Polis Haftası’nda Bir Ayrıntı

Emniyet Amiri olan babasını 28 Aralık 2007 tarihinde trafik kazasında kaybeden Simge SANI'nın 10 Nisan Polis Günü törenlerinde okuduğu ve törene katılanların duygulu anlar yaşamasına neden olan "Canım Babama Mektup" başlıklı yazısı şöyle;

Canım Babama Mektup;

Ben babamı annemin dışında hiç birilerine anlatmayı düşünmemiştim. İstedim ki kahraman babamı artık herkes tanısın bilsin.

Ben 10 yaşındayım 5.sınıf öğrencisiyim rahmetli emniyet amiri Sinan Sanı'nın kızıyım. Her şeyden önce bir polis çocuğuyum. Babamla gurur duyuyorum. Oysaki ben babamı 7 yaşına kadar tanıyabildim. Benden babamı hep televizyonlardan gördüğüm gibi bir terör kurşununun ayıracağını sanırdım, oysaki babamı benden bir trafik terörü koparıp aldı.

Sizler bilir misiniz babasızlığının ne demek olduğunu? Sizler bilir misiniz? Telsiz sesi duyduğunuzda, bir polis arabası, bir polis gördüğünüzde veya biri "BABA" diye seslendiğinde içinizin nasıl cıız ettiğini?

Ben bunların hepsini bilirim. Çünkü bunları görünce benim içim hep cıız ediyor. Küçükken düştüğümde dizim yaralanıp kanadığında babam hemen ''öpeyim de iyileşsin''derdi bende hemen iyileşirdim. Çünkü babam bana ilaç gibi gelirdi.

Canım babam hep derdin ya''Benim prenses kızım gül yüzün hep gülsün ''diye ama artık gül yüzlü kızının yüzü hiç gülmüyor, prenses kızının canı çok acıyor.

Sen gittin ya babam o çok sevdiğin patates yemeğini artık anneme pişirtmiyorum. Çünkü o zaman annem çok üzülüyor. Annem üzülmesin diye bende sevmiyorum o yemeği diyorum. Annemde pişirmiyor. Dedim ya annem üzülmesin diye diyorum. Çünkü ben o yemeği çok seviyorum.

Babam benim, annemi de görsen tanıyamazsın artık senden sonra saçları bembeyaz oldu, o bayıldığın gülücükleri de yok oldu. Hani annemin çalışmasını hiç istemiyordun, öğretmenlik bile yaptırmıyordun ya artık annem mecburen Ticaret ve Sanayi Odasında çalışıyor.

Haa bu arada evimiz ide Kırşehir'e taşıdık. Hani annem ede hep derdin ya "Ben senin yanında hiç yaşlanmam" diye ama annem sensizken çok yaşlandı. Bazı geceler sabaha kadar oturuyor çay içiyor, kahve içiyor ağlıyor. Ben bunları biliyorum ama annem benden saklıyor. Keşke yaşasaydın da yine bizi bırakıp göreve gitseydin. Ama geçte olsa evimize gelseydin. Ben yine yıldızları senle saysaydım. Çok şey mi istiyorum. Hayır ben sadece seni istiyorum. Bak yine sensiz bir 10 Nisan geliyor, elimde olsaydı takvimlerden seni benden alan 28 Aralık'ı silerdim.

Annem "Hayat çok acımasız" diyor. Ama hayat değil insanlar çok acımasız. Onlar benim canımı çok yakıyor. Tabii aneminde. Şimdi bir mucize olsa senin 10 Nisandaki telaşını gülerek izlesem, "Tören şapkam nerde? Kravatımı bulamıyorum." Halbuki hep aynı yerde olurdu sen telaşından göremezdin.

İşte böyle babam. Bu polis haftasında senin haftanda içimi sana dökmek istedim.10 Nisanda da o çok sevdiğin papatyalarla yanına duaya geleceğim. İşte sensizlik canımı böyle acıtıyor. Ne olur babam rüyalarıma daha çok gel emi, sana daha çok sarılayım, kokunu içime çekeyim.

İyi ki sen benim babam oldun iyi ki bende sizin çocuğunuzum.

Seni Çok Seven Kızın

Simge SANI