HALİL FİDAN - EŞBER AYAYDIN - Yazın Doğu Anadolu Bölgesi'nde kiraladıkları yaylalarda konaklayan göçerler, havaların soğumasıyla daha ılık kışın yaşandığı Şanlıurfa'yı tercih ediyor.
Yaşamlarının kiraladıkları meralarda kurdukları kıl çadırlarda zor şartlar altında sürdüren göçerler, yılın 4 mevsimini farklı yörelerde geçirmek zorunda kalıyor. Birçok imkandan mahrum kalan göçerler, yaşadıkları sorunlara çözüm bulunmasını istiyor.
Göçerlerden Mehmet Kırlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl sonbaharda konakladıkları Elazığ'ın Kovancılar ilçesinden Şanlıurfa'ya koyun sürüleriyle göç ettiklerini söyledi.
Uzun yıllar göçebe hayatı yaşadığını anlatan Kırlı, ilkbahar ile yaz mevsimini Erzurum, Elazığ ve Bingöl'deki yaylalarda geçirdiklerini ifade etti.
Konakladıkları alanlar için kira ödeyerek 3-4 ay kaldıklarının belirten Kırlı, "Sürekli göç ettiğimiz için çocuklarımız eğitimden uzak kalıyor. Okula devam edebilmeleri için çocuklarımı memleketteki yakınlarımızın yanına bırakıyoruz. Birçok imkandan da yararlanamıyoruz. Artık bu sıkıntılarımızın giderilmesini istiyoruz" dedi.
Selvinaz Kırlı da hayvanların ihtiyacına göre mevsimsel göçler yaptıklarını, her göç döneminde de büyük sıkıntı yaşadıklarını ifade etti.
Herkes gibi kendilerine ait bir evde yaşamak istediğini belirten Kırlı, şöyle konuştu:
"6 çocuğumdan ikisini Elazığ'da annemin yanına bıraktım. Orada okula gidiyorlar. Diğer 4 çocuğum ise burada bizimle hayvanlara bakıyor. Gönül ister ki hepsini okutalım ama imkanlar el vermiyor. Hayvanları satmaya kalksak zaten ucuza gidiyor. Bir de bunlar elimizden giderse daha fazla maddi sıkıntı çekeriz. Memlekette kalan çocuklarım bizi, biz de onları özlüyoruz. Cep telefonları düzenli çekmediği için de sık sık görüşme imkanımız olmuyor."
"Hayvancılık sektörüne katkı sunuyoruz"
Göçebelerden 76 yaşındaki Ali Arat da Siverek ilçesine bağlı İleri köyünde dünyaya geldiğini ancak babası hayvancılık yaptığı için sürekli göç etmek zorunda kaldıklarının söyledi.
Ömrünün neredeyse tamamını koyunların peşinde, çadır ve meralarda geçirdiğini belirten Arat, çocuk ve torunlarının da bu hayatı yaşamak zorunda kaldığını dile getirdi.
Yaklaşık 10 bin küçükbaş hayvanı bulunduğunu, bunlarla da hayvancılık sektörüne katkı sunduklarının anlatan Arat, şöyle konuştu:
"Yerimiz ve yurdumuz olmadığından göçebe olarak hayatımıza devam ediyoruz. Sürekli hayvanlara endeksli yaşıyor ve büyük zorluklarla karşılaşıyoruz. Elektriğimiz, suyumuz ve yolumuz yok. Yaşadıklarımızdan dolayı yeni nesil bu işle uğraşmak istemiyor. Ama bizler bu işi yapamazsak ülkedeki hayvancılık sektörü büyük zarar görür."
"Hala bekarım"
Göçerlerden 25 yaşındaki Mahmut Bağatimur ise baba mesleği olan hayvancılığı sürdürdüklerini söyledi.
Bu işi bırakmak istediğini ifade eden Bağatimur, "Başka bir iş bilmediğim için hayvancılığa devam ediyorum. Hala bekarım. Çünkü evleneceğim kadının günahını almak istemiyorum. Allah nasip ederse en kısa zamanda farklı bir iş yapmak istiyorum" diye konuştu. - Şanlıurfa
Son Dakika › Yerel › Kıl Çadırda Geçen Ömürler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?