Lille Gibi Olabilmek - Son Dakika
Spor

Lille Gibi Olabilmek

Bir kulübü doğru yönetebilmek meziyet ister. Hele kurulu bir düzen ve çizilmiş bir rota yoksa bu yük sanıldığından daha ağır hale gelir. Maddi sıkıntılar çeken, Feda diyen Türk takımlarına bir örnek vereceğim bu sefer: Lille OSC.

30.01.2014 15:36

Rudi Garcia döneminde yükselişe geçen Lille, istikrarlı transfer politikası ile başarıyı sürdürülebilir hale getirdi. Bunu yaparken kullandıkları sistem, ayağını yorganına göre uzatmak oldu. Ellerindeki kaliteli oyuncuları bazı Anadolu kulüpleri gibi "satmıyoruz" demeden müşterisi çıkınca gönderdi Lille. Son 7 yılda takımdan ayrılan futbolcuları ele aldığınızda muhteşem bir liste elde ediyorsunuz. Eden Hazard, Gervinho, Moussa Sow, Yohan Cabaye, Dimitri Payet, Mathieu Bodmer, Peter Odemwingie, Jean Makoun II, Kevin Mirallas, Stephan Lichtsteiner, Michel Bastos, Robert Vittek, Adil Rami, Lucas Digne, Florian Thauvin, Aurélien Chedjou, Mathieu Debuchy, Benoit Pedretti, Abdel Kader Keita.

Bu futbolcuların tümü Lille tarafından Avrupa futboluna sunuldu. Yıldızları parlatıldı, potansiyellerine ulaşmaları sağlandı ve alıcısı çıkınca kıyamet bonservislerine satıldı. Bakınız Moussa Sow, 24 yaşındayken Rennes'den bedelsiz transfer edildi. 1 yıl Lille'de top oynadı ve 10 milyon euro'ya Fenerbahçe'ye satıldı. Bakınız Aurélien Chedjou, 2007'de Ulusal lig takımlarından Rouen FC'den bedelsiz alındı, geçtiğimiz yaz Galatasaray'a 6,3 milyon euro'ya satıldı. Belçika'da La Louviere'de oynayan Eden Hazard, coğrafi yakınlık sayesinde keşfedildi ve alt yapıdan A takıma kadar yükseldi. Lille onu 2 sezon önce Chelsea'ye 40 milyon Euro karşılığında sattı.

Aldığından fazlasına satma kurnazlığını sadece ikinci el arabada akıl eden Türk insanı, nasıl olur da bu kurnazlığa rağmen Lille gibi bir örneği pas geçer hayret vallahi... Peter Odemwingie gibi vasat bir forvet oyuncusunu dahi Rusya'ya 7 milyon Euro'ya gönderebilmiş bir takım Lille. Bizde Batalla için 10 milyon Euro verince Ruslar, yöneticiler "Batalla'yı satarsak taraftara ne deriz?" sorusunu soruyorlar. Ne diyeceksin kardeşim? Batalla'ya teşekkür ederiz, kendisi kulübümüzün simgesi haline gelmiştir. Hizmetleri asla unutulmayacaktır, ayrıca takıma kazandırmış olduğu para için de teşekkür ederiz deyip güzel bir veda töreni ile hava limanına kadar geçireceksin. Bu kadar.

Bursaspor'lu arkadaşlar alınmasın, sadece örnek teşkil etmesi açısından Batalla'yı kullandım. Yoksa bu konuda master yapan başka Anadolu takımları var. Bir tek Gençlerbirliği'ni muaf tutuyorum. Ilhan Cavcav parayı çok seven bir yönetici olduğundan, 3'e 5'e bakmadan satıyor oyuncuları. Nasılsa yerine yenisini getirebiliyor, o sistemi oturtmuş. Takdirle karşılıyorum aslında. Borcu harcı olmayan nadir kulüplerden biri Gençlerbirliği.

Kimler gitmiş bakın Lille'den, Lichsteiner gibi düz bir oyuncu bugün Juventus'un olmazsa olmazı, Michel Bastos'un ölü halini bile Roma alıyor. Moussa Sow Fenerbahçe için ne denli önemli bir oyuncu... Yohan Cabaye için Paris Saint Germain, Newcastle'ın kapısında yatıyor.

Buyrun size Lille'in son 7 yılda her sezon elde ettiği transfer gelir-gider dengesi. Bu rakamlar elde edilen gelirlerden ödenen bonsevisler çıkarıldıktan sonra ortaya çıktı. Yedi yılda Lille transferden 122 milyon 975 bin euro gelir elde etmiş. Sezona vurunca yıllık ortalama 17 milyon 500 bin euro gibi bir rakam elde ediyoruz. 3 büyüklerin her yıl bu kadar parayı transferden elde ettiğini düşünsenize, Şampiyonlar Ligi'nden gelecek paraya ihtiyaç kalmıyor neredeyse. Hatta daha da güzeli, oradan gelen para başka yerlere aktarılabiliyor. Kulüp geleceğe yatırım amaçlı tesis, alt yapı, pilot takım, stat ve benzeri şeyler için harcanmak üzere para biriktirebiliyor.

2007/2008

€                         30,425,000

2008/2009

€                           1,800,000

2009/2010

€                         10,150,000

2010/2011

€                           2,300,000

2011/2012

€                         13,500,000

2012/2013

€                         24,900,000

2013/2014

€                         39,900,000

Son marifet: Sébastien Corchia

Sağ beke ihtiyacı vardı Lille'in. Teknik direktör René Girard ısrarla bana bir sağ bek bulun diye yönetimin kapısını aşındırdı. Gerekli araştırmaları yapan scouting ekibi ligden düşmek üzere olan Sochaux'nun gelecek vaat eden İtalyan asıllı oyuncusu Sébastien Corchia'yı 1 milyon 800 bin Euro karşılığında transfer etti. Oyuncunun piyasa değeri 4 milyon Euro civarında, fakat ligden düşünce yok pahasına satmak istemeyen Sochaux, kurtarabileceği kadarını kurtarmak adına 1 milyon 800 bin'e razı oldu. Debuchy ile ortak noktası sadece sağ bek oluşu değil, menajerlik şirketinin de aynı olması. Corchia henüz 23 yaşında ve ingiltere'den Arsenal onu transfer etmek istedi. Oyuncu kendisini ispat etmek istediği için Lille'i tercih etti. O da biliyor Lille'in şahane bir tramplen olduğunu. Iki sezon sonra bu yazıyı bir daha okuyun, bakın Corchia nereye gidecek.

Sırf yerli diye gram gelişme şansı olmayan Serdar Kurtuluş'a 1 milyon 750 bin Euro ödeyen Beşiktaş yönetimine, hala Eboué'ye talim eden Galatasaray yönetimine, Gökhan Gönül'e geldiği günden beri alternatif arayan ve yokluğunda Mehmet Topuz'u oraya mahkum eden Fenerbahçe yönetimine, José Bosingwa'ya yıllık servet ödeyen Trabzonspor yönetimine sevgilerimle… Sağ bek dediğin 1 milyon 800 bin Euro olur, sonra onu 6-7'ye satarsın. Tıpkı Lille'in yaptığı gibi.

Örnek teşkil etmesini ümit ederim.

Kaynak: TotemSpor.Com

Son Dakika Spor Lille Gibi Olabilmek - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement