifadelerini kullandı.

-"Başbakan Erdoğan kendini Kaf Dağı'nın tepesinde görmüştür"

Hitler'i çıkaran toplumsal zeminin çoktan küllendiğini, Stalin'i, Musollini'yi, Franco'yu, Salazar'ı üreten sosyal ve siyasal kaynağın kuruduğunu ifade eden Bahçeli, ancak 20. yüzyıl otokratlarına özenen, onları örnek alan, onların izinden gitme merakında olanların da bulunduğuna işaret etti. Bahçeli,  "Ortadoğu'ya, bazı Doğu Asya ve Afrika'nın bir kısım ülkelerine, hatta Türkiye'nin son gelişmelerine bakıldığından ne demek istediğim kolaylıkla anlaşılacaktır" diye konuştu.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bizim artık muhaliflerin Galata Köprüsü üstünde kim vurduya gittiği, sansür ve baskının sıradan görüldüğü, çoğulculuğun dönemin şartları gereğince ötelendiği bir zamana dönmemiz düşünülemeyecektir. Her şey yaşanmış ve geride kalmıştır. Önemli olan geçmişteki olaylardan ders alarak geleceğe bakmak, yarınların koordinatlarını şimdiden çizebilmektir. Ne var ki Başbakan Erdoğan'ın bunların hiçbirinden gerekli hisseyi almadığı, alamadığı anlaşılmaktadır. Kendisi otoriter arzuların yakın markajına girmiş, büyüsüne kapılmıştır. İpini koparmış şamandıra misali nerede duracağı, nerede sakinleşeceği ve nerede akıllanacağı belli değildir. Yolundan gittiği, çizgisini takip ettiği, rehber tayin ettiği diktatörlere benzemek ve onlar gibi olabilmek için yoğun bir çabanın içerisindedir. Karşımızda kimseyi dinlemeyen birisi vardır. Karşımızda kendisini dev aynasında gören birisi görülmektedir. Karşımızda kendisini herkesten üstün tutan, anlaşmaya, konuşmaya ve uzlaşmaya kapalı birisi durmaktadır. Başbakan Erdoğan büyüklük taslamış, benlik davası gütmüş, kendini Kaf Dağı'nın tepesinde görmüştür."

Yıllardan beri Türkiye'de, dışlamanın, ötekileştirmenin ve yabancılaştırmanın tüm örneklerinin Başbakan ve hükümeti aracılığıyla yaşatıldığını savunan Bahçeli, demokrasi karşıtı eğilimlerin, milli iradeye duyulan alerjilerin, kişisel hak ve hürriyetlere gösterilen tahammülsüzlüklerin Başbakan ve hükümetiyle üstü üste örtüştüğünü savundu.

-"Kendini beğenmişliğin son aşaması"

"Başbakan sanal medyanın peşine düşmüş, Twitter polisliğine soyunmuş, Facebook'ta iz sürmüş, sanatçıları hedef göstermiş, öğrencileri haşlamış, öğretmenleri azarlamış, çiftçilere sövmüş, gençlerle ters düşmüş, kim itiraz ediyorsa kötülemiştir" diye konuşan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın "yandaş olmayan ama saygınlığı ve tarafsızlığı da hiç kalmayan medyaya, iş ve sermaye çevrelerine, kendisinden olmayan her canlıya, kendisini benimsemeyen her kesime ateş püskürdüğünü" ileri sürdü.

Bunun, büyüklenmenin, kendini beğenmişliğin son aşaması olduğunu iddia eden Bahçeli, son günlerdeki olaylar neticesinde, "Türkiye'nin örnek alınan, gıptayla bakılan, hayranlık uyandıran bir ülke haline geldiği" söylemlerinin gerçek dışı olduğunun gün ışığına çıktığını, AK Parti'nin tüm politikalarının, tüm vaatlerinin ve tüm sözlerinin birer birer buharlaştığını savundu.

Demokrasiyi içselleştiremeyen, samimi şekilde benimseyemeyen ve siyasetine dahil edemeyen bir partinin artık yapacağı, vereceği ve sağlayacağı bir şeyin de kalmadığını ileri süren Bahçeli, "Özel hayatlara ters bakışı, herkesi bir kalıba sokma ısrarı, saygısızca insanlarımızı ayırma ve cepheleştirme inadı sabır ve sebat bırakmamıştır" dedi.

Bahçeli, AK Parti'nin 10 yıl 7 aylık iktidarı döneminde "cepheleştirici bütün konu başlıklarının  devamlı gündemde tutulduğunu, etnik ve mezhep ölçeğinde çok tehlikeli bloklaşmaların teşvik edildiğini, Türk milletinin çözülmesi, vatandaşların birbirine hasım hale gelmesi için tahrik kampanyalarının ara verilmeden sürdürüldüğünü" iddia etti.

Başbakan Erdoğan'ın eski tarz ve cepheleşmeye dayalı siyaset modelini kılavuz olarak belirlediğini savunan Bahçeli, gidişat engellenmezse, Türkiye'nin hızla parti devletine doğru ilerleyeceğini, "başkanlık kılıfıyla" otoriter bir yapı inşa edileceğini, üniter yapının dağılarak federasyona sapılacağını, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün imha olacağını öne sürdü. Bahçeli, "Başbakan'ın her sözü germekte, her beyanı kızgınlıkları artırmaktadır. Başbakan Erdoğan'a göre hak arayan herkes tehdittir. Demokrasi talebinde bulunan herkes sakıncalı ve mahsurludur. Sesini duyurmaya, hakkını aramaya, taleplerini sıralamaya kim kalktıysa ya faiz lobisine parasız neferlik yapmakla suçlanmış ya da oynanan oyuna kurban edilmekle itham edilmiştir" şeklinde konuştu.

-Grubundan istekleri

Partinin  24. dönem  3. yasama yılındaki çalışmalarını tamamladığını bildiren Bahçeli, grubunu, bu dönem içinde gerek Genel Kurul'da, gerekse de komisyonlarda partiyi en iyi şekilde temsil ettikleri gerekçesiyle kutladı.

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Seçim bölgelerinizde aziz vatandaşlarımız sizleri beklemektedir. Hepsine ulaşınız, hepsiyle mutlaka temas ve diyalog kurarak partimizin politikalarını, Türkiye'nin sorunlarına yönelik düşüncelerimizi anlatınız. Ülkemizin ağırlaşan sorunlarını, bu sorunlara neden olan fail ve faktörleri bıkmadan, yorulmadan, tıpkı Meclis çatısı altında göstermiş olduğunuz çalışkanlık gibi, aktarınız ve mutlaka da gönülleri kazanınız. Seçim bölgelerinizdeki muhterem kardeşlerimize selamlarımı götürünüz.  Milliyetçi Hareket'in başarılı olacağını, sorunlarını çözeceğini, iktidara geleceğini müjdeleyiniz. Giderek ağırlaşan ekonomik gelişmelerin yaşantılarına nasıl yansıyacağını, sorumlularının kimler olduğunu, olumsuz gelişmelerin nelere yol açacağını ve ailelerini nasıl etkileyeceğini önemle vurgulayınız. Türkiye'yi bölünme ve parçalanma sürecine sokmaya çalışan çözüm ihanetini her tarafta anlatınız. Bu konulardaki bütün birikimlerinizi ve tecrübelerinizi aynı zamanda teşkilat mensuplarımızla paylaşınız ve sağlam bir işbirliği içine giriniz."

-