Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Mit Tır'larını' Soran Fransız Gazeteciye: Fetö Ağzıyla Konuşuyorsun

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Paris'te görüştüğü Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron ile ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "MİT TIR'ları" ile ilgili soru soran bir Fransız gazeteciyi "FETÖ ağzıyla konuşmamayı öğrenin" diyerek tersledi.

France 2 televizyonu muhabiri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "2014 yılında sınırda içinde silah olan kamyonlar bulundu. Neden Suriye'ye silah gönderdiniz? Türkiye'nin selefi grupları desteklemesi için ne diyorsunuz?" diye sordu.

Bunun üzerine Erdoğan, "Sorunuzu anlamadım, Suriye'ye kim silah gönderdi? FETÖ ağzıyla konuşuyorsun" dedi.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"O operasyonları yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı ve onlar şimdi hapiste. İstihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik yetkileri hakları vardır. Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da ABD'nin Suriye'ye gönderdiği 4 bin tır silahı niye sormuyorsun? FETÖ ağzıyla konuşmamayı öğrenin."

Macron: İki yüzlülükten çıkmak gerekir İki lider görüşmelerinde, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği süreci ile ikili ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerin ele alındığını söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'nin üyelik sürecinde ilerleme kaydedilmediğini, Türkiye'nin yaşadığı zorlukların da farkında olduğunu söyledi.

Macron, "Şunu hatırlattım Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, benim gözümde Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi içinde kalması çok önemlidir. Kuşkusuz bir iki yüzlülükten çıkmak gerekir artık. Yani kendiliğinden yeni başlıkların açılması gibi bir şey mümkün olmayacaktır" dedi.

Erdoğan: AB süreci milletimizi yoruyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise AB'de Türkiye gibi başka bir ülke olmadığını, açılan fasılların niye kapatılmadığı konusunda birliğin kendilerine gerekçe sunamadığını belirtti.

Erdoğan, üyelik sürecine ilişkin olarak "Türkiye 54 yıldır kapıda bekletilen bir ülke, bu bizi ciddi manada yoruyor, milletimizi de yoruyor. Bu bizi belki de bir karar almaya sürükleyecektir" dedi ve ekledi:

"Zira sürekli olarak 'Ne olur bizi de alıverin' diyecek halimiz yok.