Saflar Sıklaştı

Ligue 1'de 22. hafta oynanan maçlarla beraber zirvede fark 3 puana indi. Paris Saint Germain ve Lille'in puan kaybettiği haftayı iyi değerlendiren Monaco, sahasında Marsilya'yı 2-0'lık skorla geçerek Şampiyonlar Ligi hedefini sağlama alırken, rakibi Paris'in de ensesine yapıştı.

Battı Marsilya bez getir!

Başkan soyunma odasına indi!

Bu takımı anlatmaya artık kelimeler kifayetsiz kalıyor. Sezon başında yapılan transferlerle ümitlenen taraftar bir konuyu es geçti: Kadro mühendisliği. Teknik direktör Elie Baup'un muhafazakar oyun anlayışına uymayan futbolcuları getiren Marsilya'nın saygıdeğer(!) yönetimi, hoca başarısız olunca istifasını isteyerek yolları ayırdı. Başa kim mi geçti? Tabi ki José Anigo!

Bazı takımlarda asalaklar vardır, kulübün kanını sivrisinek gibi çeken. Anigo sivrisinekten de beter Marsilya için. Ne futbolculuğundan hayır gördü, ne teknik adamlığından ne de yöneticiliğinden. Kanser hücresi gibi kurtulamadı Marsilya bu adamdan. Bumerang gibi, atıyorsun atıyorsun bir şekilde kulübe geri geliyor. ya medyaya kahve ağızıyla açıklamalar yapıyor ya da takımı saçma sapan taktik dizilişlerle sahada kepaze ediyor. Zamanında eski başkan Diouf'un Senegal aksanına laf atanlar şimdi keyifle izlesinler eserlerini. Başkanım diye ortalıklarda gezinen Labrune'ün icraatlerini de gördük. Takım ligde dokuzuncu sıraya kadar geriledi ve bundan sonra yükselişe geçmesi çok zor. Hele Avrupa kupaları bu oyun anlayışı ve yönetiliş biçimiyle hayal. Marcelo Bielsa gibi bir usta boşta dururken sezon sonuna kadar Anigo denen kapasitesizi takımın başında tuttuğu müddetçe, bu başkan ve yönetim kuruluna asla saygı göstermeyeceğim.

Artık bazı oyunculara teşekkür etme zamanı geldi. Yenilen ilk golde sınırı geçen Meksikalı gibi rakip forvete baskı yapacağım diye koşan Diawara'yı görünce ekran karşısında delirdim. "Nereye gidiyorsun be adam" diye bağırırken, Valere Germain topu aldı, sağından atıp solundan geçti, üstüne bir de kahve içti, sonra golünü attı… O sırada Souleymane Diawara hala yetişmeye çalışıyordu genç golcüye. Bilmem anlatabildim mi durumun ne denli vahim olduğunu?

Birbirlerini yediler

AC Ajaccio ile Sochaux için söylenebilecek tek söz bu olsa gerek. Ligde kalma mücadelesi veren bu iki takım, yaptıkları maçın ardından berabere kalarak birbirini yemiş oldu. Zira artık ikisinin de istikbale matuf en ufak bir ümidi kalmadı. AC Ajaccio ile Sochaux önümzdeki sezon Ligue 2'de mücadele edecekler. Onlara eşlik edecek olan son takım bence ya Valenciennes olur ya da Evian. Oynanan futbol itibariyle Evian daha yakın bir ihtimal gibi geliyor. Fakat yine de bunu zaman gösterecek. Valenciennes yeni teknik direktörü ile iyi bir performans sergiliyor. Vasat kadrosundan %110'luk verim almayı başaran Ariel Jacobs sezon sonunda takımı ligde tutabilirse şehirde sokaklara, caddelere ismi verilir.

PSG'den transfer açıklaması

Haftanın toplu sonuçları:

Lille OSC 1-1 Rennes; EA Guingamp 1-1 Paris Saint Germain; Nantes 0-0 Stade de Reims; Valenciennes 1-1 Lorient; Montpellier 3-1 OGC Nice; AC Ajaccio 1-1 Sochaux; Olympique Lyon 3-0 Evian Thonon Gaillard; Girondins de Bordeaux 2-0 Saint Etienne; AS Monaco 2-0 Olympique de Marseille.

Toulouse-SC Bastia mücadelesi bölgededi yoğun yağış ve sel nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.

Haftanın takımı: Montpellier

Lige yaptıkları sıkıntılı başlangıcın ardından göreve getirdikleri eski teknik direktörlerden Rolland Courbis takımı kısa sürede toparladı. Açık söyleyeyim, bu teknik direktör tercihi ile Montpellier'nin başarılı olacağını düşünmüyor, tak aksine dibe gideceğini tahmin ediyordum. Bu hafta Nice kalesini şut bombardımanına tutan Montpellier'li oyuncular haklı bir galibiyeti güzel bir futbolla almayı başardılar.

Haftanın teknik direktörü: Rolland Courbis (Montpellier)

Courbis kendinden beklenenin fazlasını verdi Montpellier'ye. Geldiği günden bu yana takım yavaş yavaş düzelme belirtileri gösteriyor. Son altı maçında sadece 1 yenilgi alan Montpellier iki haftadır üst üste galip gelerek kendini düşme potasının ateşinden biraz olsun kurtardı. Formda takım bakalım yükselişini sürdürebilecek mi?

Trabzonspor için Yatabare iddiası

HAFTANIN KARE ASI

Remy Cabella (Montpellier): Sezon sonu sağlam bir bonservis bedeliyle birlikte takımdan ayrılması beklenen Italyan asıllı Fransız oyun kurucu takımının en iyisiydi. Montpellier ataklarına yön verek Cabella, sergilediği üst düzey performansla haftanın en değerli oyuncusu olmayı başardı. Newcastle ile adı anılan oyuncunun geleceği son derece parlak görünüyor.

Valere Germain (AS Monaco): Falcao sakatlanınca forma şansı bulan Germain, fırsatı iyi değerlendirdi. Marsilya defansını yoran ve bir de gol atan genç oyuncu sergilediği performansla Falcao'yu ilk maçında aratmadı. Sezon sonuna kadar bu ritmini koruyabilirse Monaco için muazzam bir alternatif olacaktır.

Henrique (Girondins de Bordeaux): Kötü bir zeminde oynanan maçta takımının Saint Etienne'i yenmesinde baş rol oynadı Henrique. Savunmada sergilediği başarılı performans takımına galibiyeti getirdi. Bordeaux'nun uzun zamandır galibiyete hasret kaldığı dönemde imdada yetişen Brezilyalı stoper takımının en iyisiydi.

Danijel Subasic (AS Monaco): Monaco'nun galibiyetinde ona çok iş düşmedi zira rakip pek etkili değildi. Yine de Subasic kendisine güvenmeyenlerin yüzünü kızartacak bir performans sergiledi. Nadir gelişen Marsilya ataklarında oyundan soğumayıp hata yapmadan maçı tamamladı. Yaptığı bir iki kurtarış ise takımının rahat bir maç götürmesini sağladı. Subasic bu haftanın en değerli oyuncularından biriydi.