Bülent Değerli
ldquo;En iyi oyun kurucum hücum prestir. rdquo; Borussia Dormund'un inovatif teknik adamı Klopp, son yıllardaki başarılarının anahtarı gegenpress'in oyun felsefelerindeki rolünü böyle anlatıyordu. İngilizler dahi kelime karşılığı ldquo;karşı pres rdquo; olan bu kavramı tam anlamıyla tercüme edebilmiş değil henüz. (Ben şahsen ldquo;şok pres rdquo; demeyi tercih ediyorum) Rakibi, uç elemanlarla ön alanda yoğun ve organize bir presle bozup, topu rakip kaleye olabildiğince yakın bölgelerde geri kazanmak ve karşı takımı, hücuma geçişte dengesiz avlamak hellip; Klopp'a göre en iyi oyun kurucu işte bu gegenpress...
Aynı durum Ersun Yanal'ın F.Bahçe'si için de geçerli büyük oranda. Tam anlamıyla şok presten bahsedemeyiz belki ancak temel felsefe ön alan baskısıyla rakibi baskı altında tutmak ve erken/kolay top kaybına zorlamak. Ancak A planı ne kadar efektifse, vites düşürmek de o kadar sistemi tıkıyor. Dünkü G.Antep maçı bu teşhisi somutlaştıran, artı ve eksileri ortaya koyan tam bir laboratuvar deneyi gibiydi.
A PLANIYLA RAKİBİ BOĞDULAR
* Hücumlar genelde kanatlar üzerinden dönüyor F.Bahçe'de. Hani neredeyse presten sonra ikinci oyun kurucu hellip; Tıpkı bir dönem basketbol efsanesi Sabonis'in pota altından oyun kurması gibi, F.Bahçe de oyununu klasik şekilde değil, kanatlardan gelerek ve rakibi bozarak kuruyor. Dün akşama kadarki 8 maçın rakamları da bunu kanıtlıyor. Caner Erkin, kendisinden daha fazla dakika almış Kuyt'ın dahi iki katından fazla (105-49) ceza alanına servis yapmış. Kuyt'tan 2 maç eksik oynamış Gökhan da neredeyse Hollandalı ile aynı sayıda (48).
* Nitekim dün ilk devrede bu iki ayaklı hücum planı işledi. Gökhan seviyesinde olmasa da Mehmet Topuz ldquo;eli yüzü düzgün rdquo; performansıyla Caner'e eşlik etti, belki eskisi gibi orta bombardımanı yapmadılar ama rakibi iki yakasından tutup çekiştirdiler. Yoğun presle de zaten kırılgan olan rakibe hiç organize olma fırsatı vermediler. Nefes aldırmadılar... Oyunu domine ettiler ve yine pres sayesinde erken gelen skor sonrası daha da iştahlandılar.
* Defans hattını öne kurdular, ribauntları topladılar ve maçı G.Antep sahasına yığdılar. Alper'in delici driplingleri, rakibin kafasını karıştırıp yerleşim hatalarına zorladı. Dinamizmi de takımı ateşledi. Baroni forvet arkası oynadığı zaman, top rakibe geçince o bölgedeki ldquo;pencereyi rdquo; kapatamıyor. Bu da karşı takımlara nefes alacak, topla çıkacak bir hava boşluğu bırakıyor. Ancak bu zaafına ve rölanti oyun hızına rağmen, ilk yarıda doğru pas tercihleri ve az top kaybıyla en azından hücumlara akıcılık kazandırdı. Tek sorun; öndeki üçlünün yaratıcılık noksanlığı yüzünden baskıyla doğru orantılı pozisyon üretemediler.
RÖLANTİ DEVİRDE MOTOR TEKLİYOR
* F.Bahçe ne zamanki dün ikinci yarında olduğu gibi A planını rafa kaldırıp vites düşürüyor, işte o zaman defoları ortaya çıkıyor. Zira gerek Yanal etkisi gerekse oyuncu profili, alternatif bir plan şansı bırakmıyor. Sakin pas yaparak katıksız bir top mülkiyeti oyunu oynamaları imkansız gibi. Tempo yapıp önde baskı kurdukları sürece fark yaratıyorlar. Kaliteleri açığa çıkıyor.
İkinci yarıda 45 dakikalık yoğun baskının getirdiği yorgunluk, "Bir gol yersek maç riske girer rdquo; psikolojisi, Webo'nun yokluğunda ileride topu tutacak kimse olmayışı, arkaya yaslanan ve kontra atak arayan bir takım çıkardı ortaya. Ersun hoca taze kan takviyesi konusunda, yavaş kalıp fazla zaman kaybedince, F.Bahçe bir anda sıradanlaştı.
Çerçeveyi ilk kez 62'de görebilen rakiplerini denkleme dahil ettiler. Bekir'in ayakkabı değiştirme molası sırasında paylaşım hatası da gole mal oldu.
* 75'inci dakikada ileride tek başına baskı yapmaya çalışan Kuyt'ın arkasını dönüp de herkesi kendi yarı sahasında görünce ellerini iki yana açıp gösterdiği tepki, fazla söze gerek bırakmıyor. Bu F.Bahçe ısırgan, agresif yapıdan, tempodan ödün verdiği anda kırılganlaşıyor. Yenilen gol ve Salih'in oyuna girmesi takımı silkeledi. Yeniden ldquo;fabrika ayarlarına rdquo; döndüler. Bu reaksiyon ve Salih'in bilekleri üçüncü golü getirip maçı bitirdi.
SALİH SORUNSALI
* F.Bahçe merkezde bir organizatör, takımın iştahını ve enerjisini "çekip çevirecek rdquo; hücumlara zeka katacak bir çift ayağın eksikliğini çekiyor. Trabzon, Kasımpaşa ve Kayseri Erciyes sınavları, A planı tıkandığı zaman böyle bir orkestra şefinin yokluğunu çok net gösteriyor. Hal böyleyken, maç sonrası getirdiği açıklamaya rağmen Ersun Yanal'ın Salih'e daha fazla zaman vermemesi ciddi bir soru işareti. Baroni üzerine bir proje inşa etmek imkansızken üstelik...
Bu kadroda tek bir gerçek 10 numara varsa o da bu genç çocuk. Evet eksikleri var ama bunları giderip onu göreve hazır hale getirmenin yolu da daha çok zaman ve sorumluluk vermekten geçiyor.
Saraçoğlu'nda bu sezon, seyir zevki yüksek bir aksiyon filmi oynuyor. Senaryonun püf noktası ise 11 adamın coşkusunda ve çabuk, rakibi presle bozan yapısında yatıyor. Ve dünkü ikinci yarı bir kez daha gösterdi ki filmi mutlu sonla bitirmenin yolu fabrika ayarlarıyla oynamayıp, "bildiğini okumak"tan geçiyor.
Twitter'dan takip edebilirsiniz: @degerlibulent
Son Dakika › Spor › Fenerbahçe'nin Silahı Fabrika Ayarları... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?