Bugün toplam kadro değeri 360 milyon euro civarı olarak ölçülen Paris Saint Germain, kadrosunu oluştururken hedefini net olarak açıkladı: 4 sezon içinde şampiyonlar ligini kazanmak. Rus milyarder Abramovich gibi kötü bir örnek vardı ellerinde. Sağa sola paralar saçıp astronomik fiyatlara futbolcu almak yetmiyordu Devler arenasında zirveyi kuşatmak için.
Önce takımın iskeleti
Ilk etapta Paris Saint Germain bir takım iskeleti oluşturmaya çalıştı. Fakat Carlo Ancelotti ile ilk sezonlarında bunu başarmakta hayli zorlandılar. Takımda oyuncular arasındaki yetenek dengesi farkı, Italyan çalıştırıcıyı rotasyon konusunda kısıtlar hale gelince ilk sezonu Montpellier'nin ardından sürpriz bir biçimde ikinci sırada bitirdiler. Buna rağmen Ancelotti'nin tecrübesine güvenen yönetim ertesi sezon için de kendisiyle devam etme kararı aldı. Özellikle oynadıkları oyunu skora yansıtamadıkları maçlarda takımı tabiri caizse çekip çevirecek bir lidere ihtiyacı vardı Paris Saint Germain'in. Katar sermayesinin Itayan hocaya en büyük hediyesi ise Thiago Silva + Zlatan Ibrahimovic paket transferi oldu. Milan'da oynayan iki Dünya yıldızını kadrosuna katan Paris Saint Germain artık her zamankinden daha güçlüydü ve iki tane lider vasıflı oyuncusu vardı.
Bütün bunlar yapılırken, bir yandan da kadro kalitesi ciddi bir biçimde arttırıldı. Pastore, Matuidi, Thiago Motta, Verratti, Lucas, Jeremy Menez ve Ezequiel Lavezzi gibi üst düzey oyuncuları transfer eden başkent ekibi, ilk sezon yaşadığı hayal kırıklığına karşı bu kez işini sağlama aldı ve rahat bir şekilde Ligue 1'i şampiyon tamamlarken asıl hedefi olan şampiyonlar liginde de çeyrek final oynayarak beğeni topladı. Yeni oturan kadrosuyla Barcelona gibi bir rakibe kafa tutan ve iki maç sonunda yenilmeden elenen Paris, şansını bir sonraki sezona sakladı.
Ancelotti'nin gidişi ve Blanc'ın gelişi
Sezon başında Carlo Ancelotti uzun süren uğraşlara rağmen takımda tutulamadı. Tecrübeli çalıştırıcıyı ikna edemeyen Sportif sorumlu Leonardo (her ne kadar kendi rızasıyla ayrıldı dense de) takımdan gönderildi. Sezon içinde bir de hakemlerle yaşadığı arbede yüzünden ciddi bir ceza alan Leonardo, kulüpteki bazı oyuncularla da anlaşamıyordu. Özellikle Zlatan Ibrahimovic'in çok rahatsız olduğu Brezilyalı yöneticiye teşekkür edildi ve bu sorun büyümeden bir nevi önlem alınmış oldu.
Laurent Blanc tercihi ne kadar taktiksel ne kadar mecburidir bilinmez ama son derece isabetli oldu. Futbolculuk döneminde de liderlik vasıfları ile ön plana çıkan ve başkan lakabını alan Laurent Blanc, Bordeaux ile şampiyonlar liginde son derece başarılı bir performans sergiledikten sonra Fransa Milli takımını çalıştırmıştı. Yeniden Ligue 1'e dönen Blanc, daha göreve gelir gelmez bir dilemma ile karşı karşıya kaldı.
Edinson Cavani'nin transferinin ardından yapılan basın toplantısında kulübün başkanı Nasser Al Khelaifi, "Biz Edinson'u Ibra ile yan yana oynaması için transfer ettik... Ama tabi tercih teknik direktörün olacaktır." Dedi. Bu cümlenin aslında tam türkçesi "Cavani'yi oynatmak zorundasın, sistemini de sen bulacaksın." oluyor.
Bu durum karşısında sezon başında bocaladı Laurent Blanc. Açık bir şekilde baskı altında olduğu hissediliyordu. Optimist bir 4-2-4 sistemini kullanıyordu, ileri uçta Ibrahimovic-Cavani, yanlarında da Lucas ve Lavezzi oynayınca takımın bütün defansif yükü orta sahanın merkezinde oynayan iki isme kalıyor ve haliyle Paris Saint Germain "top oynamakta" zorlanıyordu.
Durumu çabuk kavrayacak tecrübede olan Blanc, derhal bir sistem değişikliğine gitti. Yeni formasyonu daha garanti olan ve takımın saha içindeki dizilişinde dengeyi daha iyi koruyan bir formasyon olacaktı: 4-5-1.
Savunma hattını değiştirmeyen Blanc, defansın önüne Thiago Motta'yı yerleştirdi. Böylece bu oyuncunun yardımıyla bekleri ileri çıktığında daha kompakt bir görüntü verecekti takım. Orta alanda iki box to box olarak tabirlenen oyuncusu vardı: Matuidi ve Verratti. Büyük umutlarla transfer edilen Cavani'yi ise, tıpkı "Maestro" lakaplı Oscar Tabarez ustanın, Uruguay milli takımında yaptığı gibi sağ kanatta oynattı. Solda ise genelde Lucas oynuyordu. Bu iki oyuncu zaman zaman rakip takımın defansını ve markajını bozmak adına yer değiştiriyor, yani permütasyon yapıyordu. Ileri uçta ise komple bir forvete ihtiyac vardı. Hava toplarında iyi olacak, top tutabilecek, kaleye hem sırtı dönük hem yüzü dönük oynayabilen, tekniği üst düzey bir isim. Bütün bu özellikler fazlası ile mevcut Ibrahimovic'te haliyle takımın hücumlarını yönlendiren de o oldu.
Bu sistemin en önemli oyuncularından bir Edinson Cavani. Uruguay'lı futbolcunun kişiliği, felsefesi, Paris Saint Germain'in oyununa ciddi anlamda yansıyor. Herkes ondan golleri sıralamasını beklerken, Cavani ne zaman ihtiyaç olsa, sağ bekin önünde defans yapıyor ve takım savunmasına yardımcı oluyor. Tıpkı Fenerbahçe'de Dirk Kuyt'un yaptığı gibi. Sürekli çalışarak, büyük bir yıldız olmasına rağmen egosunu soyunma odasında bırakarak "takım oyuncusu" oluyor Uruguaylı yıldız. Bunun bir çok sebebi var, fakat bana göre temel nedeni Güney Amerika'da Uruguay gibi bir ülkede yetişmiş olması. Mütevazı ve çalışkan olarak bilinen Uruguay halkının bir parçası o ne de olsa. Bu durum da futboluna ciddi anlamda yansıyor.
Bir kaç parça genç serpiştirildi
Bütün bunlar yapılırken, takım geleceğe yönelik yatırımlarını da aksatmadı. Adrien Rabiot, Kingsley Coman, Hervin Ongenda, Alphonse Areola ve Lucas Digne gibi isimleri yavaş yavaş yetiştiriyor Paris Saint Germain. Geçtiğimiz sezon Toulouse'da kiralık oynadı Rabiot. Bugün her fırsatta kullanıyor kendisini Blanc ve süre veriyor genç oyuncusuna. Alphonse Aréola, yazın Türkiye'de düzenlenen U20 Dünya kupasında Dünya şampiyonu oldu. Geçen sezon Sirigu'nun gerisinde yedekti, "Daha çok süre alıp ileride Paris Saint Germain'e fayda sağlamak istiyorum." Diyince kendi isteği üzerine onu bu takıma kazandıran eski teknik direktörüne emanet edildi Antoine Kombouaré'ye. Şimdi Lens'ta Ligue 2'de mücadele ediyor bu sezon. Lille'de geçen sezon harika oynayan Digne geldi sol bek olarak, Maxwell'in tecrübelerinden faydalanıyor bu sezon, gelecekte yeri takımda garanti gibi genç yıldız adayının. Ligin başında ise iki genç çocuğa şans tanıdı Blanc: Coman ve Ongenda.
Kingsley Coman Gine asıllı Fransız vatandaşlığı olan ofansif bir orta saha. Sol açık ve forvet arkası ideal mevkileri fakat gelecekte versatil olmak adına sağ kanatta da kendini gösterecektir. Hervin Ongenda ise Kongo asıllı. 18 yaşında kısa boylu fakat son derece süratli, adam eksiltebilen bir oyuncu. Laurent Blanc onu istediği sistem oturana kadar Ibrahimovic gibi bir Dünya yıldızı ile yan yana oynattı.
Bu sezon da tam gaz yoluna devam ediyor Paris Saint Germain. Gerek şampiyonlar liginde gerek Ligue 1'de hedefine emin adımlarla ilerliyor. Kupa 1'i kazanmak o kadar kolay bir iş değil, sadece yıldız oyuncular almakla olmuyor. Neyse ki Paris'i yönetenler bunu kavramış vaziyette. Her adım belli bir plan program doğrultusunda atılıyor.
En önemlisi de kendilerine bir hedef koydular 2,5 sezon önce: 4 yıl içinde Avrupa şampiyonu olmak. Bunu yapabilmek için de zaten ne Manchester City ne de Chelsea'nin yaptığı gibi önüne gelen her oyuncuyu almamaları gerekir. Bakın, Laurent Blanc devre arası için basına açıklama yaptı, ya bir orta saha oyuncusu alırız, ya da kimseyi dedi. Demek ki her şey parayla değil, doğru bir planlama ile oluyor.
Not: Paris Saint Germain "takım oyununa uymadığı" gerekçesi ile 26 yaşındaki Jeremy Menez'in sözleşmesini uzatmama kararı aldı. Ne yazık ki Türkiye'de buna zerre önem vermeyen futbolcular el üstünde tutuluyor teknik kapasiteleri sayesinde. Biraz gözümüzü açsak iyi olacak sanki, futbol gerçek hayatta playstation'da oynandığı gibi oynanmıyor. Tek bir oyuncu ile rakip kaleye gidilmiyor ne yazık ki...
Son Dakika › Spor › Sadece Para Değil! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?