Akıncı Üssü Davası - Son Dakika
Güncel

Akıncı Üssü Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.

02.10.2018 15:36

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar ve yakınları ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Tanık astsubay A.A, darbe girişiminin yaşandığı dönemde üste araç tahsis kısmında nöbetçi olduğunu belirterek, akşam uçaklar kalktıktan hemen sonra 143. Filo komutanı yarbay Mustafa Azimetli'nin otobüs istediğini söyledi.

Ardından da üs komutanı tuğgeneral Hakan Evrim'in bizzat arayıp, biraz da bağırarak, acil otobüs talebinde bulunduğunu ifade eden A.A, nöbetçi uzman çavuş E.Ş'yi otobüsle gönderdiğini kaydetti. A.A, ilerleyen saatlerde E.Ş. ile irtibat kurduğunu, onun da teçhizatlı kişilerin otobüse bindiğini ve zorla Genelkurmay Başkanlığına götürüldüğünü, burada çatışma çıkması üzerine sığınakta beklediğini söylediğini aktardı.

Bir süre sonra da araç tahsise Mustafa Azimetli'nin yanında 10 kadar silahlı teğmen ile geldiğini bildiren A.A, yakıt istediklerini, bununla ilgili görevli olmadığını söylemesi üzerine ayrıldıklarını anlattı. A.A, onlar çıktıktan sonra Ankara'nın bombalandığını öğrendiğini ifade ederek, daha sonra Yarbay İbrahim Galin ile irtibat sağladığını kaydetti.

Nöbetçi amir yüzbaşı Cihan Özgüç'ün de arayıp uçaklara yakıt verilmemesini emrettiğini dile getiren A.A, bunun üzerine yakıt tankerlerinin yanına gidip anahtarlarını aldığını ve sakladığını bildirdi.

A.A, araç tahsise döndüğünde oraya gelen bir grubun yine yakıt istediğini, yakıt olmadığını belirtmesi üzerine kendisini ve yanındaki iki kişiyi üs komutanı Hakan Evrim'in yanına zorla götürdüklerini kaydetti. 143. Filo önünde durduktan sonra Hakan Evrim'in de makam aracıyla geldiğini, yakıt alınması gerektiğini söylediğini anlatan A.A, yine yakıt olmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine NATO tesislerine gidilmesini kararlaştırdıklarını bildirdi.

A.A, tesislere götürüldüklerini ancak kapının kilitli olduğunu dile getirerek, "Askeri üniforma giymiş teröristler, kapıyı açmak için zorladılar." dedi.

Daha sonra anahtarın bulunup kapının açıldığını söyleyen A.A, görevli uzman çavuşa yakıt vermeme yönünde imada bulunduğunu, uzman çavuşun da yanlış vanayı gösterdiğini belirtti.

A.A, darbecilere yakıt verilmediğini söyledi.

Darbecileri kaçmaya çalışırken yakalamışlar

Tanık T.K. de 15 Temmuz'da vardiya astsubayı olduğunu belirterek, akşam Ümit Yıldız başçavuşun telefon ederek karışık bir durum olduğunu, ulaşabildiği personelle üsse gelmesini söylediğini aktardı.

Televizyonu açtığında köprülerin kapatıldığını gördüğünü, askeri bir kalkışma olduğunu öğrendiğini belirten T.K, bazı personeli aradığını ve üsse gittiklerini kaydetti.

Sincan nizamiyesinden girmek istediklerinde nizamiyede bulunan tam teçhizatlı MAK personeli bir askerle tartıştıklarını, bu kişinin havaya bir el ateş ettiğini anlatan T.K, güvenlik personeli olduklarını belirttikten bir süre sonra içeri alındıklarını dile getirdi.

T.K, güvenlik taburuna gittiklerini, buradaki personele durumu sorduğunu ifade ederek, onların da terör saldırısı olduğunu ve takviye personelin birliğe geldiğini anlattıklarını söyledi. "Ne terör saldırısı, dışarıda bir kalkışma oluyor, haberiniz var mı?" dediğini anlatan T.K, olmadığı söylenince televizyonu açtırdığını ve yaşananları onların da gördüğünü bildirdi.

T.K, darbecilere karşı durmak gerektiğini aralarında konuştuktan sonra güvenli bir yer olarak lojmanlardaki bir uzman çavuşun evini seçtiklerini ve burayı karargah gibi kullandıklarını dile getirerek, içerideki timleri devriyeye çıkardıklarını ve içerden bilgi aldıklarını belirtti.

Güneş doğduktan sonra pistin vurulduğunu ve üsse girmeye karar verdiklerini, bunun için de iki tim oluşturduklarını dile getiren T.K, nizamiyenin terk edildiğini gördüklerini aktardı.

Albayı saklanırken yakalamışlar

T.K, nöbet kulelerinden kimliği tespit edilemeyen şahıslar görüldüğüne dair anonslar geldiğini, "Kuzey nizamiye bölgesinde sundurmanın altında bir şahıs var." denilmesi üzerine buraya geçtiklerini bildirdi. T.K, "Olay yerine gittik. Araçtan indik. Silahlarımızı doldurduk. Yaklaştık. Sivil kıyafetli biri vardı. Tabancasına doğrulur gibi yaptı. Çekmedi. Keşke çekseydi. Teslim oldu. O kişiyi çok iyi hatırlıyorum. Kurmay albay Ali Eraslan. Dört tim personeliyle derdest ettik." diye konuştu.

Başka anonslar da geçtiğini anlatan T.K, ayaklarında MAK'çıların kullandığı bot olan sekiz sivil kıyafetliyi derdest ettiklerini bildirdi. T.K, bu sırada gri bir araç geldiğini, onu da durdurduklarını, sorduklarında içindeki kişinin Akın Öztürk'ün koruma astsubayı olduğunu söylediğini belirterek, etkisiz hale getirmeye çalıştıkları sırada Yarbay İbrahim Galin'in geldiğini kaydetti.

T.K, ayrıca daha önce yakaladıkları kişileri bir nizamiyeye götürdüklerini, sekiz kişiyi derdest etmeden önce nizamiyedeyken askeri inzibat aracının geldiğini söyledi. T.K, içinde yarbay askeri savcı ve teğmen bulunan aracı durdurduklarını belirterek, kim olduklarını sorduğunu ifade etti. T.K, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Biz, askeri hakim, savcıyız. Siz napıyorsunuz?) dediler burada. 'Biz buradakileri etkisiz hale getiriyoruz' dedik. 'Bu saatten sonra sakın silahlı bir şeye girmeyin' dedi. 'Biz içerideki ekiple görüştük. Teslim almaya geldik' dedi. 'Ne görüşüyorsunuz?' dedik, ortalık karışmış. Kimliklerini aldık. Eskişehir'i güvenilir biliyoruz. Eskişehir'den 'Böyle bir şey var' dediler. 'Hakim bey, yakaladıklarımız var, onları da teslim edelim' dedik. Teğmeni indirdi, 'sen onları teslim al' dedi. Tutanak tuttuk. Tutanaklarla beraber Ümit başçavuş yakaladığımız kişileri karargaha götürdü ve gelen askeri savcıya teslim etti. Ama o sekiz kişinin tutanağı tutulmadı. Genelde olay böyle gelişti. Eğer hakim, savcı gelmeseydi biz 141. ve 143. filoya girecektik."

Karargah bölgesinde daha önce derdest edilen bazı kişilerin ellerindeki kelepçelerin olmadığını gördüğünü söyleyen T.K, ilerleyen saatlerde de özel harekat polisi ile sivil savcıların geldiğini kaydetti.

Tanıklar O.D. ve O.G'nin de beyanda bulunduğu duruşmaya devam edildi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Akıncı Üssü Davası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement