Dead Space 3 (Ps3) - Son Dakika
Teknoloji

Dead Space 3 (Ps3)

Dead Space 3 (Ps3)

Uzayı keşfe çıkmadan önce evrende tek gibi yaşıyorduk. Ne zaman derine inmeye başladık, uzay da bizi kaşımaya başladı.

18.03.2013 23:30

Mahmut Saral - - İlk Dead Space oyunu, bana fazlasıyla Doom 3'ü hatırlatmıştı nedense. Oynadığım süre boyunca, ucuz bir TPS kopyası olduğunu düşünmekten kendimi alamamış, zaten bir süre sonra tekrar eden bölümler sonucunda sıkılıp, bırakmıştım. Yaratık tasarımlarının kötü olması ve estetik bir tarafının olmaması, hiç hoşuma gitmemişti doğrusu. "Yaratıklarda estetik mi olur?" diye sorabilirsiniz. Bence olmalı. Doom 3'teki birbirinden farklı ve zamanına göre harika tasarlanan yaratıkları gördükten sonra, hamur mayası gibi garip ucubelerle uğraşmak çekici gelmemişti bana.

Neyse efendim, EA'den pek korku oyunu görmeye alışık değildik zaten, en azından ben değildim. Isaac Clarke ile "Uzay İstasyonunda Tek Başına" filmini icra etmiştik. İkinci oyunun gelmesiyle birlikte, Isaac daha bir bilinir olmuş ve aksiyon düzeyi artmıştı. Tabii çeşitlilik de öyle. Üç numaralı yapıma, yeni Dead Space 3'e geldiğimizde ise, serinin korku ve aksiyon unsurlarından sonra, biraz daha sinematik bir kimliğe de bürünebildiğine tanıklık ediyoruz.

Bu kar, felaket getirir

Third Person Shooter (Üçüncü şahıs bakış açısı) türündeki oyunun başlangıcı, gerçekten bir sinema filmini andırır nitelikten. Karlarla kaplı zeminde yürüyor ve üzerinize hızla yağan kar tanelerine karşı koymaya çalışıyorsunuz. Bir enkaz, beklenmedik tehlikeler derken, Isaac'in nerede olduğu konusunda soru işaretleri beliriyor kafamızda. Ama daha ne oldu, ne bitti demeden, bir sürpriz, ardından bir sürpriz daha derken...

Yaklaşık 200 yıl sonrasında, kahramanımız Isaac'i Ay'daki evinde görüyoruz. Tam da manzarayı şöyle bir izleyelim diyoruz ki, kapıdan içeri bazı dostlar giriyor, ancak pek de dostça davranmayarak ciddi bir tehlikenin önlenmesine katkı için teklifte bulunuyor. Senaryoda adamımız Isaac'in kalbini fena yakmış Ellie Langford isimli bir de bayan var. On saati aşkın oyun süresi boyunca birçok karakterle tanışıyor ve elde ettiğiniz her irili ufaklı detayla hikayeyi anlamaya çalışıyorsunuz. Necromorph'ler daha gelişmiş olarak karşımızda bu kez. Ancak biz de boş değiliz. Biraz sabırlı davrandığımız takdirde rahatlıkla alt edebiliriz de. Sonuçta hepsinin zayıf noktaları var ve buralara ataklar gerçekleştirerek öldürebiliyoruz. Mesela eklem noktalarına dikkat (Eh, önceki oyunlardan da biliyorsunuz zaten).

#Sayfa#

Siper arkasında kalmak, elde dolu silahla ortada olmaktan daha mantıklı

Bu arada, kaynak kullanımı konusunda cimri olmamız gerekirken, siper sistemi sayesinde boşa mermi harcamanın da önüne geçmiş oluyoruz diyebiliriz. Bir de gelişim sistemleri var tabii. Giydiğimiz özel elbiseyi geliştirebildiğimiz gibi, her bölümde bulabileceğimiz parçaları birleştirerek özel silahlar da ortaya çıkarabiliyoruz. Crafting konusunda kendinize güveniyorsanız, Dead Space 3'ün size bir teklifi var. Bu teklifi iyi değerlendirmelisiniz.

Oyunumuzun büyük kısmı, karanlık koridorlarda, oyuncuları germeye yönelik görevlerden oluşuyor. Tabii dış mekan görevleri de var. İlk örneğini hemen oyunun başında gördüğümüz karlı havada dışarda turlamak, görsel olarak göze hoş gelebilir, ancak o kadar da sevimli olmadığı gerçek. Ha bazı oyuncular için bu iyi bir şey de değil. Zira Dead Space'in amacı, germek ve korkutmak olmalı. En azından öyle görünüyordu. Dış mekanlardaki mücadeleler, oyunculara kaçmak için daha fazla imkan vereceğinden ve ışık seviyesi de iç mekanlara göre daha değişik olabileceğinden ötürü, eh koridor yoksa sesler de yankılanmayacağına göre, pek de korkutucu olmayacaktır. Bunun yerine aksiyon ivmesine artı katkı sağlayacaktır, öyle de zaten. Tıpkı iki numaralı oyunda aksiyona kayıldığı gibi. Ama bu, EA'de bir politika halini mi aldı bilinmez, Dragon Age 2'den Mass Effect 3'e kadar her oyun aksiyon unsurunu artırıyor, ana elementleri azaltılıyor. Hayırlısı artık...

Dead Space 3'te, senaryo modunun haricinde birde Co-Op oyun modu bulunuyor. Isaac'in yanına bir de John Carver isimli bir asker geliyor. İletişimi kesmeden ilerleyerek bir bir düşmanların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Visceral Games'in Co-Op oyun modu için "Zaten bu aklımızda hep vardı." açıklamasını göz önüne alırsak, bir sonraki oyunda takım odaklı bir hayatta kalma macerası bile karşılayabilir bizi. Resident Evil'ın Mercenaries modu gibi veya son çıkan Resident Evil oyunlarından biri olan Operation Raccoon City gibi. Tabii korku unsurunun iyice kaybolma durumu da bulunuyor.

Grafikler ve sesler

Dead Space 3'ün grafiklerinin ortalamanın üzerinde olduğu söylenebilir. Bazı sahneler film gibi olmuş diyebilirim. Harita tasarımları, ışık ve gölge efektlerinin kullanımı genel olarak iyi. Ancak bazı karakter animasyonlarını, bazı grafiksel problemleri de problem olarak belirtmem gerekiyor. İşitsel konuda genel olarak başarılı bir tablo var. Silah seslerinden ortam seslerine kadar iyi işler çıkarılmış. Diyaloglar zaman zaman fazla uzatılmış gibi geldi gerçi, ama gerçek hayatta da gereğinden fazla konuşan insanlar yok mu zaten? Her karakterin mükemmel özelliklerde tasarlanması pek de iyi olmazdı doğrusu.

Sonuca gelecek olursam, ilk Dead Space pek hoşuma gitmemişti. Yine de ilk oyun, seride gerilim-korku elementlerini en fazla barındıran oyundu. İkinci oyunla başlayan aksiyon fırtınası, bu oyunla biraz daha ileriye taşınmış ve ek olarak da Co-Op modu gelmiş. Aslında Dead Space 3, Co-Op oynanış barındıran aksiyon oyunlarını sevenlere daha fazla hitap ediyor. Az evvel de belirttiğim gibi, sıradaki Dead Space, Resident Evil: Operation Raccoon City tarzında olursa şaşırmam.

İyi oyunlar.

Mahmut Saral - Teknokulis : http://www.teknokulis.com

Kaynak: Teknokulis

Son Dakika Teknoloji Dead Space 3 (Ps3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement