Bursa'nın Tarihi Felaketlerine Bakış

Kent Konseyi (BKK) Çevre Çalışma Grubu tarafından Bursa'nın tarihte maruz kaldığı felaketler masaya yatırıldı.

Tayyare Kültür Merkezi'nde yapılan konferansa konuşmacı olarak katılan tarihçi Erhan Yıldızalp, Bursa'nın kuruluşu ile yönetim şekillerini, Osmanlı'lar tarafından fethini, işgaller ile şehrin gördüğü zararları, isyan hareketleri ile şehrin nasıl talan edildiğini anlattı. Yıldızalp, Bursa'da asırlardır birçok deprem olduğunu, bunlar arasında 1417, 1674 ve 1855 yıllarındaki depremlerin şehri perişan ettiğini söyledi.

Yıldızalp, "Depremlerin haricinde büyük yangınlar oldu. Şimdiki kapalı çarşının olduğu yerler başta olmak üzere Kayhan, o zamanki tabakhanenin bulunduğu Çakır Hamam çevresi yandı. Bilhassa 1958 yılındaki kapalı çarşı yangınının tahribatı büyük oldu" dedi.

Yıldızalp, çarşı yangınlarından başka, mahalle yangınlarını da sırasıyla anlatarak, "Bursa'da en büyük yangın, 1801 yılında Hisar Mola Gürani Mahallesi'nde çıktı. Hisar'ın dörtte üçünü kül ettikten sonra, bir kol Tophane'den aşağılara, Yahudi mahallesine sirayet etti. Alevler üç havrayı yaktıktan sonra Ahmed Paşa Mahallesi'ne, oradan da yukarıya çıkıp, Mantıcı ve Reyhan mahallelerine kadar uzandı. İkinci bir kol da Yerkapı'dan Ali Paşa Mahallesi'ne, doğuya doğru bütün mahalleleri yakarak Gökdere'yi ulaştı ve Karaağaç'a kadar her tarafı kül etti. Halk bu yangını "harik-i azim" büyük yangın olarak andı" dedi.

Tarih içinde kundakçıların çıkardıkları yangınlardan bahseden, bilhassa 1922 yılında Yunan askerinin Bursa'yı terk ederken Yabati kilisesini ve içindeki insanlar ile beraber hapishaneyi yaktıklarını söyleyen Erhan Yıldızalp, "Bursa'da bu felaketlerden başka çok büyük sel felaketleri olmuştur. Deli çay ile Nilüfer çayının ve derelerin getirdiği sular ile Bursa zaman zaman telafisi mümkün olamayan felaketler ile karşılaşmış, 1908 yılında ilkbaharda bir gece aniden lodosun çıkması ile çay ve derelerden gelen sular ovayı göl haline getirmiş, bu arada Odunluk köyü altındaki Mihraplı köprüsünün yarısını götürmüştür. Bugün de görüldüğü gibi köprünün diğer yarısı toprağa gömülü olarak durmaktadır" şeklinde konuştu.

"Bursa'mızda asırlık çınar ve meşe ağaçlarının nasıl yok edildiğini ve edilmekte olduğunu gördük" diyen Yıldızalp, bazı çınarların ne hale geldiğini slayt ile de göstererek anlattı. Yıldızalp, Bursa'daki soğuk ve sıcak suları, dereleri, ayazmaları anlatarak konuşmasına son verdi. - BURSA