Jandarmanın İstanbul'daki Darbe Faaliyetlerine İlişkin Dava - Son Dakika
Güncel

Jandarmanın İstanbul'daki Darbe Faaliyetlerine İlişkin Dava

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün jandarma yapılanmasında sözde "abilik" yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere 64'ü tutuklu...

08.05.2018 17:05

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün jandarma yapılanmasında sözde "abilik" yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere 64'ü tutuklu 92 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan duruşmada savunması alınan tutuklu sanık eski Üsteğmen Mehmet Ali Yaşar, jandarmada kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele biriminde kısım amiri olarak görev yaptığını, şube müdürünün Nurettin Çakmak olduğunu söyledi.

Yaşar, "15 Temmuz'da 18.30'da lojmanlara gitmek için yola çıktım. 19.30'da evdeydim. Saat 22.00 civarı televizyondan jandarmanın köprüyü kestiğini ve terör olayları haberlerini gördüm. Terör olayları ya da toplumsal büyük bir olay oluyor diye düşündüm. Olayların takibini yapmak için görev yerime gitmek için hazırlandım, evimden çıktım. Aracıma giderken aynı şubede çalıştığım Yener Çakır'ı gördüm. Diğer arkadaşların da şubeye gittiğini öğrendim. Halil Demirel ve İsmail Özdemir'i de aracıma alıp yola çıktım." diye konuştu.

Nizamiyeye girerken şüpheli bir durumla karşılaşmadığını, istihbarat şubeye gittiğini, 8-10 kamuflajlı asker gördüğünü, merakını gidermek için televizyondan haberleri izlediğini, Başbakan'ın açıklamalarını gördüğünü anlatan sanık Yaşar, olayların darbe girişimi olduğunu öğrendiğini, sabaha kadar şube içindeki odasında bulunduğunu, kışla içinde darbe girişimine karşı bir olay görmediğini söyledi.

Sanık Yaşar, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'ndan darbeye destek mahiyetinde bir emir verildiğini veya olay görmediğini, amiri Çakmak'ın personelin kışladaysa odasından, evindeyse evinden dışarı çıkmaması şeklinde emir verdiğini dile getirerek, il jandarma komutanının köprüye gittiğini duyduğunu, sabaha kadar kışlada kaldığını, medyadan olayları takip ettiğini anlattı. Yaşar, 15 Temmuz'da şubeye gidişinin şüphe duyulacak bir yanı olmadığını ve görev yerine sadece istihbarat şube personelinin değil, ilçe personellerinin de gittiğini aktardı.

İddianamede yer alan darbe toplantısına katıldığı iddialarına ilişkin sanık Yaşar, "İstihbarat şubede mesai bitimine doğru her gün toplantı yaparız. Çalışmalarımızla ilgili müdürün talimatını almadan evlerimize gitmeyiz. Darbeye hazırlık toplantıları asılsızdır. Günlük rutin arzlarımız bittikten sonra şube müdürüyle Şile'deki faaliyetle ilgili konuştuk. Bu operasyonla da terör şube ilgileniyordu." dedi.

Yaşar, görev aracıyla evine gittiği iddialarına karşılık şunları söyledi:

"Ben her gün evime görev aracıyla giderim. Bir yılda 8-10 kez servisle evime gitmişimdir. Ne zaman bir görev çıkacağı, takip ettiğim şahısların ne yapacağı belli değildir. Bazen 1 saat içinde görev yerine gitmemiz gerekiyordu. Araç görev kağıdımızı değiştirdiğimiz iddiası var. Ben bu konuda hiçbir bilgiye sahip değilim. İddianamede öğrendim. Bu evrakın benimle ilgili yoktur. Aracın zimmetli kullanıcısına aittir. FETÖ/PDY örgüt üyesi değilim. Bu iddiaları reddediyorum."

"Olumsuz herhangi bir eylemde bulunmadım"

Tutuklu sanık Ahmet Özpehlivan savunmasında, 15 Temmuz'da öğrenci subay olduğunu, o gün çocuklarının tedavileri için uğraştığını, daha sonra evine gittiğini, askeri hattan birinin kendisini arayarak il jandarmaya çağırdığını anlattı.

Özpehlivan, savunmasında şunları dile getirdi:

"Binbaşı Barış Aras, beni 21.30'da arayarak, 'Zekeriyaköy Karakolu'nda ne eksiklik var, bakmamız lazım.' diye oraya çağırdı. 22.17'de Harp Akademileri'nden çıkış yaptım. Yolda anormal bir durumla karşılaşmadık. 23.00'te karakola vardık. Karakol Komutanı Kerem Kartal geldi bizden sonra. Televizyondan durumu takip ediyorduk. Başbakanımızın açıklamasını görünce şaşırdık, 'Biz niye geldik?' diye sormaya başladık. Karakol Komutanı, il jandarmadan mesaj geldiğini, sıkıyönetim mesajını yolladığını söyledi. Bir tuğgeneralin imzası olduğunu görünce bunu kabul etmedik. Oradan çıkmak istedik. İlçe jandarmanın aracı benzin almaya çıkınca 'Siviller silah çekmiş, ortam sakinleşinceye kadar bekleyelim.' dedik.

Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını görünce sıkıntılı durum olduğunu anladık ve bir an önce karakoldan çıkmak istedik. Karakoldan çıkmak üzereyken karakol Komutanı Kerem Kartal, asker olan 'Samet Satılmış'ı Kemerburgaz'a bırakır mısınız?' dedi, 'Tamam dedim.' çıktık. Akademiye geri döndük. Olumsuz herhangi bir eylemde bulunmadım. Darbe girişiminin başarısız olduğu ve akademiye döndüğüm iddiaları gerçek değildir. Saat 3 civarında darbecilerin faaliyetlerinin en yoğun olduğu zamandı. Ahmet Zeki Gerehan ve Zafer Özleblebici'nin yaptığı toplantıya katıldığım iddiaları vardı. Kızımın hastanede tedavisini yaptırıyordum. HTS kayıtlarında bu çıkacaktır. Karakoldan çıkmadım, herhangi bir yeri ele geçirmeye çalışmadım."

"Jandarmanın dahli olmadığı halde dahli olmuş gibi gösterilmek istenmiş olabilir"

Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, "Bu kumpası sana kim kurmuş olabilir?" sorusuna sanık Özpehlivan, "Kim olduğunu bilmiyorum. Bizi oraya kim yönlendirdi bilmiyorum." şeklinde cevap verdi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Çakar, "Amaç ne?" diye sordu.

Sanık Özpehlivan da "Bu darbeye iştirak etmediğimiz halde iştirak etmiş gibi göstermek olabilir. Jandarmanın dahli olmadığı halde dahli olmuş gibi gösterilmek istenmiş olabilir." dedi.

Evinde H serisi olan dolar bulunduğunu ifade eden sanık Özpehlivan, "Sadece 1 dolarlar alınmış. Herhangi bir özelliği olmayan bu 3 tane bir dolar, bir şey teşkil etmeyeceği açıktır. Hakkımda ByLock kullandığım iddia ediliyor. Bu programın ne olduğunu medyadan öğrendim. Bu programı yüklemedim, kullanmadım. İsmimin bu listeye kimler tarafından yüklendiğini bilmiyorum. Darbe ve FETÖ iddialarını kabul etmiyorum." diye konuştu.

Tutuklu sanık Mustafa Baştürk savunmasında, acil tıp uzmanı olduğunu, 3 kişinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak verdikleri ifadeler sonucu tutuklandığını, eşinin hekim olduğunu, eşi adına kayıtlı hattan görüşmeler yaptığını, bu hattı kendisinin kullandığını, ByLock'u kesinlikle kullanmadığını, uzman bir kişi tarafından hazırlanan raporda, "Bu şahıs ByLock kullanmamıştır." sonucuna varıldığını, telefonunun incelendiğinde bu durumun görüleceğini söyledi.

Duruşma yarına ertelendi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Jandarmanın İstanbul'daki Darbe Faaliyetlerine İlişkin Dava - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement