Liberal Düşünce Topluluğu Kurucusu Atilla Yayla:

Liberal Düşünce Topluluğu kurucusu yazar Prof. Dr. Atilla Yayla, "Toprak bütünlüğü, ancak ve ancak o topraklarda yaşayan bütün insanlar hak ve özgürlükte eşit olduklarına inandığı takdirde mümkün olabilir " dedi.

Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Yayla, "İnsanlığın Ortak Medeniyeti ve Türkiye" konulu bir konuşma yaptı.

Tek bir medeniyet bulunduğunu kaydeden Yayla, bunun da "ortak insan medeniyeti" olduğunu savundu.

"Medeniyetler arası çatışma diye bir şey söz konusu değildir" ifadesini kullanan Yayla, beşeri hayattaki asıl çatışmanın medeniyete yararlı düşünceler ile zararlı olanlar arasındaki çatışma olduğunu söyledi.

Medeniyetin unsurlarına dikkati çeken Yayla, düşünce ve ifade özgürlüğünün, teşkilatlanma özgürlüğünün, bir dine inanmayanları ve azınlıkları da kapsayacak şekilde din özgürlüğünün, hukukun hakimiyetinin, siyasi suçların olmamasının bu unsurlar arasında bulunduğunu aktardı.

Atilla Yayla, düşünce özgülüğü olmadıkça ifade özgürlüğünün de olamayacağını belirterek, resmi ve popüler olan durumları eleştirebilmenin ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini söyledi.

Milli birlik ve beraberlik söylemini de eleştiren Yayla, milli birlik ve beraberlik söyleminin tehlikeli bir söylem olduğunu ileri sürdü.

Yayla, şunları savundu:

"Milli birlik ve beraberlik elbette kıymetlidir; ancak, herkesin kabul edeceği bir tanımının yapılması ve bazı gereklerin yerine getirilmesi şartıyla. Başka bir deyişle, milli birlik ve beraberlik her halükarda ve şartlar ne olursa olsun kıymetli ve mutlaka ulaşılması gereken bir hedef olmayabilir. Daha doğrusu, birlik ve beraberliğe çağrılan bazı kesimler onu böyle görmeyebilir. Mesela, din özgürlüğünü bastıran bir düzenin tesis edildiği bir yerde, din özgürlüğü taleplerine 'milli birlik ve beraberliğimizi koruyalım' çağrısıyla cevap vermenin dindar kimseler için hiçbir anlamı olmayacaktır. Benzer endişeleri etnik kimliği bastırılan kimseler de taşıyacaktır. Bir kesimin kimliğini, kültürünü reddettikten sonra, ona bir de milli birlik çağrısında bulunmak o kesim ile alay etmekle eş anlamlıdır. Çünkü kimliği inkar edilen ve bastırılanlar bilirler ki, bu çağrının gerçek anlamı hak ve özgürlük talebinde bulunmamak ve var olana rıza göstermektir. Toprak bütünlüğü, ancak ve ancak o topraklarda yaşayan bütün insanlar hak ve özgürlükte eşit olduklarına inandığı takdirde mümkün olabilir. Toprak bütünlüğünü korusanız bile insan grupları birbirinden kaçar hale geldiyse ortada bozulan bir beraberlik var demektir."

- MALATYA