"Sizin kanalınız tam bir felaket. Siz yalan habersiniz."
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlamadan önce düzenlediği basın toplantısında CNN için kullandığı bu ifadeler, başkanlığı döneminde medyayla ilişkisinin nasıl olacağının işaretiydi.
Trump aynı konuşmasında, kendisiyle ilgili Rus istihbaratının elindeki bilgileri içerdiği iddia edilen bir raporu yayınlayan BuzzFeed sitesine de "çökmekte olan bir çöp yığını" demişti.
Donald Trump'ın medyayla ilişkisi, basın toplantısında söylediği sözlerden sonra tekrardan gündeme geldi.
Trump basın toplantılarında sıklıkla basını eleştirse de, toplantıda bu eleştiriler daha yoğun ve uzundu.
Trump'ın bir saatten uzun süren toplantıda basın hakkında kullandığı ifadelerden yalnızca bazıları şöyle:
Kim yalan söylüyor?
Basın toplantısında Trump'ın medyayı yalancılıkla suçlamasına medyadan da anında yanıt geldi.
Trump'ın toplantıdaki "Seçimde 306 Seçici Kurul delegesi ile Ronald Reagan'dan beri bir başkanın aldığı en yüksek Seçici Kurul delegesini kazandım" sözünü hatırlatan NBC muhabiri Peter Alexander, "Sizden önceki başkan Obama Seçici Kurul'da 365 delege kazanmıştı" diyerek sorusuna başladı.
Trump, soruyu burada keserek "Cumhuriyetçi başkanları kastediyordum" deyince NBC muhabiri "George H. W. Bush da 426 delege kazanmıştı. Siz basını yalancılıkla suçlarken kendiniz yalan söylüyorsunuz, halk size neden güvensin?" diye sordu.
Trump'ın yanıtı ise "Bilmiyorum, bana böyle bir bilgi verilmişti. Ortada böyle bir bilginin dolaştığını görmüştüm. Ama sonuçta bariz bir zafer kazandım, değil mi?" oldu.
ABD başkanlarının basınla aralarının gerilmesinin tarihte çok örneği olsa da son yıllarda bu seviyede bir gerginlik görülmemişti.
ABD'de sağcı televizyonlar arasında yer alan Fox News'ten Howard Kurtz, dünkü basın toplantısını "ABD tarihinde bir başkanın medyaya yönelik en sert ve aralıksız saldırısıydı" diye tanımladı.
Donald Trump basın hakkında böyle sert ifadeler kullansa da, ABD başkanı olmadan önce televizyon ile ününü artırmıştı: Milyarder işadamı, 2004-2015 yılları arasında NBC'de yayınlanan The Apprentice (Çırak) adlı yarışma programının yıldızıydı.
Fakat Trump'ın başkanlık için kampanya yürütmeye başlamasının ardından işler değişti.
Trump bu süreçte ana akım medyayı eleştirmeye başlayıp, aralarında Washington Post'un da bulunduğu bazı basın kuruluşlarının mitingine katılmasını yasaklamıştı.
Neden böyle bir çatışma yaşanıyor?
Peki Trump neden medyayla böylesine açıktan bir çatışma yaşıyor?
ABD'deki National Public Radio'nun (Ulusal Kamu Radyosu - NPR) medya üzerine çalışan muhabiri David Folkenflik, Trump'ın yemin töreninden örnek vererek Trump ve ekibinin gösterdiği tabloyla basının gördüğü ve yazdığı tablo arasındaki farkın önemli bir neden olduğunu söylüyor.
Törene bir önceki başkan Obama'nın törenine kıyasla daha az insan katılmış olmasına rağmen Trump ve ekibi, katılımın daha fazla olduğunu söylemiş ve medyayı gerçekleri gizlemekle suçlamıştı.
Trump'ın danışmanı Kellyanne Conway'in "Beyaz Saray Basın Sözcüsü Sean Spicer bu konuda alternatif gerçekler sunuyor" sözünü hatırlatan Folkenflik, "Trump yönetiminden bunun gibi önemsiz konular hakkında bile kolaylıkla yalanlanabilir ifadelerin gelmesi Beyaz Saray'ın yeni üst düzey kadrosunun inanılırlığını ilk günden ufalıyor" diyor.
İngiliz gazetesi The Guardian'ın köşe yazarı Jill Abramson ise net bir şekilde "Alternatif gerçek yalandır" diyor.
"Biz de medyadan hesap soracağız"
Trump'a göre ise yaptığı şey "bozuk sistemi düzeltmek". Popülist bir söylemle "Washington'daki elitleri" eleştirerek iktidara gelen Donald Trump, dünkü toplantısında basına yönelttiği eleştirilerin nedenini şöyle açıkladı:
"Ben Amerikan halkını temsil etmek için buradayım. Bu bozuk sistemi düzeltip topluma fayda sağlar hale getirmek için buradayım".
Trump'a göre ana akım medya "seçmenlerin zihinlerini yalanlarla zehirleyen", "gazetecilikle alakası kalmamış" ve "halkın çıkarları için değil kendi çıkarları için çalışır" halde.
İster Trump'ın açıklaması doğru olsun, ister onu eleştirenlerin, ABD'nin yeni başkanının göreve başladığı gün Beyaz Saray Basın Sözcüsü Sean Spicer'ın söylediği sözler, bu gerilimin kolay kolay azalmayacağını gösteriyor:
"Medyada Donald Trump'tan hesap sorma sorumluluğu üzerine pek çok şey söylendi. Ben bugün size bunun iki yönlü olacağını söylemek için buradayım.
"Biz de medyadan hesap soracağız."
Peki bu hesap nasıl sorulacak?
Trump'ın yardımcılarından Sebastian Gorka, Perşembe akşamı BBC'ye verdiği mülakatta da sorulan "Yalancılıkla suçladığınız medyaya karşı bir şey yapacak mısınız" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Bugüne kadar yaptığımız şeyi yapmaya devam edip sizlerin basın üzerindeki tekelinizi kıracağız. Milyarder işadamını Beyaz Saray'a getiren şey de buydu.
"Ana akım medya artık haber tekeline sahip değil. Bizler Twitter veya YouTube gibi kanallardan doğrudan kitlelere ulaşabiliyoruz.
"Gerçeklik üzerinde tekeli olduğunu sanan insanlara pabuç bırakacak değiliz.
"Ulusal ve uluslararası kitlelerle doğrudan iletişime geçeceğiz."
Son Dakika › Dünya › ABD Başkanı Donald Trump Medyaya Savaş mı Açtı? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?