NBA'de geride kalan haftanın iyileri ve kötüleri | NBA karnesi #15 - Son Dakika
Spor

NBA'de geride kalan haftanın iyileri ve kötüleri | NBA karnesi #15

NBA\'de geride kalan haftanın iyileri ve kötüleri | NBA karnesi #15

Açıkçası bütün lig açısından zor bir hafta oldu.

04.02.2020 08:15
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Açıkçası bütün lig açısından zor bir hafta oldu. Kobe Bryant’ın vefatı sebebiyle herkes fazlasıyla etkilendi. Kawhi Leonard’ın da olaydan sonra söylediği gibi, Kobe yaşıyor olsaydı hayatın durmasını istemezdi. Biz de onun anısına saygı duyarak kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Son olarak; Los Angeles Lakers, Kobe’yi ilk iç saha maçında ona yakışacak bir şekilde andı. İzlemeyenler için…

Hepsi pekiyiler

Damian Lillard

Tek kelimeyle delirdi! 20 Ocak’tan bu yana oynadığı basketbolu kelimelerle anlatmak, yaptığı şeye hakaret sayılabilir. Portland Trail Blazers bu sezona kadro yapısını değiştirerek girmişti ve bunun çok da iyi bir karar olmadığını erkenden görmüş oldular. Arada Carmelo Anthony takıma katıldı, onun yarattığı hafif ılık bir rüzgârla ilerlediler ama onun da etkisinin büyük olamayacağı belliydi. Sıra geldi liderin delirdiği senaryoya. Bakalım bu senaryo onları ne kadar götürebilecek?

Senelerdir takımı sırtında taşıyıp bundan şikâyet etmeyen Lillard’a buradan sesleniyorum! Lige geldiğin günden bu yana Trail Blazers için göstermiş olduğun mücadeleye saygımız çok büyük. Bu takım senelerce play-off yaptıysa, geçen sezon batı finaline ulaştıysa elbette başlıca sebebi sensin. Gelgelelim ki kariyerinin olgunluk sürecine giriyorsun ve gösterdiğin bu performanslar seni yüzük veya yüzüklere taşısın. Defalarca dile getirdin takımdan ayrılmayacağını fakat bizler çektiğin çileye üzülür olduk. Bu konuyu bir daha düşünmeni isteriz, çocuğun Damian Jr.’a sevgiler...

Toronto Raptors

Fikstür bakımından şans yanlarındaydı ama 11 maçlık galibiyet serisi yakalamak her daim iyidir. Sezonun başından beri her türlü sakatlık belasıyla uğraştılar ve sakatların da geri dönmesiyle birlikte geniş olan rotasyonları karışmadı, aksine güçlerine güç eklenmiş oldu. Şimdi de formdaki Norman Powell’ı kaybettiler ama onun yerini doldurmakta zorlanmayacaklarını tahmin edebiliriz.

Toronto Raptors konferansta ikinci sıraya oturduysa bunun başlıca sebebi elbette Nick Nurse. Kendisi de bunun payesini All Star hafta sonunda Giannis’in takımını yöneterek alacak. Raptors’a dönecek olursak, doğuda ikinci sırayı kazanmak oldukça kıymetli. Milwaukee Bucks’tan konferans finaline kadar sakınıp, aynı zamanda ilk altı takımdan biriyle ilk turda karşılaşmamak, play-off’ta havaya girmek açısından oldukça kritik. Raptors bu koşusuyla orayı hedeflediğini Boston Celtics ve Maimi Heat’e gösterdi. Şimdi takip etme sırası onlara geçti.

Zion Williamson – Victor Oladipo

İki oyuncu da yakın dönemde parkelere geri döndüler. Zion ondan beklediğimiz saçma atletizmi ara sıra göstermeye başladı. Atletizminin dışında gösterdiği oyun olgunluğu, onun yaratacağı etki açısından çok değerli.

Victor Oladipo bu hafta içinde beklenen dönüşünü gerçekleştirdi. İlk maçında kritik şutu sokarak yüzümüzü biraz daha güldürdü. Hareket açısından rahat değil, yüzdeleri düşük ama zamanla bunların düzeleceğini öngörmek zor değil. Basketbol tanrıları da Indiana Pacers’ın çabasını karşılıksız bırakmayacaklardır.

Otur sıfırlar

Minnesota Timberwolves

Sezon başından bu yana Klay Thompson ve Stephen Curry’yi kullanamayan, aslında NBA’de barınamayacak oyuncuları ilk beşte başlatmak zorunda kalan Golden State Warriors’ın hemen üzerinde yer alıyorlar. Karl-Anthony Towns, sakatlık sürecini de dahil ettiğiniz zaman en son galibiyeti 27 Kasım’da görmüş. Bu iki bilgiden sonra daha fazla durumu anlatmaya gerek yoktur herhalde.

Genelde böyle durumdaki takımların yeniden yapılanmaya gitmesi beklenir ama Timberwolves zaten o süreçten daha yeni çıkıyor sanıyorduk. En son 2017-2018 sezonunda son maçla play-off’a kapak atmışlardı ve o dönemin kahramanı Jimmy Butler, bu ortamı sezince takımı yakarak bölgeden uzaklaşmıştı. Timberwolves’un 17-18 sezonundan önceki play-off zamanı için 2003-2004 sezonuna gitmeniz gerekiyor. Bu kafayla giderlerse benzer bir süreyi yeniden yapılanarak geçirebilirler.

Chicago Bulls

Bakmayın Chicago Bulls’un çok da kötü bir durumu yok, hatta Wendell Carter Jr.’ın yokluğuna rağmen gayet iyi gittiklerini söyleyebiliriz. Onların bu sezon üzerinde özel bir durumu var bence, günümüzün söylemiyle NBA’deki bir nevi virüs olabilirler. Sezon başından bu yana dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama hangi takımın altında dolaşsalar o takımlara bir haller oldu. Sezonun sürpriz takımı olarak başlayan Charlotte Hornets’in yakınındalardı ve Hornets’in bugünlerdeki hâli ortada. Detroit Pistons bir ara onları geçer gibi oldu. Blake Griffin sezon kapattı, Andre Drummond avokadodan zehirlendi ve şimdilerde Luke Kennard’dan yoksun ayakta durmaya çalışıyorlar. Chicago, şimdi de Orlando Magic’in altında dolanmaya başladı ve Magic son beş maçını kaybetti. Kötü oynamalarına, bunca sıkıntılarına rağmen Bulls’a istediği play-off koltuğunu verin yoksa Doğu Konferansı’nı elden geçirecekler.

NBA’de alınan kararlar

Senelerdir ligi takip eden biri olarak geçtiğimiz haftaki iki karar beni rahatsız etti açıkçası. Birincisi, Kobe Bryant’ın vefat haberi dünya genelinde duyulduktan yarım saat sonra Denver Nuggets- Houston Rockets karşılaşması vardı ve maç herkes için eziyet oldu. Bütün maçlar ertelenmeyebilirdi fakat o maç için bir çözüm bulunmalıydı. Tyson Chandler’ın ilk çeyrekte ağlarken görüldüğü videosu hiç hoş olmadı. Aynı maçın aralarında yapılan dans gösterileri ve eğlencelerden bahsetmiyorum bile.

İkincisi, All Star yedeklerinin neye göre seçildiği daha net çizgilerle ortaya koyulmalı. Her sezon bazı isimler dışarıda kalıyor ve koçlar dışında herkes bu seçimlerden rahatsızlık duyuyor haklı olarak. Bu sezonun kurbanları Bradley Beal ve Devin Booker oldular.

Kaynak: EuroSport.com

Son Dakika Spor NBA'de geride kalan haftanın iyileri ve kötüleri | NBA karnesi #15 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement