Şanlıurfa'ya Suriyeliler Gelince Sağlıkta Sıkıntılar Arttı

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şanlıurfa Şubesi Başkanı İsmet Karadağ, seçim vaadi olarak Urfa'ya sağlık alanında yapılması vaadedilen hastanelerin yapılmadığını, Urfa'da sağlık alanlarının ve personelin yetersiz olduğunu söyledi. Halkın artık söz yerine somut adımlar görmek istediğini belirten Karadağ, Suriyeli sığınmacıların gelmesiyle sağlık alanında iş yükünün arttığına vurgu yaptı. El Nusra tarafından yaralı olarak gelenlere gösterilen müsamahanın Rojava'dan gelen PYD veya halka gösterilmediğini işaret eden Karadağ, kayıt dışı verilen sağlık hizmetleri ve emniyet güçlerinin Rojava'dan gelen hastalar hakkında bilgi topladığına dair iddiaları dile getirdi. Karadağ, "Sendika olarak ilimizde son bir yıldır öne çıkan ve yerelde yaşanan sağlık sorunlarını, eksiklikleri yine buna bağlı olarak Suriye'de çıkan çatışmalardan dolayı ilimizdeki sığınmacıların sağlık sorunları, nasıl yapıldığı, ilimizdeki halkın sağlık sorunları karşılanmadığı zaman il dışına ne şekilde gittiği bu konularla ilgili ve sağlık alanındaki eksikliklerin nedenlerini sizlerle paylaşacağız. İlimizin nüfusu 1 milyon 800 bin civarında. Yine TÜİK'in rakamlarına göre yılda 60 bine yakın bebek doğuyor. Bu da büyük bir ilçenin nüfusu demektir. Özellikle öteden beri sorun olan ilimizde sağlık tesisi, sağlık alanındaki hastanelerin yetersizliği, fiziki şartların yetersizliği, sağlık personeli, başta hekim olmak üzere sağlık personelinin yetersizliği gibi bir sorunlar bir türlü çözülemiyor. 2004 yılında dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın burada bir basın toplantısı oldu. Biz de katıldık. İlimizin çocuk hastanesi ve doğum hastanesiyle ilgili sıkıntının inşallah iki, üç yıl içerisinde bu sorun bitecek şeklinde bir sözü vardı. Ama on yıl geçmesine rağmen maalesef hala aynı şeyler söyleniyor. Temeller atılacak, atıldı. İki, üç ay önce yeni Sağlık Bakanı Urfa'ya geldi. O da aynı şeyi söyledi. İnşallah iki, üç sene içerisinde gerek çocuk hastanesi gerekse kadın doğum hastanesi, gerekse şehir hastaneleri projelerinin sonuçlanacağını ve biteceğini söyledi" diye konuştu.

KARADAĞ: BİZİ OYALAMAYA ÇALIŞIYORLAR

Harran Üniversitesi'ne bağlı tıp fakültesinin hizmete açılmadığını belirten Karadağ, "Hiç kimse Urfa halkıyla alay etmesin. Urfa halkını hiç kimse oyalamaya kalkmasın. On yıldır bütün siyasetçiler, Sağlık Bakanı ve ilin iktidar milletvekilleri başta olmak üzere bu halkı oyalıyor. Bunu açık bir şekilde ifade ediyorum. Halkı oyalıyorlar. İnşaatı 93-94'ten beri devam eden bir tıp fakültemiz var. 15-20 yılı buldu hala tıp fakültesinin verdiği hizmet ayrı ayrı binalarda. Poliklinikler ayrı bir yerde, laboratuvarlar ayrı bir yerde, servis ayrı bir yerde, acil ayrı bir yerde. Dolayısıyla vatandaş o sağlık hizmetini alamıyor. Rektörlük de ne hikmetse üç dönemdir bununla ilgili ne yapıyor? Belki kendilerince bir şeyler yapmaya çalışıyor; ama ne bizim detaylardan bir haberimiz var ne de basının, kamuoyunun var. Ciddi anlamda bu halkın sağlık sorunları var. Halk, çocuğunu yatıracak hastane, yatak bulamıyor. İl dışına gitmek zorunda kalıyorlar. Yoğun bakım yetersiz. Yoğun bakımlık hastalarımız Konya'ya kadar gönderiliyor. Yer bulamıyoruz, çocuklarımız çocuk hastanesine kabul edilmiyor. Bebek ölümleri yaşanıyor dönem dönem ilimizde. Yerel yöneticiler ellerinden geleni yapıyorlar. Ama hastanelerin yapılması, sağlık tesislerinin arttırılması yerel yöneticileri aşan konulardır. Örneğin çocuk hastanesinde 8 veya 9'uncu baraka yapıldı. Çocuk hastanesi on tane binadan oluşuyor neredeyse. Bütün bunlar toplandığında sorun bu ilin siyasetçilerinin bu ile samimi davranmamasıdır. Maalesef hizmet üretme noktasında yetersiz kalıyorlar. Urfa halkı artık oyalayıcı şeyler istemiyor. Biz ve Urfa halkı artık inşaatın başladığını görmediğimiz sürece biz hiç kimseye güvenmiyoruz. Şehir hastanesinin yapılması ilk etapta yoktu. Siyasetçiler, üç ay sonra, beş ay sonraki planlamanın içinde yer aldığını söylediler. Neden üç, beş ay sonra? Ki şehir hastanesi 2011 seçim vaatleri arasında yer alıyordu. Sayın başbakan buradan ifade etti. Bu 400 projenin içerisinde yer alıyordu. Şu anda ne söyleniyor? Eyyübiye'de 400 yataklı, kompleks bir hastane yapacağız. Diğerlerini unutup bununla bizi oyalamaya çalışıyorlar. İlimizin milletvekilleri kurumlara kimin atanacağına, kimin yönetici olacağına, kimin nereye görevlendirileceğine bu tür şeylerle efor ve enerjilerini harcayacaklarına bu ile sağlık alanında yapılması gereken hizmetler için eforlarını sarf etsinler" dedi.

SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ DİL SORUNU

Suriye'den gelen sığınmacılar konusuna değinen Karadağ, dil problemi yüzünden gelen hastalara hizmet veremediklerini söyledi. Karadağ, "İlimizde resmi olarak 100 bin civarında Suriyeli sığınmacı var. Ama en az 100 bin tanesinin de biz kayıt dışı olduğunu düşünüyoruz. Bunlara sağlık hizmeti verilirken büyük bir karmaşa var. Dil sorunu var bir kere. Biz hizmet veremiyoruz. Anlaşamıyoruz. Koridorlarda Arapça bilen veya Kürtçe bilen insanlar arıyoruz. Aile hekimliğinde arkadaşlarımız gönüllü olarak onlara hizmet veriyor. Resmi olarak bir düzenleme yapılmamış. Hastanelerde tedavi edilen hastaların yüzde 25'i Suriye uyruklu. Bu durumda zaten sağlık personeli yetersiz, hekim yetersiz durumda. PYD ile El Nusra arasında çıkan çatışmalarda yaralananlar buraya geliyordu. Sadece bir aydır, PYD veya Kürt tarafından yaralananlar getirilmeye başlandı. Daha önce sınırlar kapalıydı. Bu konularla ilgili iddialar var. Örneğin oradan gelen ister çatışan olsun ister vatandaş olsun yaralı olarak gelen Kürt tarafından gelenlerin büyük sıkıntılarla karşılaştıkları, hastanelere kabul edilme noktasında, o hastanın tedavisinin devam etme noktasında, başka yere nakledilme noktasında ciddi engellemelerin olduğu bize geldi. Biz de konuyu gerek genel sekreterimizle gerekse sağlık müdürümüzle görüştüğümüzde kendileri böyle bir şeyin olmadığını, tedavi için her şeyin yapıldığını ifade ettiler. Biz de bu konuda kendilerine teşekkür ettik. Ancak başka iddialar da var. Örneğin TİGEM içerisinde uzun süredir El Nusra'ya hizmet veren bir sara hastanesinden bahsediliyor. Yine Urfa içerisinde başta Eyyübiye olmak üzere Bahçelievler dahil bazı apartman dairelerinde, apartman altlarında buranın hastanelere dönüştürülüp burada El Nusra'nın ileri gelen, hastanelere güvenlik açısından getirilmeyen yöneticilerine sağlık hizmeti verildiği iddiaları var. Biz bu iddiaları ilgili yerlere ilettik. İddia diyoruz; ama birçok adres tespitinin de yapıldığı söyleniyor. Biz insanların tedavi olma noktasında dili, dini, ırkı ne olursa olsun, Dünya Sağlık Örgütünün de tanımı böyledir, hasta olan, kim olursa olsun tedavi hizmeti gerekiyor. Bunlar verilirken bir düzen, bir kamu hizmeti şeklinde verilebilir. Ama gizli, saklı, bir tarafı sınırdan kabul etmeme, bir tarafı da kaçak hastaneler kurup tedavi etmek de hem onların hayatı bakımından hem de Sağlık Bakanlığının denetimi açısından sıkıntılı bir durumdur" diye kaydetti.

EMNİYET BİLGİ TOPLUYOR İDDİASI

Urfa'da sağlık alanındaki iddiaları dile getiren Karadağ, konuşmasını şöyle bitirdi: "Rojava'dan gerek çatışmalarda gerekse halktan yaralı olarak gelen insanların ilimizin çeşitli hastanelerinde bir aydır tedavi altına alınıyor. Ama burada ciddi bir sıkıntı var. Emniyet yetkilileri, buradan emniyet müdürümüzün de üzerine düşeni yapması gerekiyor. Emniyet yetkililerinin sağlıkçı kılığına girip ya da kendini sağlıkçı olarak tanıtarak o hastaların hangi yerde tedavi yapılıyorsa oraya kadar bile gittiği, onlara siz kimsiniz diye sorulduğunda kendini farklı bir sağlık bölümünden gösteren polisler varmış. Servislere gidip yaralıların tüm bilgilerini almak, onlara bir şeyler sormak, onun tedavisini hangi hemşire, hangi sağlık personeli, hangi doktor tedavi ediyor, onların bilgilerini almak kadar emniyet görevlileri bunları yapıyor. Buradan soruyorum. Bu polisin görevi midir? Bunu hangi amaçla soruyor. Onlarca, yüzlerce El Nusra yaralıları geldi buraya. Bu uygulama bunlara yapılmış mıdır? Eğer güvenlik için bunları yapıyorlarsa herkese aynı uygulamayı yapmaları lazım. Hastane yönetiminin izni olmadan hiç kimse ne sorguya çekebilir ne de onlar hakkında bilgi toplayabilir."

(Kaynak: Gazeteipekyol)