Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde yarbay rütbesinde diş tabibi olarak görev yaparken 28 Şubat sürecinde Yüksek Askeri Şura
(YAŞ) kararları ile ordudan ihraç edilen Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Kayseri Şube Başkanı emekli yarbay Kemal Mete, dava açılması halinde müdahil olmak için çalışma yaptıklarını bildirdi.
28 Şubat sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Mete, 28 Şubat 1997 tarihinde Diyarbakır Askeri Hastanesi'nde görev yaptığını söyledi. "O dönem sivil hayatta dinini yaşamaya çalışan insanlara karşı irticacı adı altında adeta cadı avı başlatıldığını" ifade eden Mete, "Düşünün biz de o dönemde TSK içerisinde ibadetimizi yapmaya çalışıyorduk. O dönemin sıkıntılarını en çok biz çektik" dedi.
Ordudan 2000 yılında YAŞ kararıyla ihraç edildiğini ifade eden Mete, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne tayin edilmesi ile ordudan ihraç edilmesinin aynı tarihe rastladığını anlattı. TSK'dan ihraç edilmesinin nedeninin kendisine söylenmediğini dile getiren Mete, şöyle devam etti:
"Ordudan ihraç etmek için o dönem iki metot izleniyordu. Amirlerinin art niyetli olduğu arkadaşlarımıza bir takım suçlar isnat edildi. 'Pantolonu ütüsüz işe geldi, mesaiye geç geldi, emre karşı geldi' gibi suçlar işlediler sicil dosyalarına ve ordudan ihraç ettiler. Bu tür suçları isnat edemeyecekleri, mesleğinde başarılı arkadaşlarımızı da YAŞ kararıyla ordudan uzaklaştırdılar. Ben de YAŞ kararıyla uzaklaştırıldım. Gayri resmi olarak bildiğimiz tek suçumuz, eşlerimizin başörtülü olması."
-"Beni de bunlardan zannederler' diye korkuyorlardı"-
TSK'dan uzaklaştırıldıktan sonra emeklilik hakkını elde ettiği için çok fazla zorluk çekmediğini, sadece manevi olarak kırıldığını belirten Mete, emeklilik hakkını elde edemeyen arkadaşlarının ise çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını anlattı.
Mete, bu arkadaşlarının işlerinden edildikleri gibi iş bulmalarının da engellendiğini belirtti. Mete, şöyle konuştu:
"28 Şubat sürecinde çıkarılan kararnameler, talimatnamelerle ordudan uzaklaştırılan kişilerin işe yerleştirilmeleri engellendi. İnşallah bu talimatnameler suç delili olarak sunulacak. Bu arkadaşlarımız ailelerini geçindiremediler, çocuklarını yetiştiremediler. Bugün yüzbaşı, binbaşı rütbesinde olması gereken arkadaşlarımız ne yazık ki parklarda çöp topluyorlar. Park bekçiliği yapanlar, tuvalet temizleyenler oldu. Evlerinin geçinmelerin sağlamak için çok zorluk çektiler. Tabi o dönem topluma derdinizi anlatabilmek de çok zordu. Herkes size yardım etmekten çekiniyordu. Biri yardım edecek olsa 'beni de bunlardan zannederler, ben de zarar görürüm' diye korkuyordu. Çevremizdeki dostlarımız da uzaklaştı. Bu nedenle biz kendi aramızda birlik olduk, dayanışma sağladık."
-"Namaz kıldıklarını çocuklarından gizlediler"-
Bu süreçte orduda kalan arkadaşlarının da çok büyük manevi zararlar gördüğünü söyleyen Mete, namaz kılan arkadaşlarının başkalarına söylemelerinden korktukları için bunu çocuklarından dahi gizlemek zorunda kaldığını anlattı.
Mete, 28 Şubat soruşturmasını bir süredir beklediklerini kaydederek, "12 Eylül nasıl soruşturulmaya başlandıysa, 28 Şubat da soruşturulmalıydı. Birçok kişi de bize soruyordu zaten, 'Neden 28 Şubat'ı yapanlar soruşturulmuyor' diye. Kenan Evren diyordu ya 'Şartların olgunlaşmasını bekliyoruz' diye. Sanırım yargı da şartların olgunlaşmasını bekledi. Zamanı gelince de bu süreç başladı. Sonu hayırlı olur inşallah. Bizler gibi birçok sivil de mağdur oldu. İnşallah onları mağduriyeti de giderilir" diye konuştu.
"O dönem en çok zarar görenler ordu içinde irticacı diye bilinen dindar askerlerdi" diyen Mete, "Ne yazık ki o dönem İslam ile irtica eşit yorumlanıyordu. Evlerimizdeki üzerinde 'Allah' yazılı tablolar bile irtica delili olarak toplandı. Bu nedenle dava açılması halinde biz de müdahil olmak için çalışmalarımızı yapıyoruz" diye konuştu.
Kemal Mete, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'nın 28 Şubat mağdurları için "özür yasası" çıkarılması önerisini de çok yerinde olduğunu söyledi. Mete, "Zarar görenler sadece bizler değiliz. Anayasa değişikliğinden sonra bir yasa çıktı. Bir kısım arkadaşlarımızın mağduriyeti giderildi ama sivillerden de mağdur olanlar var. Kur'an kursları kapatıldığı için eğitim hakkın engellenenler oldu, kızlarımız başörtülü olduğu için okulların kapısından döndürüldü. Doktor olabilecekken ev hanımı oldular. Bunun hesabını birilerinin vermesi lazım" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni suçlamadıklarını vurgulayan Mete, "Biz, bunu yapanları suçluyoruz. Bunun bedelini, bu sürece neden olanların ödemesi gerekiyor. Bunun hem dünya boyutu var, hem ahiret boyutu var. Şimdi dünya boyutunu seyrediyoruz" şeklinde konuştu.
- KAYSERİ
Son Dakika › Yaşam › 28 Şubat Soruşturması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?