Engelli Çocuklar İçin Cinsellik Eğitimi

Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği, özel eğitim kurumlarında yaşama geçireceği "Engelli Bireyin Cinsellik Eğitimi" konulu seminerler dizisine başladı.

Birincisi Seyhan İşitme Engelliler İlkokulu/Ortaokulu'nda eğitmen öğretmenlere verilen "Engellinin Cinsellik Eğitimi" konulu seminere Yaprak Psikiyatri ve Psikolojik Danışmanlık Merkezinden Uzman Klinik Psikolog Göksu Telmaç konuşmacı olarak katıldı.

Amaçlarının engelleri ve eşitsizlikleri yok etmek olduğunu ifade ederek seminerin açılış konuşmasını yapan Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenler, "Derneğimizin kuruluş amaçlarından bir tanesi de engelli bireyi kapsayan her alanda, eğitime destek vermektir. Adana'da Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı özel eğitim kurumlarında yapılmasını planladığımız bu eğitim çalışmalarının ilk etabında eğitimcinin bilgilendirilmesi ile başladık. Daha sonra periyodik olarak "Engelli Bireyin Cinsellik Eğitimi" konularında veli bilgilendirmesi çalışmaları yapacağız. Bu gün Seyhan İşitme Engelliler İlkokulu/Ortaokulu'nda gerçekleştirdiğimiz bu ilk çalışmada bizlere Yaprak Psikiyatri ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi destek vermektedir. Değerli bilgileri için Uzman Klinik Psikolog Göksu Telmaç'a çok teşekkür ediyoruz. Ben ve yönetimdeki arkadaşlarım düzenli olarak toplanıp, Engelli insanlar için özel programlar ve hizmetler geliştirerek engelli bireyi ve yakınlarını hayata dahil etme arzusundayız. Toplumda farkındalığı ve anlayışı geliştirmenin yanında engellilik araştırmalarını desteklemek ve gelişmesine yardımcı olmak için çalışmalar yapıyoruz" dedi.

Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenler, Okul Müdürü Yunus Çınkır ve öğretmenlerinin katıldığı seminerde engelli çocukların dışlanmasını, garipsenmelerini önlemek gerektiğini söyleyen Yaprak Psikiyatri ve Psikolojik Danışmanlık Merkezinden Uzman Klinik Psikolog Göksu Telmaç, Özellikle işitme engelli çocuklarımız üzerinde yapılan araştırmalarda çocukların erken yaştan itibaren sağlıklı bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı. Medyanın bazen olumlu ama büyük oranda olumsuz pek çok rolünün olduğunu, dizilerdeki bize göre en masum öpüşme sahnesinin bile çocuğun erken yaşlarda duygusal eğilime girme isteğinin artmasına, sonrasında bunu yanlış kişilerle yaşayabilmesine, cinsellikle erken ve yanlış tanışmasına neden olabildiğini de ekledi. Telmaç, "İşitme engellilerin daha geç olgunlaştığını, ileri yaşlara kadar çocuksu kalabildikleri bir gerçek. İlgi, iletişim, temas ihtiyaçları ve işaret dilini bilmeseniz bile bildiklerini size anlatma ihtiyaçları daha fazla olabiliyor. Bu da kötü niyetli insanlara karşı daha savunmasız kalıp, istismara maruz kalmalarına neden olabiliyor. Belki sadece iletişim kurmak, sarılmak istediği birinin cinsel tacizine maruz kalabiliyor. Cinsel bilgilendirmenin yanında daha büyük tehlike cinsel istismardır. Türkiye'de on çocuktan dördü maalesef cinsel tacize maruz kalıyor. Bu çok ciddi bir rakam ve engelli çocuklar daha çok risk altında. Çocukların eğitimciler ve anne babalar tarafından takip edilmesi gerekmekte ve cinsel basamaklarda en önemli yaşlar da ergenlik öncesi ve devamıdır. Aileler ve öğretmenler bu konuda bilgilendirici çalışmalar yapmalıdır" ifadelerini kullandı

Ergenliğin en büyük belirtisi olan cinsel aktiflik ve menstrurasyonla karşılaştıklarında çocukların utandıklarına ya da bundan korkarak farklı kaygılara girdiklerine dikkat çeken Telmaç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ergenliğe giren bir engelli çocuğa tamamen sağlıklı olduklarını, bu belirtilerin olgunlaştıklarını ve büyüdüklerini gösteren sinyaller olduğunun belirtilmesi lazım. Zihin engelli çocuklarda cinsel merak ve dürtüleri takip ederken fiziksel yaşı değil, zihinsel yaşı baz almak gerekir. Görünüş olarak bir ergen, davranış olarak bir bebek gibi olurlar. Arkadaşlarını rahatsız ettiklerinin farkında bile olmazlar. Burada aileyi bilinçlendirmek, desteklemek gereklidir. Cinsel istismar çok önemli bir mesele. Anne babalar ve eğitim bireyleri çocuğun güvenliğini sağlamalıdırlar. Doğru dokunma, doğru ve yanlış sevilme öğretileceği gibi farklı bir davranış karşısında çocuklara "İmdat" diye bağırmaları öğretilmelidir. Bu tepki çok işe yarar. Çocuklara güvenli - güvensiz insanların kim olduğu ve güvenli davranış ve güvensiz davranışın ne olduğu öğretilmelidir. Kim olursa olsun senden izinsiz ve seni rahatsız edecek derecede özel bölgelerine dokunuyorsa, seni sıkıştırıyorsa, seni korkutarak bir şeyler yapıyorsa, yaşına uygun olmayan görüntüler izletiyorsa hemen kendini koruyup bağırması oradan uzaklaşması ve birilerine şikayet etmesi gerektiği öğretilmelidir."

İletişim ve diğer sıkıntı yaşadıkları konuları dillendiren öğretmenler çözümü noktasında sorular sorarak yanıt aldılar. - ADANA