Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Bizden önceki hükümetlerin ömürleri 15 aydı. Bir bakan 15 ayda bırakın proje üretmeyi, bakanlığın hangi kapısından girip, hangi kapısından çıkacağını öğreninceye kadar bunca vakit geçerdi. Teşkilatı bile tanıyamazdı. Ama bizim farkımız, Türkiye'de büyük projelere mührümüzü vurmamızdır"" dedi.
Eroğlu, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca kentte yürütülen 52 milyon lira değerindeki 9 tesisin temel atma ve açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Eroğlu, suyu kalkınmanın bir lokomotifi olarak nitelendirerek, Kahramanmaraş'ı göletler diyarı yapmak istediklerini söyledi.
Türkiye'de ilk defa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde temeli atılan tesislerin açılışı tarihi ve saatini ilan ettiklerini hatırlatan Eroğlu, hedef konulmayan ve takvimi önceden belirlenmeyen tesislerin inşaatının bitmediğini belirtti.
Eroğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın zamanla yarışan bir bakanlık olduğunu vurguladı.
"Eskiden bir IMF memuru geldiği zaman devlet başkanı gibi karşılanırdı"
13 yılda gelişip ve büyüyen Türkiye'nin 2003'den önce "70 sente" muhtaç bir ülke konumunda olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkati çeken Eroğlu, şunları kaydetti:
"Eskiden bir IMF memuru geldiği zaman devlet başkanı gibi karşılanırdı. Türkiye'yi yönetmeye kalkardı. Bu bizim için zilletti. İlk defa hükümetimiz şimdiki Cumhurbaşkanımız başbakanken, 'IMF'siz yolumuza devam edeceğiz. Çünkü biz büyük bir milletiz. IMF'nin şartlarını kabul edemeyiz' dedi. Dünya'daki krize rağmen Türkiye IMF'siz yoluna devam etti. Ne yaptı 23 milyar dolar borcunu ilk defa ödedi. Hatta kriz vesilesiyle G-20 zirvesinde IMF Başkanı Türkiye'den kredi talebinde bulundu. Merkez Bankası ile 5 milyar dolarlık bir kredi protokolü imzaladı. Nereden nereye. 70 sente muhtaç olan Türkiye'den IMF'ye 5 milyar dolar kredi verebilecek bir duruma geldi."
Eroğlu, Merkez Bankası'nın dünyadaki krize rağmen dövizle dolu olduğunu, kasasında şuanda 130 milyar dolar döviz bulunduğunu ifade itti.
Türkiye'de siyasi istikrar olmasaydı ekonomik istikrarında olamayacağını vurgulayan Eroğlu, "Bizden önceki hükümetlerin ömürleri 15 aydı. Bir bakan 15 ayda bırakın proje üretmeyi, bakanlığın hangi kapısından girip hangi kapısından çıkacağını öğreninceye kadar bunca vakit geçerdi. Teşkilatı bile tanıyamazdı. Ama bizim farkımız, Türkiye'de büyük projelere mührümüzü vurmamızdır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ulaştırma konusunda da destan yazdığını ifade eden Eroğlu, "Bakın 17 bin 500 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Havayolları halkın yolu oldu. Şimdi dünyanın en büyük 3. İstanbul havaalanı inşa ediliyor. İstanbul bir merkez olacak Napalyo'nun dediği gibi 'dünyanın tek bir devleti olsa baş şehri İstanbul olurdu.' İşte bizde İstanbul'a layık 3. dev havaalanını yapıyoruz. Çok büyük bir ekomonik katkı olacak. Artık aktarma transfer noktası İstanbul olacak" diye konuştu.
"Barajlara karşı çıkmak zillettir"
Türkiye'nin iklim yapısı gereği barajlar yapılmasının önemini vurgulayan Eroğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'de barajların yapılması iklimin getirdiği bir zarurettir. Bazıları barajlara karşı çıkıyor. Barajlara karşı çıkmak zillettir. Çünkü, Türkiye'de iklim yarı kurak iklim bölgesidir. Dolayısıyla suyun en çok ihtiyaç olduğu anlarda, nehirlerde su olmaz neredeyse kurur. Kışın biriktirdiğimiz suyu yazın kullanmazsak kentlerimize su veremeyiz. Bunun manası baraj ve göletler yapacaksın ki kışın ve ilkbaharda yağan yağmuru yazın kullanacaksın. Aksi taktirde kışın sulama yok ama yazın sulama var. Yazın insanların su ihtiyacı daha fazladır. Kışa göre sanayinin su ihtiyacı kışa göre 1,5 kat daha fazladır."
Türkiye'de 276 dev baraj inşa ettiklerini vurgulayan Eroğlu, Türkiye'nin en büyük barajını inşa etmenin de mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.
Eroğlu, "Bin günde bin gölet" gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Bu bir dünya rekoru, bin günde bin gölet ve sulaması bir dünya rekoru bundan da gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Biz özgürlük ve güvenlik dengesini koruyarak bir paket getirdik"
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ise kamu düzenini sağlamak, bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına almak için bir İç Güvenlik Paketi getirdiklerini söyledi.
Fransa'nın Charlie Hebdo olaylarının ardından evlere şenlik bir iç güvenlik paketi getirdiğini dile getiren Ünal, "Ama biz özgürlük ve güvenlik dengesini koruyarak bir paket getirdik. Hem bireyin özgürlüğünü hem de toplumun kamu düzeninin güvenliğini sağlayacak bir paket" dedi.
Pakette polisin suçüstü durumunda gözaltı yetkisi almasının bulunduğunu ifade eden Ünal, vatandaşların yıllarca "Ya bu polis hırsızı yakalıyor serbest bırakıyor" dediğini anımsatarak, "Şimdi biz diyoruz ki polis suçüstü durumlarında, bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bizde de gözaltı yetkisine sahip olsun. Polis, yüzünü kimliğini kapatanları, molotof atanları kamu düzenini sağlamak adına gereğini yapsın ve bunu hukuki bir zeminde yapsın" diye konuştu.
Muhalefetin İç Güvenlik Paketi'ni "siz polis devleti kuruyorsunuz" diye geçirmek istemediğini dile getiren Ünal, polis devleti kurmadıklarını, devletin polisine, milletin birliği ve beraberliği ile kamu düzenini koruması için hukuki yetkiler verildiğini söyledi.
Vatandaşın sokakta, vandalların elinde molotof ile kimliğini saklamış insanların terörüyle karşılaşmak istemediğini vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:
"Biz Gezi'de olduğu gibi 79 ilimizin yangın yerine dönüştürülmesini istemiyoruz. Biz 6-8 Ekim olaylarında olduğu gibi esnafın, iş verenin, memurun, masum insanların iş yerlerinin yakılması ve saldırıya uğramasını istemiyoruz. Biz vatandaşımızın hakkını hukukunu korumak istiyoruz. Vandallara da fırsat vermek istemiyoruz. Şundan emin olun, Türkiye'nin kamu düzeni kurulacak ve sağlanacak. Çünkü burada her hangi bir şüphe yoktur. Türkiye'nin siyasi istikrarı devam edecektir. Her ne kadar son günlerde, manipülasyonlarla dolar üzerinde her seçim öncesinde olduğu gibi bir takım siyasi ekonomik finansal manipülasyonlara girseler de başarılı olamayacaklar."
DSİ Genel Müdürü Ali Rıza Deniz ile Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç'un konuşmasının ardından Bakan Eroğlu, kentte 3 tesisin inşaatını yapan firmanın müteahhitlerini çağırarak pazarlık yaptı.
Müteahhitlerden, sözleşmeye koyulan tarih ve saate uyulması için taahhüt alan Eroğlu, uyulmaması halinde de ceza olarak okul yapma sözü aldı.
Eroğlu, daha sonra Kahramanmaraş'ta bozuk orman arazilerinin civar köylerdeki vatandaşlara 49 yıllığına verilmesi için çekiliş yaptı.
Çekilişi kazanan Süleyman Akıllı isimli çiftçiye, "Süleyman Bey size arazi veriyoruz. Babası oğluna vermiyor. 2 bin 600 metre kare, 3 dönüme yakın. 50 tane ceviz, hadi hayırlı olsun" dedi.
Daha sonra 52 milyon TL değerindeki 9 tesisin açılış ve temelinin atılması gerçekleştirildi.
Son Dakika › Yerel › Bakan Eroğlu, Kahramanmaraş'ta - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?