TBMM Genel Kurulunda Sağlık, Çevre ve Şehircilik ile İçişleri Bakanlığının bütçeleri görüşülüyor ile ilgili ve bağlı kuruluşların 2021 yılı bütçelerinin görüşmeleri sürüyor.
Bütçe üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Ahat Andican, salgının, yalnızca doktorlardan oluşan Bilim Kurulu ile halledilemeyeceğini, kurulda her kesiminden temsilcilerin yer alması gerektiğini söyledi.
Salgınla mücadelede ancak devlet ve milletin bütün öğeleriyle el ele verilerek bir dayanışma halinde başarılı olunabileceğini dile getiren Andican, "İktidar, doktorların yüzde 80'ini temsil eden Türk Tabipleri Birliğini yok sayıyor, haklı uyarılarını da 'vatan hainliği' şeklinde tanımlıyor hatta daha ileri giderek kapatılmasını istiyor." diye konuştu.
Andican, iktidarın pandemiye yönelik hiçbir stratejisi bulunmadığını, yalnızca duruma göre refleks olarak cevap verme yaklaşımı bulunduğunu savundu.
Sağlık Bakanlığının, Kovid-19'u meslek hastalığı olarak kabul etmek konusunda ayak sürüdüğünü ifade eden Andican, "Sayın Bakan, bu insanlar görevlerinin başında şehit olmuyorlar mı? Bu konuda en kısa zamanda gerekli adımlar atılmalı." dedi.
Son dönemde sağlık çalışanlarının ve ailelerinin rutin test taramasından geçirilmediği, Kovid-19'a yakalanıp 10 gün geçtikten sonra pozitifliği devam etse bile çalışmaya zorlandıkları yönünde duyumlar olduğunu anlatan Andican, "Üç kuruşluk maskeyi dağıtmayı beceremeyen, grip aşılarını karneye bağlayan bir iktidarın 83 milyonluk nüfus için gerekli 160 milyon doz aşıyı ithal edebileceğine, ithal etse bile milleti düzgün şekilde aşılayabileceğine güvenim yok." dedi.
"Sağlıkta şiddet tırmanarak devam ediyor"
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, şiddetin, son yıllarda birçok sektörde olduğu gibi sağlık alanında da yaşandığını ve tırmanarak devam ettiğini söyledi.
Bunun doktorların, hemşirelerin, hastane çalışanlarının verimliliklerini etkilediği gibi hastaların zararına da bir durum olduğunu ifade eden Kabukcuoğlu, "Hükümetin 2002'den sonra yarattığı popülizm gereği vatandaş önünde sağlıkta şiddet kapısı sonuna kadar açıldı." görüşünü savundu.
Sağlıkta şiddete başka ülkelerde gerekli cezaların verildiğini anlatan Kabukcoğlu, hükümetin, şiddet karşısında esaslı bir tavır alamadığını öne sürdü.
Bugün gıda, silah ve ilacın, stratejik ürünler olduğunu, ilaç ve aşıya önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Kabukcoğlu, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün kapatılması nedeniyle başlangıçta kuvvetli olan aşı endüstrisinin, daha sonra gerekli ihtimamdan uzak kaldığını ve Türkiye'nin aşı için tamamen dışa bağımlı duruma geldiğini belirtti.
"Türkiye su fakiri ülke konumuna geldi"
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı çevresel sorunlar ve risklerin adeta bir beka meselesi haline geldiğini söyledi.
Bunların başında su kaynaklarının kirlenmesi ve çeşitli şekillerde yok edilmesinin geldiğini aktaran Ergun, gıda güvenliği ve ekonomik büyüme gibi birçok meselenin temelinde su kaynaklarının sürdürülebilirliği ve temiz suya erişimin yattığını dile getirdi.
Türkiye'nin, su stresi yaşayan ülke olmaktan çıktığına, "su fakiri" bir ülke konumuna geldiğine dikkati çeken Ergun, "Yaşadığımız şiddetli kuraklık ormansızlaştırmanın, vahşi sulamaya dayalı tarımsal üretimin ve bir bütün olarak yanlış çevre politikalarının bir sonucudur. Birkaç ay daha böyle devam ederse kuraklık neticesinde kentsel suya olan ihtiyaç artacak, tarımsal üretim azalacak, gıda enflasyonu görülmemiş şekilde artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Ergun, iktidarın tehlikeli bir madencilik politikası uyguladığını, üzerine titremesi gereken ormanları hiç kaygı duymadan madenciliğe açtığını öne sürdü.
Daha sürdürülebilir bir yaşam için radikal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi gerektiğine değinen Ergun, "Çevre kirlilikleri, deprem riski ve iklim krizi gibi konularda zaman her geçen gün aleyhimize işliyor. İYİ Parti olarak çevre politikalarının yalnızca bir bakanlığın sorumluluğunda olmamasını, siyaset üstü bir konumda ve kamu yönetiminin merkezinde yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu şekilde karşı karşıya kalacağımız çevresel ve tabii riskleri azaltabilir, sürdürülebilir bir ekonomiye ve toplumsal hayata kavuşabiliriz." diye konuştu.
"İçişleri Bakanlığı siyaseten eski ağırlığını kaybetti"
İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, İçişleri Bakanlığının siyaseten eski ağırlığını kaybettiğini, illerin idaresinin yetki genişliğine sahip olduğunu, valilerin bu yetkilerini kullanamadıklarını ve WhatsApp grubundan verilen talimatları yerine getiren bürokratlar haline sokulduğunu iddia etti.
Halkın, daha önce İçişleri Bakanlığı ve mülki makamlarını, hacet kapısı ve devletin müşfik eli olarak gördüğünü söyleyen Çelik, "Şimdi partizanlığın ve tarafgirliğin kör ettiği bir devlet yapısı mevcut. Bu yapının karargahı da maalesef İçişleri Bakanlığı ve valilikler. Artık hacet kapısı kapandı, kalmadı." dedi.
İYİ Parti Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu da "kamu denetimi kanunu"na ihtiyaç olduğunu, polis ve jandarmanın güç ve caydırıcılığının artırılması gerektiğini belirtti.
Terörle mücadeleye yeni bir perspektif getirilmesi ve "mülki kolluk usul kanunu" çıkarılmasını isteyen Çulhaoğlu, "Yolsuzluk ve kayıt dışılıkla mücadele zorunludur. Polis mülki makamlarla güçlendirilmeli, İl İdaresi Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda yeni düzenleme yapılmalıdır." diye konuştu.
Çulhaoğlu, ülke güvenliği için hayatlarını ortaya koyan muvazzaf uzman jandarmaların, iktidardan 3600 ek gösterge, okulda geçen sürelerinin fiili hizmetten sayılması, karışıklığın giderilmesi için "jandarma yardımcı astsubay" olarak isim ve statülerinin değiştirilmesini beklediğini kaydetti.
Son Dakika › Politika › TBMM Genel Kurulunda Sağlık, Çevre ve Şehircilik ile İçişleri Bakanlığının bütçeleri görüşülüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?