"Ayağımızı Yorganımıza Göre Uzatıyoruz"

Ligin ilk yarısının bir hayli enteresan geçtiğini vurgulayan Hamza Hamzaoğlu, şöyle konuştu:

“Beşiktaş çok iyi bir çıkış yakaladı. Olaylı Galatasaray maçının ardından çıkışını sürdüremedi. Fenerbahçe istikrarlı bir şekilde iyi başlangıcını devam ettirdi. Biz de iyi başladık. 3-4 maçlık gel gitlerin ardından toparlandık ve ilk yarıyı iyi kapadık.”

Kupanın kendisi açısından bir şans olduğuna dikkat çekti hoca, “Grup maçlarını farklı bir lig gibi düşünüyorum. Biraz da şanslıyım. Niye derseniz? Ligde oynatamadığım oyuncularımı bu kulvarda görmek istiyorum, tabii ki iskeleti bozmadan, bu şansı onlara vereceğim. Sıkışmış bir program var. Bunu iyi kullanabilirsek bundan pozitif anlamda yararlanabiliriz. Karma bir takım yapacağım. Herkes birbiri ile oynamaya alışkın oyuncular...”

Ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz

“Biz ne kadar kazanırsak o kadar harcıyoruz. Gemiyi borçla yürütmüyoruz. Tesisimiz yeterli olmayabilir ama sıcak bir ortamımız var. Bu bizim için önemli.Yani ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz, herkes parasını bankamatikten ve de zamanında alıyor. Belki büyük paralar kazanmıyoruz ama mutluyuz.”

Akhisar’ın bütçesi tam tamına 14 milyon lira. Hamza hocayı yeniden ikinci yarıya ve de Akhisar Belediyespor’a döndürüyoruz:

Birer yıllık kontrat

“İkinci yarıda alt sıralar değişebilir. Kayseri, Erciyes, Elazığ kadroları itibariyle patlama yapabilirler. Okan’ın, Sergen’in başarılı olmasını çok istiyorum. Sergen’in dünya kadar birikimi var. Yöneticiliği de yapabilir. Kafamızdaki antrenör profiline uymayabilir. Ama herkesin farklı bir karakteri var. Puan hesaplarına giren bir insan değilim. Ama Akhisar’ın Avrupa’ya gideceği günleri hayal ediyorum. Bunun bir anda olmayacağını da biliyorum. Bu iş istikrar ve zaman işi. Sıkıntı çekmeyiz diyemem. Aksilikler de olabilir. Kasımpaşa maçından sonra tebrik ettim. Benim için o sonuç sürpriz değildi. 4 gol beklemiyordum. Ama kaybettiğimiz maçlarda da bu şekilde oynuyoruz. Taraftarımızla aramız çok iyi. Dezavantajımız, Akhisar’da oynayamıyoruz maçları. Akhisar’da çarşıda dolaşabiliyorum. En kötü zamanımızda rahat rahat dolaştım. Akhisar’ı çok seviyorum. Martta 3. senemiz dolacak. Birer yıllık mukavele yapıyorum. Tazminat maddesi de koydurmuyorum.”

“Yani iki yük kolay oluyor dersem yalan olur. Ancak kaldırabilirim diye düşünüyorum.Tabi ki ligin ikinci yarısı da kritik olacak. Hem zirve hem de özellikle altta müthiş bir mücadele olacak. Kaldı ki kimin düşeceğini şimdiden söylemek çok zor. Puanlar kimseyi yanıltmasın. Akhisar olarak o tehlikeli bölgenin uzağında kalacağıma inancım tam.”

Hocam, diğer yanda A Milli Takım’da da göreviniz var. O söylemiyor, ancak biz biliyoruz. O da Milli Takım’da çalıştığı sürede para almayanlardan. Para lafı aklının ucundan bile geçmiyor hocanın...

Fatih hoca bir şans

“Fatih hoca bana çok fazla yardımcı oluyor. Benim için büyük bir şans. Ayrıca milli takımın ortamını daha yakından görmek, olayları takip etmek benim için çok önemliydi. Milli takım tabii ki aklımdan geçiyor. Orası sorumluluğu ağır mevkiler. Oraya çok hazır gitmek gerekiyor. Fatih hoca ile konuştuğumuzda mayıs ayına kadar devam edeceğimizi söyledi. Sonrasını oturup konuşacağız. İki kulvarı götürebilirim. Ancak Fatih hocanın ne gibi bir karar vereceğini bekleyeceğim. Para konuşmadım. Zaten bir şey almıyorum. Devam etme şansım olursa yine para almadan devam ederim.”

Hamza hocanın yaşı şu an 44... Kırk beş yaşında büyük bir takım çalıştırmanın peşinde. Ne var ki, Akhisar ile müthiş bir gönül bağı kurmuş hoca: “Tabi ki ben de büyük takım çalıştırmak isterim. Her hocanın gönlünde bu yatar. Akhisarspor’u Türkiye’nin küçük takımı diye seviyorlar. Kaldı ki hiç bir zaman büyük takım olmak gibi derdimizde yok. Küçük takımız belki ama, adımlarımız büyük...”

Nüfus kağıdı 17 yaşında çıktı

Hamza Hamzaoğlu’nun futbola başlaması başlı başına bir olay... O da her çocuk gibi mahalle aralarında meşin yuvarlakla haşır neşir olmuş. Ailesi Yunanistan’dan gelip İzmir’e yerleşmiş. İster inanın, ister inanmayın, 17 yaşına kadar nüfus, yani kafa kağıdı bile olmamış. Oturma izniyle hem okumuş, hem de futbola devam etmiş. Ne var ki, hazırlık maçlarında oynayan Hamza, puan maçlarında lisansı olmadığı için bir türlü yer alamamış, taaa ki 17 yaşına kadar:

“Yunanistan’dan geldiğimiz için nüfus kağıdımız yoktu, lisans çıkaramıyorduk. Behiç Funda hocamız ilgilendi, Ankara’ya gönderdi. 4 sene özel maçların hepsinde 11 oynuyordum. Ancak resmi maçlarda lisans olmadığı için oynayamıyordum. İzmirspor’a gittiğimde nüfus kağıdım çıktı. Genç takımla Atina’da ikinci olmuştuk. Fatih hocamın tavsiyesi ile Mustafa Denizli’nin girişimleriyle, Galatasaray’a transfer oldum.”

‘Fenerbahçe sürpriz oldu’

Hamza Hamzaoğlu, Fenerbahçe’nin sekiz puanlık farkının kendisi için sürpriz olduğuna işaret etti:

“Bu kadar büyük bir fark olacağını beklemiyordum. Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın, Trabzon’un biraz daha yakın olacağını düşünüyordum. Bu yüzden Ersun Yanal’ı tebrik etmek gerekiyor. Bu başarıya sadece kadro kalitesi olarak bakmamak lazım. İstikrarlı bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar. Transfere ihtiyacımız yok mesajıyla da bence bunu başarıyorlar.”

“Galatasaray, Fatih hocanın gidişi ve Mancini’nin gelişi ile biraz bocalama dönemi yaşasa da toparlandılar. İkinci yarıda da daha iyi olacaklardır. Fenerbahçe aynı şekilde devam edecektir. Beşiktaş yarışa dahil olabilir. Kasımpaşa sonuna kadar kovalayacaklardır. Eskişehir’in sıkıntılarını duyuyoruz. Nereye kadar yarışın içinde olacaklar bunu bilemeyiz. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş yarışı sürdürür. Trabzonspor, Avrupa’da iyi gitti, ancak ligde bunu oturtamadılar. Yurtdışı maçlarına oyuncular daha fazla motive oluyor olabilirler.”

‘Yasaklara karşıyım’

“Bu durum bütün oyuncuların motivasyonunu etkiliyor. Bana göre kulübeye birkaç oyuncu ilave edilirse sakınca yok. Yabancı konusunda sınırlamalara karşıyım. Futbol evrensel bir oyun. Sosyal hayatımda da yasaklara karşıyım. Ancak insanların hayatında bazı olmazsa olmazlar önemlidir. Kontenjanı iyi idare edebilirsek bundan yarar sağlarız. Kimse size bir kulübe ‘On tane yabancı hakkın var, bunu doldur’ demiyor. Dengeyi kuramazsak kısıtlama geliyor. Gençleri de oynatacağız. Serbest olsun, ancak Türkleri de bir kenara atmayalım. Taraftarın yabancı baskısının ortadan kalkması lazım. Bu işi hocalara bırakırsak tamamen ihtiyacı kadar yabancı alır.”