PSG fırsat tepti
Paris Saint Germain eline geçen altın fırsatı 24. haftada resmen elinin tersiyle itti. Monaco karşısında baştan sonra üstün götürdükleri mücadeleyi kendi kalelerine attıkları bir golle berabere bitirmeyi başardılar. Yenilen golde sağ kanatta orta yapabilecek olan tek oyuncu Fabinho'yu boş bırakan savunma başroldeydi. Thiago Silva ters ayakla yakalanınca can havliyle atladı topun üstüne ve kaleci Sirigu'nun uzanamayacağı köşeye bırakıverdi topu. Paris'in bu maçı kazanamamasının bir çok nedeni var. Cavani'nin eksikliğini ciddi anlamda hisseden takımda 64 dakika boyunca "hocam beni oyundan al" dercesine oynayan Verratti'nin katkı payı da hayli büyüktü. İtalyan oyuncu geldiği günden beri en kötü maçlarından birini çıkarttı. Dağınık Monaco takımını organize ataklarla geçemedi Paris Saint Germain. Cabaye hamlesi bana göre gecikti ve bu oyuncu istediği kadar etki edemedi oyuna. Maçı kazanması halinde tamamen Şampiyonlar Ligi'ne odaklanacaktı Başkent ekibi. Şampiyonluk yarınlara kaldı, ama olsun her şeye rağmen Ligue 1'in tek favorisi Paris Saint Germain.
Payet Show
Zor günler geçiren Marsilya'nın imdadına sezon başında transfer edilen isimlerden Dimitri Payet yetişti. İlk çıkış yaptığı günden bu yana sorunu aynı aslında Payet'nin. Devamlılığı eksik olduğundan çok güvenilmiyor kendisine, fakat gününde olunca tutulmuyor. Bastia takımı Marsilya karşısında pek bir varlık gösteremese de, yenilen jeneriklik golleri hiçe saymamak lazım. Özellikle atılan ikinci gol bana göre bir şaheserdi. "İstediği zaman bu kadar pozitif futbol oynayabiliyorsa, bugüne kadar neredeydi bu takım?" diye sormadan edemiyor insan kendine. Marsilya adına tek temennim, alınan bu galibiyetlerin göz boyamaya kullanılmaması. Savunma anlamında hala ciddi zaafları var takımın ve ligi üst sıralarda bitirmesi bu defans kurgusuyla mucizelere bağlı. Bir tek şeyi merak ediyorum, o da gelecek hafta Saint Etienne deplasmanında Marsilya'nın nasıl oynayacağı. Sezonun en önemli maçına çıkacak her iki takım. Kazanan Avrupa kupaları yolunda rakibine çelme takacak. Dilerim bunu yapan mavi-beyazlılar olur.
Lyon takibe devam dedi
Zirve takibini sürdürmek isteyen Lyon, zorlu Nantes deplasmanından Lacazette ve Gomis'in golleriyle üç puanı alarak döndü. Sezon başında Gomis'i istenmeyen adam ilan etmeyip kadrolarında bulundursalardı büyük ihtimalle Şampiyonlar Ligi'ne katılmak için mücadele ederlerdi. Yönetimin ve teknik heyetin maddi hesaplar yüzünden yaptığı bu tercih takımın sezon başını resmen çöpe atmasına neden oldu. Yine de Remi Garde belirli bir oyun sistemi oturtmayı başardı ve istediği sonuçları çabuk alarak takımı toparladı. Lyon'un bundan sonraki hedefi kesinlikle Şampiyonlar Ligi'ne katılmak olmalı.
Deplasmanların kralı Stade de Reims
Bu takımı örnek almalı herkes. Elindeki kısıtlı bütçe, mütevazı kadrosuyla deplasmanlarda harikalar yaratıyor Reims. Bu kez Paris Saint Germain'in dahi puan bıraktığı Guingamp deplasmanından üç puan çıkardılar. Inanılmaz bir takım. Şehir küçük, stat küçük, fakat oyun iştahları devasa boyutta. Lider PSG ve takipçisi Monaco'dan sonra deplasmanlarda en çok puan toplayan takım olmak büyük bir başarı öyküsü Reims gibi bir kulüp için. Ligde 7. sıradalar ve düşmek gibi bir endişeleri yok. Biraz evlerinde oynadıkları maçlara odaklanabilseler, UEFA Avrupa Ligi'nin bile hayalini kurabilecek kapasitedeler.
Haftanın skorları
Toulouse FC 0-0 Saint Etienne; Olympique de Marseille 3-0 SC Bastia; Lille OSC 2-0 Sochaux; EA Guingamp 1-2 Stade de Reims; Valenciennes FC 2-1 OGC Nice; Montpellier 1-1 Eviant Thonon Gaillard; AC Ajaccio 3-1 Rennes; Nantes 1-2 Olympique Lyon; AS Monaco 1-1 Paris Saint Germain; (Bordeaux-Lorient maçı elverişsiz hava şartları nedeniyle tatil edildi)
Haftanın golü: Dimitri Payet (Marsilya)
Bastia karşısında Payet'nin attığı ikinci golü haftanın golü olarak seçmeyi uygun gördüm. Ceza sahasının dışından uzak bir mesafeden harika bir şut çıkaran Payet, sol taraftaki "90" diye tabir edilen noktadaki örümcek ağlarını temizledi. Landreau gibi usta bir kaleciye böyle bir gol atmak ayrı bir klas ister doğrusu.
Haftanın Kare Ası
Johan Cavalli (AC Ajaccio)
Cavalli Rennes karşısında "Bu zamana kadar neredeydin be adam?" dedirten bir performans ortaya koydu. Bir gol atıp bir de asist yapan futbolcu, takımının aldığı galibiyette önemli bir rol oynadı.
Benjamin André (AC Ajaccio)
André'yi kare as bölümünde takım kontenjanından alıyoruz bu hafta. Rennes karşısında müthiş oynadı ve takımını galibiyete götüren yolda direksiyonun başındaydı André. Attığı gol onu maçın adamı olmasına yeterdi bence, yine de takımın ligde kalabilmesi çok zor gibi görünüyor. Tabi eğer André ve arkadaşları tarihin en büyük geri dönüşlerinden birini gerçekleştirmezse.
Dimitri Payet (Marsilya)
Harika. Payet'nin Bastia karşısında sergilediği futbol için başka bir kelime kullanılamaz. Iddia ediyorum, devamlılığı olsa, bu oyuncu milli takımda Ribery'nin alternatifi hatta en büyük rakibi olur. Fransa milli takımı seçicisi Didier Deschamps onu Brezilya'ya götürür mü bilemem, fakat Marsilya'yı üst sıralara taşıyabilecek iki üç oyuncudan biri Payet. Nihayet ritmini buldu, umarım Saint Etienne deplasmanında da yüzümüzü güldürür.
Kurt Zouma (Saint Etienne)
Sene sonu Chelsea'ye gideceğim diyip yan gelip yatmadı Zouma. Var gücüyle mücadele etti ve Toulouse deplasmanından takımının bir puanla dönmesini sağladı. Premier League'i sevenler şahane bir stoper izlemeye hazır olsunlar. Gelecek yıl şampiyonluk yolunda Chelsea'nin en büyük kozlarından biri olacağına hiç şüphem yok. Haftaya karşısında formda bir Gignac olacak. Bakalım o zaman da Zouma kare as köşemizde yerini alabilecek mi?
Son Dakika › Spor › Şampiyonluk Yarınlara Kaldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?