Google Glass, hala bir prototip ve ona herkes sahip olamıyor. Ancak her geçen gün 1.500 dolarlık gözlüğü deneyen teknoloji tutkunlarının ve geliştiricilerin sayısı artıyor. Sadece ABD'de yaşayanların elde edebildiği Glass'ın yeni sürümü Google Glass 2'yi CHIP Online olarak bir süre ele geçirmeyi başardık.
Glass'ı gözünüze takmadan önce burun desteklerini bükülebilen titanyum kafa bandını ayarlamanız gerekiyor. Bunun ardından gözlük, kafanıza tam olarak oturuyor. Titanyum kafa bandı, bize dayanıklı göründü. Plastik bir kasaya sahip bant, Glass'ın dahili bileşenlerini saklıyor ve ona temiz bir görüntü kazandırıyor. Cihazın bu sade tasarımı, ön tarafındaki kamera lensi gibi parçaların öne çıkmasını sağlıyor. Bunun iyi olup olmadığı, ayrı bir konu.
Gözlüğe bakan herkesin dikkati, sağ gözün üstünde duran küp şeklindeki camdaydı. 640 x 360 çözünürlüklü bu küçük ekran, görüş alanınızı daraltmıyor. Bu küçük cam parçası, gözlüğü takan kişi için çok daha büyük, 2.5 m'den baktığınız 25 inç'lik HDTV'ye eş bir kişisel ekran görevi üstleniyor.
Tasarımı
Google Glass'ın ölçüleri, en geniş noktasında 13.3 cm ve en uzun noktasında 20.3 cm. Uzunluğu nedeniyle onu cebinize sığdırmanız pek mümkün değil. Nexus 7'yi bile kot pantolonumuzun arka cebine sığdırmayı başarırken, Google Glass'ı cebimize sıkıştıramadık. Titanyum kafa bandı kapanmadığından, onu taşıma olanaklarınız kısıtlı.
Google Glass 2'nin görünüşte selefi Explorer Edition'dan neredeyse hiçbir farkı yok. Renk seçenekleri arasında siyah, turuncu, gri, beyaz ve mavi var.
Glass'ın şık tasarımına görünür şekilde aykırı davranan bölümü ise pilin bulunduğu, sağ kulağın arkasında kalan kısım. Pil fazlasıyla büyük olmasına rağmen, gözlüğün 1 günü çıkarmasına izin vermiyor.
Ancak pilin ağırlığına ve sağlam çerçeveye rağmen Google Glass çok hafif ve onu yüzünüzde taşırken hiç rahatsız olmuyorsunuz. 42 gramlık gözlük, ekranı dahil, görüş hattınızı hiç etkilemiyor.
Google Glass'ın ekranına bakmak için sağ gözümüzü zorlamak, başta bize bir miktar baş ağrısı yaşattı. Zaten Google yetkilileri de bizi ilk birkaç gün boyunca Glass'ı birkaç saatten fazla kullanmamamız konusunda bizi uyarmışlardı. Tek gözünüzü kullanmadan, diğer gözünüzü bir nesneye odaklamak, hiç de doğal bir davranış değil. Ancak gözünüz ve beyniniz, kısa zamanda buna alışabiliyor.
Google Glass'ın üzerinde aynı telefonlarda olduğu gibi birkaç fiziksel düğme ve portlar var. Onunla birçok etkileşimi, sağ taraftaki 3.25'lik touchpad'le sağlıyorsunuz. Touchpad'in hemen altında cihazı şarj etmeye yarayan bir USB portu bulunuyor. Üstte ise gürültülü ortamlarda sesli komut vermek mümkün olmadığında, hızla fotoğraf çekmenizi sağlayan bir düğme var.
En önemli düğme ise touchpad'in içinde, şakağınızın yanında duruyor. Bu düğmeye hafifçe bastığınızda Google Glass açılıyor.
Kurulum
Google Glass'a sahip olduğunuzda onun kurulumunu web tabanlı bir kılavuz yoluyla yapıyorsunuz. Cihazın Wi-Fi ayarlarını yapmak, herhangi bir cihaza göre daha kolay. Bir router adını seçip parolayı yazdıktan sonra ekrana gelen QR koduna bakıyorsunuz ve hepsi bu kadar; 10 saniye içinde bağlısınız.
Telefonunuza bağlama
Google Glass'ı akıllı cebinizle bağlamak da çok kolay. Bu alanda rakibiyle iyi geçinmeyi tercih eden Google, iPhone 5S ile Bluetooth üzerinden eşleşebiliyor. Glass genel olarak Android'li ceplerle ve Google Play'deki MyGlass uygulamasıyla daha iyi çalışıyor. MyGlass'ın iOS sürümü de var ancak ekran yansıtma modu, iPhone'un dokunmatik ekranından kontrol edilemiyor. Bunun yanında iPhone uyku modundayken Glass, yol tarifi yapamıyor.
İşletim sistemi
Glass'la ilk fotoğrafımızı çekmek için "OK Glass, take a picture" dememiz yeterli oldu. Herhangi bir uygulamayı veya komutu çalıştırmadan önce "Ok Glass" demeniz gerekiyor.
Google Glass XE12 işletim sistemini touchpad'i parmağınızla ileri ve geri kaydırarak kontrol edebiliyorsunuz. Parmağınızı aşağı kaydırdığınızda eylemi iptal etmiş oluyorsunuz. Bunu yeteri kadar tekrarlarsanız, "OK Glass" giriş ekranına dönüyorsunuz. Touchpad'e dokunduğunuzda ise paylaş, sil, başlık ekle, sesli oku gibi işlevsel seçenekler görünür hale geliyor.
Google Glass'ın işletim sistemi, Google'ın yenilediği ürünlerinde ve Google Now'da yer alan kart tabanlı kullanıcı arayüzüne benziyor. Fikir iyi olsa da yakın zamanda küçük bir tasarım değişikliği gerekebilir. Arayüz içinde çektiğimiz fotoğrafları kolaylıkla bulduğumuzu, eski aramalarımıza ve Hangout geçmişimize rahatça ulaştığımızı, haberleri sorunsuz biçimde açabildiğimizi söyleyelim. İstediğimizi bulmak için genellikle parmağımızı birkaç kez kaydırmamız yetti.
Glass'ı PC'nize bağlayarak fotoğrafları diskinize kopyalamanız mümkün. Bunun dışındaysa çok fazla seçeneğiniz yok. Fotoğraf dışındaki içerikleri kart tabanlı "zaman çizgisinden" kaldırmak için, Glass'ı kullanmanız gerekiyor. Geliştiricileri, microUSB-PC bağlantısını ve Android SDK'yı kullanarak kodların içine dalabiliyorlar, ancak bu elbette ortalama kullanıcıya göre bir iş değil.
Gözlüğe "Okay Glass, what's the population of China?" dediğimizde, yani Çin'in nüfusunu sorduğumuzda "1.351 billion as of 2012" cevabını aldık. Ancak nüfusları karşılaştırmaya yönelik bir işlev bulunmuyor, zaten ekrandaki alan da bunun için yeterli değil. Gözlük, bu bilgileri Google Knowledge Graph'ı kullanarak elde ediyor.
"How tall is Morgan Freeman?" ("Morgan Freeman'ın boyu kaç?") dediğimizde ise gözlük bize "6' 2" (1.88 m) cevabını sesli olarak okudu.
Google Glass'ın üzerindeki özel ses iletme teknolojisi, sesi kulağınız yerine kafatasınıza veriyor. Bu sayede bir kulaklık takmaktan kurtulduğunuz gibi, çıkan sesleri yanınızdaki kişiler neredeyse hiç duyulmuyor.
Google Glass ile ismini söyleyip arama yapabileceğiniz kişi sayısı, şu an 10 ile sınırlı. Favorileriniz dışındaki kişileri aramak veya mesaj göndermek için touchpad'e dokunmanız gerekiyor.
Google Maps yoluyla sunulan yol tarifleri artık sadece Android'e özel değil. Ancak özelliği iPhone'da kullanabilmeniz için telefonun uyanık durumda olması gerekiyor. Google Maps'in Glass sürümünün kafanızı çevirdiğiniz yere dönmesi oldukça etkileyiciydi.
Uygulamalar
Geliştiricilerin Google Glass için özel olarak geliştirdiği gözlüklere "Glassware" adı veriliyor. On binlerce uygulamaya sahip Google Play ve Apple App Store'a karşın, glassware uygulama listesinde şu an sadece 37 uygulama var. Yine de bu sayı, Chromecast'e sunulan uygulama sayısından fazla.
Google'ın geliştirdiği bu uygulamalardan en ilgi çekeni Google Now. Ok Glass giriş ekranından bir parmak hareketiyle erişebildiğiniz Google Now, hava durumu, spor takımları ve son aramalarınız gibi bilgilere kartlar yoluyla ulaşmanızı sağlıyor.
Bir yere mi gideceksiniz? Aynı Android ve iOS'ta olduğu gibi Google Now, e-postalarınızı araştırarak uçuş bilgilerinizi ekrana getiriyor. Glass, bununla da kalmıyor ve şu anki hava durumunu ve gideceğiniz şehirdeki hava durumunu size bildiriyor. Tüm bunların hepsi otomatik olarak gerçekleşiyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi Gmail, her yeni mesaj geldiğinde sizi uyarıyor. "Listen to..." ("dinle") ile başlayan cümlelerinizde ise Google Music devreye giriyor.
Üçüncü parti Google Glassware
Büyük isimler, Google Glass çalışmalarına başladılar bile. Facebook, Twitter, Tumblr ve Path, durum güncellemelerinizi fotoğraflarınızı ve videolarınızı paylaşmanıza izin veriyor. Aralarında en iyi çalışan uygulama, #throughglass hastag'iyle tweet'ler gönderebildiğiniz Twitter.
CNN Breaking News, The New York Times, Wall Street Journal, Mashable ve Elle dergileri sayesinde yabancı haber kaynaklarını takip etmek çok kolay. En yeni Glassware uygulamalarından Weather Alert ise tehlikeli hava olaylarına karşı sizi uyarabiliyor.
Google Glass, Strava Cycling, Strava Run ve Golfsight gibi spor uygulamalarıyla yaşam stilinizi düzene sokmanızı da sağlayabiliyor. AlltheCooks Recipes ve KitchMe gibi yemek uygulamaları da aynı etkiye sahip. Yemek yaparken elinizi yıkamak, telefonunuzu kirletmeden malzemeleri okutmak, Glass sayesinde daha rahat bir iş haline dönüşüyor.
Glassware uygulama listesinin sonlarında yer alan World Lens ise üçüncü parti geliştiricilerin sunduğu en iyi uygulamalardan. World Lens, baktığınız kelimeleri tarıyor ve İngilizce'den Portekizceye, Almancaya, İtalyancaya, Fransızcaya ve İspanyolcaya çevirebiliyor. Aynı iOS ve Android uygulamasında olduğu gibi, çeviriyi işaretin üzerine yerleştirebiliyor.
GDK ile daha da fazla uygulama gelecek
Google'ın açtığı Mirror API sayesinde web tabanlı hizmetler de Google Glass'ı kullanabilecekler. Ancak çoğu geliştirici, daha da önemli olan Google Glass GDK'yi bekliyor. Geliştirme kitinin final sürümünün ne zaman geleceği ise henüz belli değil.
GDK'nin tüm geliştiricilere açılmasıyla beraber Glassware kullanıcı arayüzünde bir kategorilendirmeye ihtiyaç duyulacak gibi görünüyor. Aksi halde aynı Google Glass zaman tüneli gibi bu ekran da içerikle dolup taşabilir.
Kamera
Google Glass'ın kamerası, 5 megapiksellik, 2528 x 1856 çözünürlüklü fotoğraflar çekebiliyor. Fotoğraf çekmek için 3 yolunuz var: "OK Glass, take a picture" demek ("take a photo" işe yaramıyor), sağ gözünüzü kırpmak (ancak bu esnediğinizde de devreye girebiliyor) ve fiziksel kamera düğmesine basmak.
Tüm fotoğraflar, 12GB'ı kullanılabilen 16GB'lık depolama alanına kaydediliyor. Fotoğrafların her biri ortalama 1MB olduğundan alanınız kolayca dolmuyor. Bu arada yakaladığınız kareler, düzenli olarak Google+ ile eşitleniyor. USB kablosunu bağladıktan sonra fotoğrafları toplu olarak silme işlevinin ise bizce yakın gelecekte eklenmesi gerekiyor.
Aydınlık yerlerde çektiğiniz fotoğraflardan iyi bir kalite bekleyebilirsiniz. Fotoğraf çekerken yakınlaşmanız veya fotoğrafları kırpmanız ise mümkün değil. LED flaşın yokluğu, iyi aydınlatılmayan alanlardaki fotoğraflarınızın iyi olmayacağı anlamına geliyor.
Videolar
Google Glass, 720p çözünürlüğünde videolar çekebiliyor. Gün ışığında iyi videolar çekebilen kamera, günlük hayatınızı eşsiz bir açıdan kayıt altına almanızı sağlıyor.
Google Glass aksesuarları
Google Glass 2'nin aksesuarları, gözlüğün ilk beta tester'lara dağıtılan gözlüklerden biraz farklı. Cihazın kutusundan çıkan mono kulaklık, telefon görüşmeleri, müzikler ve videolarda daha iyi bir ses kalitesi sağlıyor.
Glass beraberinde gelmeyen stereo kulaklıklar için ise 85 doları gözden çıkarmanız gerekiyor.
Cihaz, yüksek kalitede bir koruyucu torbayla geliyor. Google Glass, Japon mikro-fiberinden meydana gelen ve geri dönüştürülmüş maddelerden oluşturulan torbaya tam olarak sığıyor. Gözlüğü torbaya koymanız, aynı zamanda onu temizlemeniz anlamına da geliyor. Ekstra bir torba satın almak isterseniz, 50 dolar ödemeniz gerekiyor.
Glass, harika bir micro USB kablosu ve dolanmayı engelleyen düz bir kabloyla geliyor. Bu kablo, Google Glass'ın düz bir yüzeyde durmasını sağlayacak farklı bir açıya sahip.
Pil ömrü
Google'a göre Glass'ın pil ömrü, "normal kullanımda bir gün". Videolu aramalar ve video kaydı gibi özellikler, Google'a göre cihazın pilini daha hızlı tüketebiliyor.
Bu yoğun işlemleri kullanmadığımızda, Glass'ın pilinin elimizi kullanmadan çektiğimiz fotoğraf sayısına göre 3 ile 5 saat arası dayandığını tecrübe ettik. Sürekli olarak video kaydettiğimizde ise pilin tükenmesi 1 saati almadı.
Bu değerler, Google'ın tahminlerinden oldukça uzak, ancak Wi-Fi'a bağlanmakla Bluetooth üzerinden cihazınızla eşleşmek arasında fark olduğunu hatırlatalım. Telefondan paylaştırdığımız veri bağlantısı, pilin hızlı tükenmesine neden oldu. Google Glass'ın Bluetooth'u kullandığımızda ısınması da dikkatimizi çekti.
Glass üzerinde yapılan incelemeler, cihazın 570mAh lityum polimer pile sahip olduğunu söylüyor. Pilin kapasitesi düşük, ancak iyi bir yönü var: yüzde 100 şarj olması 2 saatten kısa sürüyor.
Sonuç
Google Glass'ın ellerinizi kullanmadan fotoğraf çekebilme özelliği, bizi iki elimizi de kullandığımız maceralar sırasında fotoğraf çekmeye itti. Glass sayesinde telefonumuzu hiç olmadığı kadar bir kenara bıraktık. Onun yerine Google Now'ı, Google Maps navigasyonunu kullandık; Gmail ve metin mesajlarına dahili mikrofonla yanıt verdik.
Glass'taki 5 megapiksellik kamera, bugünkü iPhone 5S ve Galaxy Note 3 gibi telefonların kamerasının çok uzağında. Ses algılama ise her sözünüzü doğru algılamayabiliyor. Cihazın kısa pil ömrü ve yüksek fiyatı da önemli eksilerinden. Pili değişitirme olanağı sunulsaydı, bizce harika olabilirdi.
Glass henüz bir prototip de olsa, türündeki ilk cihaz. İlk iPhone 2007'de çıktığında da aklımıza birçok soru işareti takılmış, cihazın modasının geçeceğini düşünmüştük.
Google Glass'a sahip olmak, önceki nesillerde yaşayıp bir TV'ye ilk sahip olan kişi olmaya benziyor. Onu daha önce yakından görmeyen herkes, eline alıp denemek ve takmak istiyor. Bu yoğun ilgi oldukça eğlendirici, ancak bizce 1.500 dolarlık fiyatına değmez.
Glass, "bir sonraki büyük şey" olmaya aday, ancak şimdilik işlevsel olmaktan ziyade sizi eğlendiren bir cihaz.
Son Dakika › Teknoloji › Google Glass'ı Test Ettik! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?