Ticarette söz konusu olan senet, evrak, sözleşme tarzındaki alacağa konu edilen hususlarda, borcun ödemesinin yapılmaması veya itilaf durumunun söz konusu olması nedeni ile ödeme hususunda sorunların meydana gelebilme olasılığı sıklıkla görülebilmektedir. Bu durumda alacak davası açılması gerekliliğini alacaklılar açısından doğurmaktadır.
Modern hukuk sisteminde alacak davası, borçludan 'borcun' temin edilememesi durumunda dava aracılığı ile temin edilmesi için bu hallerde 'alacaklı' tarafın yasal hakkı olan bir dava türüdür. Söz konusu alacak davalarında mahkeme tarafından hem tespit hem de icra emri kararı alabiliyor.
Alacak Davalarında Yetkili Mahkeme ve Borca Konu Şartlar
Oldukça geniş konu kapsamına sahip olan alacak davaları, Türk modern hukuk sisteminde sıklıkla görülen davalardan birisidir. Geniş konu kapsamı çok çeşitli alacak davası konularının gündeme gelmesine neden olabiliyor.
Modern hukuk anlayışında alacak davasına taraf olan alacaklı ve borçlu için borç ilişkisini teşkil eden sözleşme, haksız fiil, nedensiz zenginleşme ve vekaletsiz iş görme 4 ana husus söz konusudur. Bu olgular dolayısı ile borçlu hale gelen tarafın, borcunu temerrüde düşürmeden evvel, ödeme yükümlülüğüne sahiptir. Borç ödemesinin belirtilen süre içerisinde gerçekleştirilmemesi halinde alacaklı taraf için alacak davası açma hakkı doğar.
Mahkeme tarafından alacaklı tarafın haklı görülmesi durumunda alacaklı tarafından ilamlı icra takibi başlatma hakkı da bulunur. Sürecin takibi ile sürdürülmesi faydalı olacaktır. Hukuk sistemi dâhilin de devletin yetkili mercileri aracılığı ile cebri bir tahsilat gerçekleştirilir.
Borca konu olan sözleşmenin tür ve niteliğine göre alacak davasının açılabileceği yetkili mahkeme belirlenebilmektedir. Misal olarak alacaklı tarafın borcundan dolayı açacağı alacak davası iş sözleşmesinden kaynaklı ise İş Mahkemesi, kira sözleşmesinden kaynaklı ise Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli mahkeme sıfatını kazanmaktadır. Bu durumda alacak davalarında görevli mahkemenin belirlenmesi borca konu sözleşmenin içeriğine bağlı olmasına yol açar.
Alacak Davası Dilekçe Prosedürü
Her davada olduğu gibi dava dilekçesi, alacak davası açılması içinde en önemli hususlardan birisidir. Alacak davası için dilekçe hazırlarken, dikkatli hareket edilmesi ve Türk hukuk sisteminde mevcut olan koşullara uygun hareket edilmesi gerekir.
Özellikle de davaya konu olan borç, bu borç durumunun gelişmesine ilişkin tüm süreç ve bu sürece dair kanıtlar gibi tüm detayların düzenli ve açıklayıcı bir şekilde alacak davası dilekçesi içerisinde belirtilmelidir. Aksi halde dava dilekçesindeki hatalardan kaynaklı hak kayıpları meydana gelebileceği gibi davanın olumsuz sonuçlanması ve hatta en başından reddedilmesi gibi durumlar ile karşı karşıya kalınabilir. Bu noktada uzman hukuk desteğinin alınması en ideal tercih olacaktır.
Belirsiz Alacaklar İçin Dava Süreci
Alacak davasına konu olan borcun değerinin net şekilde belirlenemediği durumlarda, asgari bir değer belirtilmesi sureti ile dava açılabilir. Mahkeme sürecinde gelişmelere ve yapılan incelemelere bağlı olarak net değerlendirme ortaya çıkartılabilmektedir. Örneğin iş mahkemelerinde işçi alacaklarının belirsiz olması durumunda arabucu sonrası dava açıla bilinir. İşçi davalarında dava sürecinde ve danışmanlığı ile ilerlenmesi alacakların belirlenmesinde faydalı olacaktır.
Alacak Davası Zaman Aşımı Süresi
Alacağın zaman aşımı süresine takılmaması alacak davaları açısından çok önemlidir. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe alınan Borçlar Kanunu kapsamında borçların niteliğine göre 1 yıl, 3 yıl, 5 yıl ve 10 yıl şeklinde borçlara ilişkin farklı zaman aşımı süreleri bulunur. Zaman aşımı durumunun vuku bulması kesinlikle borçlu taraf açısından 'borç yükümlülüğü' halinin kalktığı manasını taşımamaktadır.
Son Dakika › Advertorial › Ankara-Alacak Davası Nedir Alacak Davası Nasıl Açılır - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?