Eğitimciler AKP Balonlarını Patlatıp Kalemlerini Bıraktı - Son Dakika
Güncel

Eğitimciler AKP Balonlarını Patlatıp Kalemlerini Bıraktı

Eğitimciler AKP Balonlarını Patlatıp Kalemlerini Bıraktı

Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şubesi'ne üye olan eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı protesto etmek üzere iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

24.09.2014 16:44

Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şubesi'ne üye olan eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı protesto etmek üzere iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Hükümet Konağı'nda bulunan Atatürk Anıtı önünde ellerinde 'toplu sözleşme dediniz, memura ne verdiniz', ' Ergenekon, Balyoz dediniz, MEB'te sarı darbeyi yaptınız?, ' bizi kahpe Eylüller bitiremedi, siz mi bitireceksiniz', 'hak dediniz, hakkımızı yediniz' gibi pankartlarla, üzerlerinde 'Yolsuzluk', 'Yoksulluk', 'Yasaklar', 'Adalet' ve 'Kalkınma' yazan balonlarla toplanan eğitimciler, konuşmaların sonunda balonları teker teker patlatarak kalem bıraktı.

İş bırakma eylemine MHP İl Başkanı Göksel Taşçı, MHP'li İl Genel Meclis Üyeleri ve parti yöneticileri, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Turgay Çetin ve Türk Ocakları Başkanı Mesut Erdoğan'da katıldı. Burada konuşan Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Uğur, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı isyanlarının doruğa çıktığını söyledi.

Uğur, alanlara inerek Hz. Ömer adaletini elinin tersiyle itenlere, Milli Eğitimde ayrımcılık yapanlara dur deme, siyasi torpille kişiliğinden vazgeçenleri ahlaka davet etme, sırtı kalın olanlara peşkeş çekilmesine 'dur' diyeceklerini kaydetti.

Türkiye'de olduğu gibi Nevşehir'de de okullarda yöneticilerin birer birer tasfiye edildiğini hatırlatan Uğur ' Bilgisi, birikimi, ödülleri ve başarıları ile adından söz ettiren, okulu TEOG'da, üniversite sınavlarında başarılı olan, öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından takdirle karşılanan, canını dişine katarak okulunu zirveye taşıyan okul müdürleri görevlerinden bir bir uzaklaştırılıyor. Başarılı okul müdürleri yerine atanan arka bahçe mahsulü yeni idareciler bu süreçte müdür başyardımcılarını, müdür yardımcılarını kendisi seçecek ve eğitimde devasa bir siyasal kadrolaşmanın önü açılacaktır. Siyasi kadrolaşmanın son aşaması ise sıralarında tek arzusu vatanına milletine hizmet etmek için eğitim görmeyi bekleyen öğrencilerimiz olacaktır. Bu ayrımcılığa dur demek her vatandaşımızın asli görevi olmalıdır' dedi.

EĞİTİMCİLER YOK SAYILIYOR

Ülkede bazı kesimlerin el üstünde tutulurken, zenginliklerine zenginlik katarken, eğitimin temel unsurları olan eğitimcilerin yok sayıldığını ifade eden Uğur ' Bildiğiniz gibi 2013 yılında yapılan skandal olarak nitelendirdiğimiz bir toplu sözleşme dönemi geçirdik. Çalışanlar, Temmuz ayında zamlı maaş alamamış, 2014 yılında sadece 123 TL, 2015 yılı için ise yüzde 3+3 zamla yetinmek zorunda kalmıştır. Çalışanlar, 2014 yılında enflasyon farkı alamadıkları gibi, aile ve çocuk yardımlarına artış yapılmamış, ek ders ücretleri yerinde saymıştır. Kısacası 2014 ve 2015 yılları öğretmenler, akademisyenler, hizmetliler, memurlar, teknisyenler, üniversite çalışanları gibi eğitim çalışanları için kayıp yıllardır. Eğitim çalışanlarına ve diğer memurlara küçük artışları bile çok gören, enflasyon zammı yapmaktan kaçan, eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesi talebimizi elinin tersiyle iten, akademisyenlere zam sözü verilmesine rağmen; aylardır bu sözün gereğini yerine getirmeyenlerin sıra hakim ve savcılara gelince sırf oy devşirmek için kesenin ağzını açması hangi ahlaki yönetim anlayışına sığar' diye konuştu.

AKADEMİSYENLERE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI

Türk akademisyenlerin yurtdışındaki meslektaşlarına göre kat kat düşük kazandığını anlatan Uğur ' Örneğin öğretim üyeliğine giriş maaşı Kanada'da aylık 5 bin 733 dolar, Almanya'da 4 bin 885 dolar, ABD'de 4 bin 950 dolardır. Kıdemli öğretim üyeleri ise Kanada'da 9 bin 485 dolar, İtalya'da 9 bin 118 dolar, İngiltere'de ise 8 bin 369 dolar kazanmaktadır. Türkiye'de ise akademisyenler yoksulluk sınırında çalışmaya mahkum edilmektedir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, akademisyenlere zam sözü vermişti ancak bu söz aylar geçmesine rağmen yerine getirilmemiştir. Şimdi kendisi de bir akademisyen olan Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu da zam sözü vermiştir. Bizler artık sözünün eri bir başbakan görmek istediğimizi buradan bir kez daha açıklıyoruz' dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın artık sorunlar bakanlığı olarak anılacak kadar vahim bir duruma geldiğini belirten Uğur, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Milli ibaresinden kurtarılmaya çalışılan bir bakanlık olarak göze çarptığını ifade etti.

YOLSUZLUK, YOKSULLUK, YASAKLAR, ADALET VE KALKINMA BALONLARI PATLADI

Kurulduğu 2001 yılında yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar yani 3Y ile mücadele edeceğini belirten AKP'nin, yolsuzluk ile mücadele etmek yerine, kendi yolsuzluk imparatorluğunu kurduğunu kaydeden Uğur şöyle konuştu ' 17 Aralık tarihi ile ortaya çıkan belge ve bilgiler ile devletin içini nasıl boşalttığını, devleti İranlı adamcıklara nasıl peşkeş çektiğini, para sayma makinalarını, kasa kasa götürülen paraları halka açıklayamamıştır. Kısacası yolsuzluk ile mücadele balonu patlamıştır. Yoksulluk ile mücadele etmek yerine, halkı bankalara muhtaç hale getirmiş, faiz ve kredi kartlarıyla mücadele edemeyen halkı intihara sürüklemiş, aile içi şiddetin zirve yapmasına neden olmuş, açlık sınırı altındaki birey sayısını artırmış, mahsulü para etmeyen çiftçinin ürününü sokağa döktürmüştür. Kısacası yoksulluk ile mücadele balonu patlamıştır. Yasaklar ile mücadele etmek yerine, kişisel özgürlükleri yok etmiş, sosyal medya sitelerini dahi yasaklatmış, kendi gibi düşünmeyenlere biber gazını reva görmüş, yapılanlara yanlış diyenlerin üstüne TOMA'yı sürdürmüş, hakkını elde etmek için alana inen gariban memura coplu müdahaleyi doğru bulmuştur. Kısacası yasaklar ile mücadele balonu da patlamıştır. Görülmektedir ki toplumun her kesimine olduğu gibi eğitim çalışanlarına da gerek maddi gerekse de sosyal alanlarda adaletsizlikler dayatılmaktadır. Kısacası 2001 yılında kurulan partinin adalet kavramı bir yalan olmuştur. Yani adalet yalanının balonu patlamıştır. Çiftçisi, esnafı, memuru borç batağına giren, faizlerle ve bankalarla uğraşmaktan kepenk kapatan esnaf sayısı artan, mazot ve elektrik borcu ödeyemez hale gelen çiftçi sayısı artan, evindeki çocuğuna et alamayan üzerinde takım elbise alamayan memur sayısı artan ülkemin insanına 2001 yılında kurulan partinin vaad ettiği kalkınma kavramı bir yalan olmuş ve kalkınma balonu da patlamıştır. Sonuç olarak yalanlar siyaseti ile ülkeyi her geçen gün kötüye götüren, toplumsal ayrıştırma ile kardeş kardeşe kırdırma noktasına getiren, zengini çok zengin fakiri çok fakir hale getiren, benim gibi düşünen çok yaşasın aykırı olan mezar taşını hazırlatsın anlayışına hayır. Kısacası AKP'ye hayır.'

Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Uğur'un konuşmasının ardından eyleme katılan eğitimciler ellerinde bulunan ve üzerlerinde 'Yolsuzluk', 'Yoksulluk', 'Yasaklar', 'Adalet' ve 'Kalkınma' yazan balonları teker teker patlattı. Uğur ise sarı renk üzerinde siyah harflerle 'AKP' yazan balonu patlatarak ' AK Parti'ye Hayır' dedi.

Eylemin son bölümünde ise eğitimciler sınıflarında kullandıkları tahta kalemlerini alana attı.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Eğitimciler AKP Balonlarını Patlatıp Kalemlerini Bıraktı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement