Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, çözüm sürecine ilişkin, "Ülkemizdeki tüm insanların kardeşliğini esas alan, hiçbir ayrım yapmayan sürecin hedefine varıncaya kadar gözlediğimiz bozucu tutumlara karşı irademizi belirli şekilde göstermeliyiz. Diyarbakır'daki anneler bunun örneğidir" dedi.
Van'da bulunan Bakan Yazıcı, tren garındaki program sonrası Özalp karayolundaki Doğu Anadolu Bölgesi Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü hizmet binasının açılış törenine katıldı.
Türkiye'nin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat ve 1 trilyon dolar dış ticaret hacminin hedeflendiğini anımsatan Yazıcı, bu amaç doğrultusunda görev yapan anahtar kurumlardan birinin de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olduğunu söyledi.
Bakanlığının, bağlı kurumlarıyla iş ve dış ticareti şekillendiren kurumlardan biri olduğunu, böylesi önemli bir görevin yürütüldüğü bakanlığın hizmet üreten mekanlarının da kaliteli olması gerektiğini vurgulayan Yazıcı, açılışını yapacakları tesislerin de bu zihniyetin bir ürünü olduğuna dikkati çekti.
Yazıcı, Türkiye'de eğitimden sağlığa, ulaşımdan sosyal politikalara her alanda çok önemli gelişim ve değişim yaşandığını bildirerek, şöyle konuştu:
"Cumhuriyet hükümeti kendine verilen yetkiyi ayrıcalık değil, hizmet edilecek yerler olarak görüyor. Onun için Başbakan'ımız hep 'Biz sizin hizmetkarınızız' diyor. Milletin yetki verdiği yerler oturarak zaman geçirilecek yerler değildir. Ay başını bekleme yerleri hiç değildir. Çünkü orada sorumluluğumuz var. Bulunduğunuz yerin düzeyi ne ise orada bütün performansınızı kaliteli hizmet üretmek, verim sağlamak için kullanmak zorundasınız. Onun karşısında kamu görevlisinin beklentisi bordro dediği evrakta kendisine devletin öngördüğü rakam. Bunun dışında bir beklenti söz konusu olamaz. Göreve başladığımız günden bu yana hükümetimizin tamamı olarak arkadaşlarımıza bunu söylüyoruz, etik kural ihlaline asla toleransımız yoktur. O alanda defosu alan arkadaşımıza toleransla bakmam. Binalarımız çok kötüydü, hizmet etmeye müsait değildi. Bunun için gümrüklerimizi yeniliyoruz."
Doğudan komşu ülkelere açılan en önemli kapılardan birinin Saray ilçesindeki Kapıköy Sınır Kapısı olduğunu anlatan Yazıcı, 2011 yılının Mart ayında küçük araçların geçmesi için kapıdaki hizmet alanının genişletildiğini ifade etti.
Yazıcı, hedeflerinin sınır kapısındaki demiryolu taşımacılığını artırmak, aynı zamanda da karayolu taşımacılığıyla ilgili büyük araçların kapıdan giriş çıkışını sağlamak olduğuna işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konuda üzerlerine düşeni yaptıklarını, dost ve kardeş ülke olan İran'la da görüşmelerin devam ettiğini dile getirdi.
İran tarafında bulunan karayolunun uygun hale getirilmesi için görüşmelerin devam ettiğini kaydeden Yazıcı, konuşmasına şöyle devam etti:
"İnşallah yüksek düzeyli stratejik iş birliği toplantılarında bunları görüşeceğiz. Diğer kapılarla ilgili konuları da görüşeceğiz. Hakkari'de Üzümlü, Derecik kapılarımız var. O kapıların sınır ticareti kapsamında işlevli hale gelmesi içinde hükümet olarak hukuksal süreçleri tamamlamış bulunmaktayız. Yer belirlemesi yapılacak ve üniteler kurulacak. Ulusal mevzuat çerçevesinde ülkelerin heyetleri bir araya gelecek. Hakkari'de Üzümlü ve Derecik, Şırnak'ta Gülzayı kapıları için yerler belirlenecek. Türkiye gerçekten büyüyen bir ülke. Türkiye bir taraftan kalkınmasını çok dinamik şekilde sürdürürken, bir taraftan da vatandaşları arasında sosyal farklılıkları azaltmaya çalışan ülke konumundadır. Bunun da ölçüleri var. Dünya Bankası'nın yayınladığı ölçüler var. Dünyada 7 milyar insan var. 1 milyar 97 milyon insan açlık sınırı kabul edilen bir oranla geçiniyor. Ama Türkiye'de böyle bir insan yok. Dünyada yoksulluk sınırında yaşayan 2,5 milyar insan var. Bu kategoride Türkiye'de 2002 yılında yüzde 3,2 oranında insan vardı. Biz onu sıfırladık. Çünkü biz faaliyetlerimizde insanı odak alıyoruz."
-Çocukların dağa kaçırılması
Bakan Yazıcı, çözüm sürecinin önemine de vurgu yaparak, Türkiye'nin ekonomik gücünü yıpratan, binlerce insanın hayatına mal olan, binlerce şehit verilmesine neden olan bir güvenlik, terör sorunu olduğunu ve bununla ilgili çözüm süreci, barış ve kardeşlik süreci adı altında projeyi hayata geçirdiklerini bildirdi.
Son zamanlarda süreci sabote etmeyi hedefleyen bazı uygulamaların yapıldığının altını çizen Yazıcı, şunları kaydetti:
"Ülkemizdeki tüm insanların kardeşliğini esas alan, hiçbir ayrım yapmayan sürecin hedefine varıncaya kadar gözlediğimiz bozucu tutumlara karşı irademizi belirli şekilde göstermeliyiz. Diyarbakır'daki anneler bunun örneğidir. Çocuğunu zorla alacaksın, dağa götüreceksin, hele bunlar 13-14 yaşlarında olacak. Bunu hangi vicdan kabul edebilir. Bu konuda hepimize büyük görev düştüğü kanısındayım. Bu konuda ihmal etmeye, tolere etmeye hiç kimsenini zerre kadar bir lüksü olamaz, olmamalı. Umuyorum ki aziz milletimiz, halkımız, 77 milyonun tamamı çözüm sürecinin getirisini satın aldı. Bu konuda daha güçlü iradelere ihtiyaç var."
Bakan Yazıcı, gazetecilerin, bugün Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü üyeleri tarafından dağa kaçırılmak istenirken düzenlenen operasyonla kurtarılan kız çocuklarıyla ilgili soruya da "Konu hakkında bilgi sahibi değilim. Bu nedenle açıklama yapmam da doğru olmaz. Çözüm süreci herkes için kıymetlidir. Hiç kimse sürecin gidişatına zarar verecek tutum ve davranışlarda bulunmamalıdır" yanıtını verdi.
Konuşmasının ardından bölge müdürlüğü hizmet binasını gezerek yetkililerden bilgi alan Bakan Yazıcı, daha sonra kendisine bekleyen vatandaşların sıkıntılarını dinledi. - Van
Son Dakika › Yerel › Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı Van'da Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?