AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, barış süreciyle ilgili, "Çözüme yaklaşıldığı kanaatindeyim. İnşallah sağduyu egemen olur, halkın içerisinde geniş kitleler bu sağduyuyu destekler" dedi.
Kurtulmuş, partisinin Konya İl Teşkilatı tarafından bir otelde düzenlenen Tanıtım Medya Günleri toplantısında, Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini söyledi.
Önümüzdeki 10 yıllık sürecin Türkiye'nin dönüşüm süreci olacağını ifade eden Kurtulmuş, bu süreci 3 temel sözle ifade etmeye çalıştıklarını, bunlardan birinin yeni Türkiye'nin inşası olduğunu bildirdi.
Türkiye'de artık faili meçhul cinayetler olmadığını, askeri müdahalenin şartlarının bütünüyle ortadan kalktığını anlatan Kurtulmuş, "Ancak bunların kurumsal hale getirilebilmesi için yapısal dönüşüm süreçlerinin gerçekleşmesi gerekiyor. Yeni Türkiye'nin inşasından kastımız budur. İkincisi ise Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olması lazım. Türkiye'nin özellikle ekonomi alanında atılan adımların, önümüzdeki dönemde gelir dağılımı adaletinin sağlanması, yeni orta sınıfların güçlendirilmesi, üretimin artırılması, alt gelir gruplarının alım gücünün artırılması ve özellikle ileri teknolojilerde marka ve patentte dünya ölçeğinde rekabet edebilir bir ülke haline gelebilmesi için bir takım ekonomik sistemlere dönüşümlerin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
-Kabine revizyonu iddiaları
Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, muhtemel bir kabine revizyonuyla ilgili soru üzerine, siyasi hayatının hiçbir evresinde "ne olacağım" diyerek siyaset yapmadığını belirtti.
"Millete, insanlığa ne tür katkımız olur, ne faydamız olur" diye siyaset yaptığını vurgulayan Kurtulmuş, "Dolayısıyla benim nerede olacağımdan ziyade ne yapacağım önemlidir. Milletin, bize, partimize verdiği sorumluluk var. O sorumlulukları yerine getirmek için kapımın önünde herhangi bir şey yazması gerekmiyor. Elimden ne geliyorsa, tüm gücümü sonuna kadar kullanmaya gayret ediyorum. Ne olacağım değil, ne yapacağım önemlidir" diye konuştu.
Kurtulmuş, çözüm süreciyle ilgili bir soru üzerine bir takım görüşmeler yapıldığını, tüm modern devletlerde terörü bitirmek için istihbarat birimlerinin görevli olduğunu kaydetti.
Bu birimlerin siyasi iradenin verdiği görev çerçevesinde bu görüşmeleri yaparak, terörü bitirdiğini anlatan Kurtulmuş, İrlanda ve Filipinler'de yapılan görüşmelerin bunun somut örnekleri olduğuna işaret etti.
Devletin resmi kurumlarının bu görüşmeleri yapabileceğini, bunun normal olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu görüşmelerde neler konuşuldu, neler yapıldı, bunları ben şahsen ne merak ederim, ne de bunlar bizim vazifemizdir. Siyasetin vazifesi; ülkede bu çözüm sürecinin adil bir şekilde olması ve kalıcı olabilmesi için zemin hazırlamaktır. Bu görüşmeleri siyaset yapmaz. Siyaset bu görüşmelerin içerisinde olmaz, olmaması gerekir. Dolayısıyla biz başta BDP olmak üzere tüm siyasi partilerin terörün sona erdirilmesi ve çözüm sürecinin başarılı bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için Parlamento içinde görüşlerini dile getirmesinden yanayız. Görüşmeler kısmında neler konuşulur, neler yapılır, o bizim işimiz değil. O siyasetin alanı değil."
Toplumda büyük bir kitlenin bu sorunun çözümünden yana olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bir ülkede sayısal olarak çok olan kitle çözümü isterse çözüm olur. Bir ülkede ayrışma azınlık isterse değil, çoğunluk isterse olur. Bu memlekette Türkler istemeden ayrışma olmaz. Türkler istemeden de çözüm olmaz. Bugün çok şükür geldiğimiz noktada halkın büyük kısmı çözümden yanadır" ifadelerini kullandı.
-"Türkiye bu taşı hep beraber kaldırmak durumundadır"-
Terör sorunu ilgili bir başka soru üzerine Kurtulmuş, siyasi aklın, tüm sürecin ilgili taraflarının hepsinin işin içine katılmasını zorunlu kıldığını söyledi.
Kabe'nin yeniden inşasında tüm kabilelerin bir araya gelerek, kutsal taş Hacerü'l Esved'i Hz. Muhammed'in hırkası üzerinde yerine koymasını örnek gösteren Kurtulmuş, "Türkiye bu taşı hep beraber kaldırmak durumundadır. Gerçekten
'adalet olsun, hakkaniyet olsun, bu ülkenin çocukları ölmesin' diyen insanlar bunu yerine koymak durumundadır. Burada da altın formül; bunu yaparken de toplumun geniş ortalamasının kabul edebileceği şeylerin yapılması gerekir. Bunun için de toplumun geniş kesimlerinin de kabul ettiği bir çözümü bulmak zorundayız" dedi.
Sorunun çözümüne ulaşmanın siyasetin görevi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu sorunun çözümünün AK Parti'nin, CHP'nin, MHP'nin, BDP'nin vazifesi olduğunu bildirdi.
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu kavga, Türkiye'nin Kürtleriyle Türklerinin kavgası değildir. Türkiye'nin Kürtleriyle Türklerinin kavgası olsaydı, Türkiye 50 bin kere bölünürdü. Bu kavga uluslararası terör siyasetinin Türkiye'de verdiği kavgadır. Bir takım dahili ve harici karanlık odakların tezgahlamış olduğu bir oyundur. Bu kavganın devamından, bu savaşın devamından medet uman, beslenen çevreler vardır. Kim kaybetti- Bu ülkenin Kürtleri ve Türkleri kaybetti. Bu sorunun çözümünü ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Çözüme yaklaşıldığı kanaatindeyim. İnşallah sağduyu egemen olur, halkın içerisinde geniş kitleler bu sağduyuyu destekler. Türkiye'nin birliğinden, bütünlüğünden, bu memleketin hepimizin ortak yurdu olduğundan kimsenin şüphesi yok. Şüphesi olanlar varsa onlar da çok çok azınlıktadır. Doğu ve Güneydoğu'yu çok iyi bilen birisi olarak, oradaki insanların büyük bir kısmının ayrılıkçılıkla bir ilgisi yoktur."
Suriye ile ilgili bir soru üzerine ise Kurtulmuş, Suriye konusunda çifte standart uygulayan Batılıların Türkiye'yi yalnız bıraktığını dile getirdi.
Kurtulmuş, maliyeti ne olursa olsun Suriye halkının yanında durduklarını ifade ederek, Türkiye'nin tek başına Suriye halkının yanında olmasının çözüme yetmediğini, bu sorunun kalıcı şekilde çözülmesini beklediklerini dile getirdi.
Son Dakika › Yerel › 'Çözüme Yaklaşılıyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?