Kto Başkanı Hiçyılmaz'dan Ekonomik Değerlendirme

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, Türkiye ekonomisinin 2015 yılı ilk 6 aylık görünümüne ilişkin değerlendirmede bulundu.

Hiçyılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, dünya ekonomisinin büyüme ve borçlanma sorunlarıyla uğraştığı bir dönemde, Türkiye ekonomisinin istenilen oranda olmasa da yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 oranında büyümeyi başardığına dikkati çekerek, güçlü bir koalisyon hükümetinin kurulmasıyla beraber ilk altı ayda daha olumlu gelişmeler yaşanması için ekonomide kurumsal düzenlemelere gidilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Gelişmiş ülkelerin de içinde olduğu önemli bir grup ülkenin borçlanma sorunuyla boğuşurken Türkiye ekonomisinin bu konuda rahat durumda olduğunu belirten Hiçyılmaz, gelişmiş ülkeler arasında kamu borç stoku/gayri safi yurtiçi hasıla oranında yüzde 150'leri aşan ülkeler bulunduğunu anlattı.

Hiçyılmaz, "Kamu borç stoku/GSYH oranı yüksekliğinde yüzde 246 ile Japonya başı çekmektedir. Türkiye'de ise bu oran yüzde 33,8 civarındadır" ifadesini kullandı.

Küresel ekonominin büyüme oranına ilişkin halen istikrarın sağlamadığına değinen Hiçyılmaz, şunları kaydetti:

"Özellikle AB'de büyüme oranı düşük düzeylerde bulunmaktadır. AB'nin itici gücü konumundaki İngiltere, Fransa ve Almanya içerisinde büyümede istikrarı İngiltere yakalamış gibi görünmektedir. İngiltere 2015 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 2,9 büyüme kaydetmiştir. AB, bu durumu bile olumlu karşılamaktadır. Çünkü uzun bir dönem sonra avro alanı ilk defa bu yıl yüzde 1'lik bir büyüme oranını yakalamıştır."

Türkiye'de 2015 yılının ilk çeyreğindeki büyüme oranının yüzde 2,3 olduğunu belirten Hiçyılmaz, tarım sektörünün yüzde 2,7, hizmet sektörünün sabit fiyatlarla yüzde 4,1 oranında büyüdüğünü, buna karşın sanayi sektörünün bu dönemde sabit fiyatlarla büyüme kaydedemediğini anlattı.

Yılın ikinci çeyreği büyüme oranına ilişkin beklentilerini de paylaşan Hiçyılmaz, büyüme rakamının yine yüzde 3'ler düzeyinde olacağını tahmin ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Sanayi üretimi nisan ayında beklenin üzerinde gerçekleşse de, mayıs ayında üretim yavaşladı ve sanayi üretimi yüzde 2 oranında düştü. Özellikle otomotiv sektöründeki iş bırakma eylemleri bu yavaşlamada etkili oldu. Bunun etkisi haziran ayı verilerine de yansıyacak gibi görünmektedir. Ayrıca, sanayi sektöründe istihdam düşmektedir. Nisan döneminde sanayi sektöründe çalışanların toplam istihdamdaki payı yüzde 20'ye gerilemiştir."

Türkiye'nin politik ve ekonomik sorunlar yaşadığına ve Türk lirasının değer yitirmesine rağmen ihracatın düştüğüne değinen Hiçyılmaz, "Burada etkili olan faktörlerden birisi avro/dolar paritesindeki gelişmelerdir. Bir diğer unsur ise dünya ticaret hacmindeki gerilemedir. İhracattaki düşüşte etkili olan bir başka unsur ise Çin'in kendi üreticisi ve ihracatçısını teşvik etmede izlediği hırslı politikadır" ifadelerini kullandı.

Birçok ülkenin borç sorunu ile mücadele ederken, Türkiye'nin bu konuda rahat olduğuna dikkati çeken Hiçyılmaz, "Çünkü bütçe disiplinine bağlı bir maliye politikası izlenmektedir. 2014 yılının ilk yarısında 3,3 milyar lira açık veren bütçe, 2015 yılının aynı döneminde 804 milyon lira fazla vermiştir. Bütçe 2014 yılının ilk 6 ayında 23,9 milyar lira faiz dışı fazla verirken, bu yılın ilk 6 ayında 30,5 milyar lira fazla vermiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ekonomisinin 22 çeyrektir büyüyen bir ekonomi olduğuna vurgu yapan Hiçyılmaz, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Ancak büyümenin finansmanı ve bileşenleri ile ilgili sorun yaşanmaktadır. Enerji ithalatı nedeniyle cari açık aşağıya çekilememektedir. Ancak bu durum cari açığı tek başına açıklamaya yetmemektedir. Çünkü Türkiye'nin ihracatında düşüş yaşanmaktadır. Sanayide üretim ve verimlilik sorunu da ayrıca karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan ekonomide iç dengenin sağlamasına rağmen, cari enflasyon oranı, hedef enflasyon oranını yakalayamamaktadır. Bunun nedeni, para ve maliye politikasıyla birlikte birçok yapısal sorunların varlığıdır. Bu kurumsal yapılanmanın işlemesi için hukuk altyapısı yeniden düzenlenmelidir."