Hemoroid hastalığında, de Longo tekniğiyle yapılan operasyonlarda hastalık tekrarının yaşanmadığı belirtildi.
Adıyaman Özel Park Hospital'de görevli Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hikmet Sert, hemoroid hastalığı hakkında şöyle bilgi verdi: "Hemoroidal doku damar yumağı (anjiyo kavernöz) yapısında olan ve anüsün çıkışında yastıkçık görevi gören bir dokudur. İç hemoroid ve dış hemoroid olarak ikiye ayrılır. Hemoroidal dokunun sarkması, çoğu kez kalınbarsak dokusunun anüs dışına sarkması ile görülür. Anatomik yapısı bozulan, aşağıya doğru sarkma ile içinde kan göllenmesi olan ve büyüyen bu doku hemoroidal hastalığa neden olur. Perianal apse, anüs çevresinde yangı (iltihap) sonucu oluşan irin birikiminin tıbbi tanımlamasıdır. İç hemoroid dokusunu barsak duvarına bağlayan park bağları zedelenir ve hemoroid dokusu aşağı sarkmaya, sarktıkça şişmeye başlar. Dış hemoroid başlangıç aşamasından itibaren kanama ve ağrı yapar. Ağrı ve kanama ön planda olduğundan daha erken tanı konulur."
Hemoroidal hastalıkların 4 evrede incelendiğini anlatan Sert, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "İlk evrede hemoroidal doku büyümüştür. Özellikle sert dışkı sonrası kanama görülür. Hemoroidal hastalığın tanısında muayene ve endoskopi (sigmoskopi ve kolonoskopi) kullanılan yöntemlerdir. Hemoroidal hastalıklar tedavi derecesine bağlı değişmektedir. Cerrahi tedavi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikliği ana tedavi yöntemleridir. İlaçla tedavide kortikosteroid içeren pomadlar, ağrı kesici kremler, dışkıyı yumuşatan ilaçlar ve kan dolaşımı düzenleyicileri kullanılır."
Op.Dr. Sert, günümüzde yaygın olan hastalıklar arasında yer alan hemoroid hastalığında de Longo tekniğiyle yapılan tedavilerde hastalığın tekrarlanmadığının altını çizdi. de Longo tekniğinin; 1993'te Antonio Longo tarafından yayınlanmış bir yöntem olduğunu anlatan Op.Dr. Sert, sözlerine şöyle devam etti: "2.,3. ve 4. derece hemoroidlerde uygulanmaktadır.Tek kullanımlık stapler olarak adlandırılan bir cihazla yapılır. Bu teknikte dişli çizginin yaklaşık 4 santim üzerinden dairesel bir doku çıkarılmakta, sarkmış hemoroidal doku yukarı çekilerek burada sabitlenmektedir. Böylece normal pozisyona gelmesi sağlanmakta üst hemoroidal arterin (atardamar) en son dalları kesintiye uğratıldığından iç ve dış hemoroidal dokuda kan miktarı önemli ölçüde azaltılmakta, böylece zamanla bu dokunun kendi kendine sönmesi sağlanmaktadır. Girişimin yapıldığı dişli çizginin üst kısmında ağrı algısı olmadığından ve hemoroidal dokuya herhangi bir işlem yapılmadığından operasyon sonrası hasta konforu son derece iyidir. Bölgesel ya da genel anestezi ile uygulanabilir. İşlem sonrasında hemen hiç ağrı hissedilmediğinden rahatlıkla günübirlik uygulanabilir. Bu metotla yapılan operasyonlarda hastalıkta tekrarlama olmaz." - ADIYAMAN
Son Dakika › Yaşam › Hemoroid Hastalığı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?