Sağlık Bakanı Müezzinoğlu Açıklaması

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Kanserle mücadelede en önemli argümanımız, bir defa kötü alışkanlıklardan özellikle sigaradan uzak durma, ikincisi sağlıklı beslenmek, üçüncüsü hareketli yaşam. Bunlar, kanserle olan muhataplığımızı en az yüzde 50 azaltır" dedi.

Bursa'da, Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi'nde yatan hastalara "geçmiş olsun" dileklerini ileten Müezzinoğlu, Başhekim Op. Dr. Oktay Çelik'ten, iki ay önce faaliyete geçirilen radyoterapi cihazıyla ilgili bilgi aldı.

Müezzinoğlu, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, kanser tedavilerinde dünyanın en ileri teknolojilerini kullanan ülke olduğunu söyledi.

Bu radyoterapi cihazını Edirne'de üniversite bünyesinde kurduklarını ve daha sonra ülke genelinde yaygınlaştırdıklarını anlatan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

"Kanser, vatandaşlarımızın da en çok korktuğu hastalıkların başında geliyor. Bakanlık olarak kanser hastalığında en ileri teknolojinin kullanılmasına büyük önem veriyoruz. Önümüzdeki süreçlerde Türkiye'yi yalnız kendi insanına tedavi yapan değil, bölgesindeki kanser hastalarının da onkoloji tedavisini yapan bir merkez yapmayı hedefliyoruz. Kanserle mücadelede en önemli argümanımız, bir defa kötü alışkanlıklardan özellikle sigaradan uzak durma, ikincisi sağlıklı beslenmek, üçüncüsü hareketli yaşam. Bunlar, kanserle olan muhataplığımızı en az yüzde 50 azaltır. Yüzde 50 kanser hastası olmamamızın tedbiri kendi elimizde. Sigara, akciğer kanserinin en önemli nedeni. Alkol ve alkolizm, karaciğer hastalıklarının en önemli nedeni. Sağlıksız beslenme, bütün kanser türleriyle ilgili zemin hazırlıyor. Hareketsiz yaşam yine bu anlamda önemli etken. Birinci tedbir, vatandaşların kendilerini korumaları gerekiyor."

"Alın teri" ve "beyin teri"

Daha sonra Gürsu ilçesine geçen Müezzinoğlu, bir tekstil fabrikasında işçilerle yemek yedi.

Bakan Müezzinoğlu, fabrikanın toplantı salonunda firmayla ilgili sunumu dinledikten sonra yaptığı konuşmada, dünyanın 1960'lı yıllardan itibaren inovasyon, Ar-Ge, markalaşma ve satış-pazarlama konularını konuştuğunu dile getirdi.

Öğrenciliği döneminde, "solcu, komünist", "sağcı, faşist" gibi söylemlerle bu ülkenin gençlerinin birbirini öldürdüğünü hatırlatan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Çatışma, ayrıştırma, peşinden bir darbe. Ondan sonra, 'vay islamcı, şeriatçı, vatan haini, vay irtica hortluyor, vay şu oluyor', yine 10 yılımız, 20 yılımız gitti. 1945 yılında İkinci Dünya Harbi'nden çıkan Almanya ne konuştu? 1945'ten sonra, 1960'lı yıllardan sonra bizden işçi almaya başladı. Yerle bir oldu ama 1960'lı yıllardan itibaren Ar-Ge konuştu, inovasyon konuştu, markalaşma konuştu, satış-pazarlama konuştu. 'Komünist, faşist, laiklik elden gidiyor, irtica geliyor' bize bunları konuşturdular. Bizi ayrıştırdılar, ekonomiyi, istikrarı bozdular. Gelişen dünya, 'inovasyon, Ar-Ge, marka olmak, bunu dünyaya pazarlamak' dedi. Türkiye de artık bugünleri yakaladı. Şimdi artık iki kelime birbiriyle paralel gidecek. Alın teri kutsal mı? Evet kutsal. Peki beyin teri olmadan alın teri olur mu? Olmaz. Bize 100-150 yıldır hep hamallık yaptırdılar. Onlar üretti katma değerli ürünleri, bize de tükettirdiler veya hamallık işlerini bize bıraktılar. Halbuki beyin teri de en az alın teri kadar kutsaldır."

Fabrikayı mini golf arabasıyla gezen Müezzinoğlu'na, ziyareti anısına plaket ve çiçek takdim edildi.